11. Hukuk Dairesi 2020/2793 E. , 2021/967 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Kahramanmaraş 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 24.12.2015 tarih ve 2014/538-2015/1045 sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesinin davalı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacı ile davalı arasında sözleşme yapıldığını, 3 adet kalıp makinesi ile 1 adet su soğutucu makinenin davacıya 70.000.- TL bedel ile satımı hususunda anlaştıklarını, davacının ödeme olarak davalıya 30.000.- TL ve 40.000.- TL bedelli 2 adet çeki verdiğini, ancak malların ayıplı çıktığını ve süresinde davalıya ayıp ihbarı yapıldığını, ancak davalının ürünü değiştirmediğini, bu nedenle davalıya verilen 30.000,00 TL bedelli çekten dolayı borçlu olunmadığının tespitine ve davacının dava sebebi ile uğramış olduğu zararların alacaklıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, dava konusu makinelerin kurulumu yapılmış ve çalışır şekilde davacıya teslim edildiğini, makinelerdeki iddia edilen sorunun kullanım kaynaklı olduğunu, davalıya usulüne uygun tebliğ edilmiş bir ayıp ihbarı bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama, keşif ve alınan bilirkişi raporuna göre, dava konusu makinelerden birinin çalışmadığı, diğerlerinin çalışmasında ise zorlanma olduğu, makinelerin ayıplı olduğunun anlaşıldığı, davalının sözleşmeye istinaden edimlerini yerine getirmediği, davacının ihtarnamesine rağmen mağduriyetinin giderilmediği gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu 30.000.- TL bedelli çekten dolayı davacının borçlu olmadığının tespitine, kötü niyet tazminatı talep edilmiş ise de şartları oluşmayan talebinin reddine karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 1.536,80 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 08.02.2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Dava, satım akdine konu 4 adet makinanın ayıplı olduğu iddiası ile ödeme belgesi olarak verilen çek nedeniyle menfi tesbit istemine ilişkindir.
Davacı, makinaları 07.07.2014 tarihli yazılı sözleşme ile aldığını, ayıplı çıkması nedeniyle makinaların çalıştırılamadığını, Kahramanmaraş 3. Noterliğinin 14.7.2014 tarihli ihtarnamesi ile davalıya bildirilmesine rağmen davalının makinaları geri almadığını bildirerek satım nedeniyle davalıya verilen 20.9.2014 keşide tarihli çek nedeniyle borçlu olmadığının tesbitine karar verilmesini istemiş,
Davalı vekili ise, makinaların ikinci el olarak davacıya çalışır vaziyette 17.03.2014 tarihinde teslim edildiğini, karşılığında 2 adet çek alındığını, bu çeklerin 29.05.2014 tarihinde müvekkilice teminat olarak, iş aktarım formu ile Ziraat Bankasına teslim edildiğini, davacının ibraz ettiği 07.07.2014 tarihli sözleşmenin davacının KOSGEB’den kredi alabilmesi için düzenlendiğini, makinaların gerçek teslim tarihinin Mart 2014 tarihi olduğunu, bildirmiştir.
Davacı delil olarak 07.7.2014 tarihli sözleşme, ihtarname ile davadan önce yapılan delil tesbitine ilişkin bilirkişi raporuna dayanmış, mahkemece makinalar üzerinde keşif yapılmak istenmiş ise de, davacı yedinde ve depoda bulunan makinalar davacı tarafından kurulumu yapılmadığından keşif sonuçsuz kalmış, bilirkişi, tesbit sırasında alınan rapora göre beyanda bulunmuştur.
6102 sayılı TTK 23/c maddesinde “malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkca belli ise iki gün, açıkca belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve malın ayıplı çıkması durumuda satıcıya İhbarla yükümlü olduğu düzenlenmiştir.”
Davacı, makinaların 07.07.2014 tarihli sozleşme ile satın alındığını ve teslim edildiğini iddia etmekte, davalı ise makinaların Mart 2014 tarihinde teslim edildiğini savunmakta, bu konusunda delillerini bildirmektedir.
Mahkemece teslimin 07.07.2014 tarihinde yapıldığı kabul edilmekle birlikte, teslim tarihi kosunuda davalı savunması yönünden hiçbir inceleme ve değerlendirm yapılmamıştır.
Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz.
Bu halde davalı delillerinin toplanarak ve savunmasının değerlendirilerek, makinaların teslim tarihi kesin olarak belirlendikten sonra TTK 23/c hükmünün tartışılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, teslim tarihinin 07.07.2014 olarak kabulü ve hüküm tesisi isabetli değildir.
Diğer taraftan yerel mahkemece, davacı yedinde bulunan ve depoda bekletilen makinaların kurulumu sağlanmadan makinalar çalıştırılmaya tevessül edilmeden, tesbit bilirkişi raporundaki kesinlik ifade etmeyen beyanlara istinaden makinaların ayıplı kabulü de doğru değildir.
Sonuç olarak, dosya kapsamında bulunan deliller davanın kabulü için yeterli olmadığından, yukarıda açıklanan hususlarda inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesi gerekirken, eksik soruşturma sonucu tesis edilen hükmün onanmasına ilişkin sayın çoğunluğuk görüşüne karşıyım.