Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/8291
Karar No: 2015/8608
Karar Tarihi: 10.06.2015

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2015/8291 Esas 2015/8608 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2015/8291 E.  ,  2015/8608 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : YUNAK ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 05/09/2012
    NUMARASI : 2004/225-2012/235

    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil olmazsa tenkis davası sonunda, yerel mahkemece asıl ve birleşen davanın reddine ilişkin olarak verilen karar asıl davada davacılar ve birleşen davada davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi Barış raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

    -KARAR-

    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil olmazsa tenkis isteğine ilişkindir.
    Davacılar, babaları olan ortak mirasbırakanları A.. Ç.."in maliki olduğu 2557, 4440 ve 4866 parsel sayılı taşınmazlarını oğlu olan davalıya satış aktiyle temlik ettiğini; yine 4439 parsel sayılı taşınmazını ise kadastro tespiti sırasında davalıya hibe etmek suretiyle adına tescilini sağladığını, saklı paylarına tecavüz edildiğini ileri sürerek tenkis isteğinde bulunmuşlar;yargılama sırasında ıslah dilekçesi ile dört adet taşınmaz yönünden işlemlerin muvazaalı olduğunu ileri sürerek tapuların iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline olmazsa tenkise karar verilmesini istemişler; birleşen davada ise davacı Teslime işlemlerin muvazaalı ve mirasçılardan mal kaçırma amaçlı olduğunu ileri sürerek tapuların iptali ile miras payı oranında adına tesciline olmazsa tenkise karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, dava açma süresinin dolduğunu,satışın gerçek olduğunu,murisin taşınmazlarına işlenen şerhlere konu borçlarını ödediğini, ayrıca murise baktığını ve tedavisi ile ilgilendiğini, murisin minnet duygusu ile hareket ettiğini belirtip davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece; satış işleminin gerçek olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir
    Dosya içeriği,toplanan deliller ve eksiğin tamamlanması suretiyle getirtilen belgelerden; 1938 doğumlu mirasbırakan A.. Ç.."in 15.09.2003 tarihinde öldüğü, geriye çocukları davacılar ile davalıyı mirasçı olarak bıraktığı,maliki olduğu 2557, 4440 ve 4866
    ./..
    Parsel sayılı taşınmazlarını oğlu olan davalıya 06.02.2002 tarihli satış aktiyle temlik ettiği, ayrıca tapunun 22.12.1960 tarih ve 2263 sıra numarasında mirasbırakan adına tapuda kayıtlı taşınmazı, miras bırakanın, kadastro tespiti sırasında 1987 yılında iki parçaya bölerek 4439 parseli davalıya kayıtsız ve şartsız hibe ettiği ve zilyetliğini devrettiği yönündeki beyanı ve kadastro tespitinin davalı adına yapılması yönündeki muvafakatı nedeniyle 4439 sayılı parselin davalı adına yapılan kadastro tespitinin itirazsız kesinleştiği ve 01.02.1993 tarihinde davalı adına sicil kaydının oluştuğu,murisin Tarım Kredi Kooperatif borçları nedeniyle 2557, 4440 ve 4866 sayılı parselleri üzerinde şerh bulunduğu ve bilahare terkin edildiği anlaşılmaktadır.
    Hemen belirtilmelidir ki; davalıya kadastro sırasında hibe edilen 4439 parsel sayılı taşınmazın devrine ilişkin işlemin murisin gerçek iradesini yansıttığı ve 1.4.1974 tarih ½ Sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararının uygulama yeri bulunmadığı gözetilerek bu taşınmaza yönelik davanın reddedilmiş olması doğrudur. Asıl davada davacılar ve birleşen davada davacı vekilinin bu parsele ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine,
    Satış akti ile temlik edilen 2557, 4440 ve 4866 parsel sayılı taşınmazlara yönelik temyiz itirazlarına gelince:
    Bilindiği üzere; Uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
    Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 1.4.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunun 706., Türk Borçlar Kanunun 237. (Borçlar Kanunun 213.) ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
    Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
    Somut olaya gelince ;tarafların murisin çocukları oldukları, mirasbırakanın ölümünden önce davalı ile birlikte oturduğu, davalının alım gücünün bulunmadığı, mirasbırakanın, çekişmeli taşınmazı satma ihtiyacı içerisinde olmadığı,malvarlığının önemli bölümünü teşkil eden kısmını davalı oğluna satmasında haklı ve makul bir nedeninin bulunmadığı, bunun yanında satış işleminde

    ./..

    öngörülen satış bedellerinin gerçek değerinin çok altında bulunduğu dosya kapsamı ile sabittir.Kaldı ki, parseller üzerinde bulunan şerhlere konu Tarım Kredi Kooperatif borçları alelade borçlardan olup davalı tarafından ödendiği bildirilen borçlar taşınmazların değerinden çok düşüktür.
    Belirlenen bu olgular yukarıda açıklanan ilkelerle birlikte değerlendirildiğinde, mirasbırakanın çekişmeli taşınmazları temlikteki gerçek amacının davacı kızlarını miras haklarından mahrum bırakarak taşınmazlarını tek erkek evladı olan davalıya intikal ettirmek olduğu sonucuna varılmaktadır.
    Hâl böyle olunca, satış akti ile davalıya temlik edilen 2557, 4440 ve 4866 parsel sayılı taşınmazlar bakımından tapu iptal-tescil isteğinin kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulması isabetsizdir.
    Asıl davada davacılar ve birleşen davada davacı vekilinin bu yönlere değinen temyiz itirazı yerindedir.Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 10.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi