Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/8410
Karar No: 2015/8612
Karar Tarihi: 10.06.2015

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2015/8410 Esas 2015/8612 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2015/8410 E.  ,  2015/8612 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : DÜZCE 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 29/11/2013
    NUMARASI : 2007/898-2013/777

    Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı mirasçıları tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi .. .. raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

    -KARAR-
    Dava,paydaşlar arasında ecrimisil isteğine ilişkindir.
    Davacı, kardeşi davalı ile birlikte paydaşı olduğu 5 adet (35, 157, 345, 396 ve 399 parsel sayılı) taşınmazı davalının tek başına tasarruf ettiğini ileri sürerek 2002-2007 yılları arasındaki dönem için toplam 9.000,00 TL ecrimisile karar verilmesini istemiş;yargılama sırasında davalı 01.07.2012 tarihinde öldüğünden yasal mirasçıları davaya dahil edilmiştir.
    Davalı,zamanşımı süresinin dolduğunu, payına isabet eden bölümü kullandığını,çekişme konusu taşınmazlardan davacının istediği takdirde yararlanabileceğini buna engel olmadığını,davacının da kullanımına bırakılan 12,14 ve 500 parsel sayılı taşınmazlar olduğunu, intifadan men şartının gerçekleşmediğini Davalı mirasçıları, husumet itirazında bulunarak davanın esastan reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece,davacının kullanımına engel olunduğu gibi davacıya herhangibir gelir verilmediği gerekçesi ile bilirkişi raporuna atfen davacının payına hasren davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriği, toplanan deliller ve ve eksiğin tamamlanması suretiyle getirtilen belgelerden; çekişme konusu tapuda tarla niteliğiyle kayıtlı 5 adet (35, 157, 345, 396 ve 399 parsel sayılı) taşınmazda davacının 1/2, davalının 2/3 oranda paydaş oldukları davacının, davalı ve diğer paydaşlar aleyhine Düzce 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2005/733 Esasına kayıtlı olarak açtığı ortaklığın giderilmesi davasının derdest olduğu,davalının çekişmeli taşınmazların çeşitli bölümlerinitasarruf ettiği,taşınmazların bir bölümünün ise kamulaştırıldığı anlaşılmaktadır.

    ./..

    Hemen belirtilmelidir ki, dava konu taşınmazlarda taraflar paydaştırlar. Paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan her zaman payına vaki elatmanın önlenilmesini ve ecrimisil isteyebilir. Elbirliği mülkiyetinde de paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine ecrimisil davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı ecrimisil davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.
    Kural olarak, men edilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi de, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır. Ancak, bu kuralın yerleşik yargısal uygulamalarla ortaya çıkmış bir takım istisnaları vardır. Bunlar; davaya konu taşınmazın kamu malı olması, ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe gibi) doğal ürün veren yada (işyeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılmış olması halleridir. Bundan ayrı, taşınmazın getirdiği ürün itibariyle de, kendiliğinden oluşan ürünler; biçilen ot, toplanan fındık, çay yahut muris tarafından kurulan işletmenin yahut, başlı başına gelir getiren işletmelerin işgali halinde intifadan men koşulunun oluşmasına gerek bulunmamaktadır.
    Yine paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belli bulunması durumunda, davacı paydaş tarafından davalı paydaş aleyhine bu taşınmaza ilişkin elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri dava açılması hallerinde yine intifadan men koşulu aranmaz.
    Tüm bunların yanında, ecrimisil davalarında davalının uzun süreli kullanımı söz konusu ise, bu kullanıma ses çıkarmayan davacının zımni muvafakatinin var olduğu yönünde “fiili karine” oluşacağı ve bu karinenin aksi davacı tarafından kanıtlanmadıkça, ecrimisil talep edilmesinin Türk Medeni Kanunu"nun 2. maddesinde yer alan dürüstlük kuralına aykırılık teşkil edeceği kabul edilmektedir.
    Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; davacının taşınmazdan hiç bir şekilde yararlanamadığını ileri sürerek eldeki davayı açtığı, taşınmazların uzun yıllardır davalı tarafından kullanıldığı ,davacının mevcut kullanıma her hangi bir ihtar ile karşı çıkmadığı ( taşınmazların kullanılmasına göz yumduğu), dolayısıyla davalının kullanımına zımnen muvafakat ettiğı, ortaklığın giderilmesi davasının açılması ile muvafakatın geri alındığı sonucuna varılmakta olup, bu durumda davacının açtığı ortaklığın giderilmesi davasında dava dilekçesinin davalıya tebliğ tarihinden önceki kullanımı nedeniyle davalının kötüniyetli olduğunu ve ecrimisille sorumlu tutulabileceğini söyleyebilme olanağı yoktur.

    ./..

    Öte yandan;davacının taşınmazlarda kullandığı bir bölüm yok ise de kullanabileceği bir yer olup olmadığı mahkemece araştırılmış değildir.
    Hâl böyle olunca, yerinde yeniden keşif yapılarak yukarıdaki ilkeler uyarınca inceleme ve araştırma yapılması,toplanan ve toplanacak delillerin değerlendirilmesi, davacının taşınmazlarda kullanabileceği bir bölümün olup olmadığının gerektiğinde taşınmaz başında dinlenecek yerel bilirkişi ve yeniden dinlenecek tanık sözleri ile kuşkuya yer bırakmayacak biçimde saptanması, davacının kullanabileceği bir yer var ise ecrimisil isteğinin reddedilmesi, aksi halde davalının kullandığı alan gözetilerek ortaklığın giderilmesi davasında dava dilekçesinin davalıya tebliğ tarihi olan 10.05.2005 tarihinden dava tarihine kadar bilirkişi tarafından hesaplanacak ecrimisile hükmedilmesi gerekirken noksan soruşturma ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
    Kabule göre de; Düzce 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 30.10.2008 tarihli kesinleşen 2006/176 E. 2008/255 K. sayılı ilamı ile dava konusu 35 parsel üzerindeki fındık ağaçlarının tamamının davalıya aidiyetine ilişkin ilam ve aynı kararda 399 parsel üzerindeki fındık ağaçlarının davalı mirasçısı Nazmi tarafından dikildiği (fındık ağaçlarının dikilmesinde davacının katkısının olmadığı) gözetilerek zemin (tarla) geliri üzerinden ecrimisil hesabı yapılması gerekirken anılan parsellerde fındık geliri üzerinden ecrimisile hükmedilmesi doğru olmadığı gibi 6100 sayılı 297. maddesine aykırı olarak davacının hak ettiği ecrimisil miktarının gerekçeli kararda gösterilmemesi de isabetsizdir.
    Davalı mirasçılarının bu yönlere değinen temyiz itirazı yerindedir.Kabulü ile hükmün açıklanan nedenle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 10.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi