Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2016/864
Karar No: 2020/689
Karar Tarihi: 29.09.2020

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2016/864 Esas 2020/689 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2016/864 E.  ,  2020/689 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi


    1. Taraflar arasındaki “işçilik alacağı” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Adana 2. İş Mahkemesince verilen davanın kabulüne ilişkin karar davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 9. Hukuk Dairesi tarafından yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
    2. Direnme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler okunduktan sonra gereği görüşüldü:

    I. YARGILAMA SÜRECİ
    Davacı İstemi:
    4. Davacı vekili 03.07.2007 havale tarihli dava dilekçesinde; davalı ... Başkanlığının (Belediye) park bahçelerin temizlik, düzenleme, bakım, budama ve benzer işlerini alt işverenlere verdiğini, davalı ile alt işverenler arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğuna dair kararların kesinleştiğini, temizlik işçisi olarak 01.05.2003 tarihinden itibaren alt işverenlerde çalışan müvekkilinin baştan beri davalı Belediyenin işçisi olduğunu ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin ve ilave tediye ücretlerinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı Cevabı:
    5. Davalı vekili 16.11.2007 tarihli cevap dilekçesinde; müvekkili ile davacı işçi arasında iş sözleşmesine dayanan bir ilişki bulunmadığını, davanın ihaleyi alan şirketlere yönlendirilmesi gerektiğini, iş sözleşmesinin davacının devamsızlığı nedeniyle son alt işverence haklı nedenle feshedildiğini, ileri sürülen muvazaa iddiasının davacı ile ilgisi olmayıp eldeki davada uygulanma olanağı olmadığını, ilave tediye ödenmesine ilişkin yasal şartların bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkeme Kararı:
    6. Adana 2. İş Mahkemesinin 06.05.2009 tarihli ve 2007/359 E., 2009/325 K. sayılı kararı ile; davacının 01.05.2003-08.05.2006 tarihleri arasında davalı işyerinde çalıştığı, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haksız olarak feshedildiği, yıllık izinlerin kullandırıldığına dair dosyaya yıllık izin defteri veya belge sunulmadığı, ilave tediye alacağının ödenmediği, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2. maddesi gereğince davalı ... Belediyesi asıl işveren olup, davacının alacaklarından alt işverenle birlikte sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

    Özel Daire Bozma Kararı:
    7. Adana 2. İş Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
    8. Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 20.03.2012 tarihli ve 2012/3386 E., 2012/9107 K. sayılı kararı ile; “…Somut olayda davacının davalı ... işçisi olmadığı ve davalıdan ihaleyle iş alan alt işveren işçisi olarak çalıştığı anlaşılmaktadır. Mahkemece de asıl işveren alt işveren ilişkisine değer verildiği kararda belirtilmiş olmasına rağmen başka işçilerin açtıkları davalarda muvazaa olgusunun kesinleştiğinden söz ederek ilave tediye isteğinin kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur. Her dosya kendi içindeki delil durumuna göre değerlendirilir. Davacı işçinin davalı hakkında muvazaa iddialarıyla ilgili açılmış ve kesinleşen bir davası bulunmamaktadır.
    Davacının gerçek işvereni dava dışı alt işveren olup, kamu kurumundan iş almış olsa da 6772 sayılı Yasanın 1. maddesindeki koşulları taşımayan alt işverenin ilave tediye ödeme yükümü bulunmamaktadır. Asıl işverenin işçilik alacaklarından sorumluluğu alt işverenin sorumluluğunu aşamayacağından ilave tediye alacağı isteğinin reddi gerekirken yazılı şekilde isteğin kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur…” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
    Direnme Kararı
    9. Adana 2. İş Mahkemesinin 25.12.2014 tarihli ve 2014/241 E., 2014/605 K. sayılı kararı ile; daha önce verilen mahkeme kararları ile de davalı Belediyenin tarafı olduğu 01.05.2006 tarihi öncesine ilişkin sözleşmelerin muvazaalı olduğunun kesin olarak tespit edildiği, daha sonra yapılan sözleşmeler bakımından muvazaa iddiasının ispat edilemediği, bu nedenle davacının 01.05.2006 tarihi öncesi için 1.890,93 TL ilave tediye ücretine hak kazandığı gerekçesiyle 01.05.2006 tarihi öncesine ilişkin ilave tediye ücreti için Yargıtay bozma kararına direnilmiştir.
    Direnme Kararının Temyizi:
    10. Direnme kararı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

    II. UYUŞMAZLIK
    11. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut olayda, farklı işçiler tarafından açılarak kesinleşen ve davalı ... ile ihaleyi alan şirketler arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunun tespit edildiği davaların eldeki dava yönünden bağlayıcı olup olmadığı, burada varılacak sonuca göre davalı Belediyenin ilave tediye ödeme yükümlülüğünün bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.

    III. ÖN SORUN:
    12. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında; mahkemece uyuşmazlık konusu ilave tediye alacağına ilişkin olarak ilk kararda davalı ... Belediyesinin asıl işveren sıfatıyla davacının alacaklarından alt işverenle birlikte sorumlu olduğu gerekçesiyle ilave tediye alacağının kabulüne karar verildiği, direnme kararında ise mahkeme kararları ile davalı Belediyenin 01.05.2006 tarihi öncesine ilişkin sözleşmelerinin muvazaalı olduğunun kesin olarak tespit edildiği gerekçesine yer verildiği dikkate alındığında, direnme kararının gerekçesinin yeni gerekçeye dayalı yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı, şu hâlde temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulunca mı, yoksa Özel Dairece mi yapılması gerektiği hususu ön sorun olarak tartışılmıştır.

    IV. GEREKÇE
    13. Direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için mahkeme bozmadan esinlenerek yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli; gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir (6217 sayılı Kanun’un 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"na eklenen “geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 429. maddesi).
    14. Mahkemenin yeni bir bilgi, belge ve delile dayanarak veya bozmadan esinlenip gerekçesini değiştirerek veya daha önce üzerinde durmadığı bir hususu bozmada işaret olunan şekilde değerlendirerek dolayısıyla da ilk kararının gerekçesinde dayandığı hukuki olguyu değiştirerek karar vermiş olması hâlinde direnme kararının varlığından söz edilemez.
    15. Somut olayda, mahkemece ilk kararda 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2. maddesine göre davalı ... Belediyesinin asıl işveren olduğu ve davacının alacaklarından alt işverenle birlikte sorumlu olduğu gerekçesine yer verilmiş iken, direnme olarak adlandırılan kararda bu kez davalı Belediyenin alt işverenlerle imzaladığı 01.05.2006 tarihi öncesine ait sözleşmelerin muvazaalı olduğu gerekçesine dayanılmıştır.
    16. Görüldüğü üzere, ilk kararın gerekçesinde davalı ... Belediyesi ile alt işveren arasında muvazaaya dayalı olmayan geçerli bir asıl işveren-alt işveren ilişkisinin bulunduğu kabul edilmiş iken, direnme kararının gerekçesinde asıl işveren-alt işveren ilişkisi muvazaalı kabul edilmekle yeni bir hukuki gerekçe oluşturulmuştur.
    17. Buna göre mahkemenin direnme olarak adlandırdığı temyize konu kararın, usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı, bozmadan önceki kararda tartışılıp değerlendirilmemiş yeni gerekçeye dayalı yeni hüküm niteliğinde olduğu her türlü duraksamadan uzaktır.
    18. Hâl böyle olunca, kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi Hukuk Genel Kuruluna değil, Özel Daireye aittir.
    19. Bu nedenle yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.

    V. SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    Davalı vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 9. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,
    Karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 29.09.2020 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi