12. Ceza Dairesi 2017/838 E. , 2018/9809 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle yaralama
Hüküm : TCK"nın 89/1, 52/2 maddeleri gereğince mahkumiyet
Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanık müdafiinin sair temyiz itirazlarının reddine ancak;
Katılanın mide bulantısı ve kusma şikayetleriyle 12.08.2013 tarihinde başvurduğu.... Hastanesinde genel cerrah olan sanık tarafından yapılan tetkik ve muayenesinin ardından safra kesesi taşı, akut kolesistit tanısı ile kendisine önerilen operasyonu kabulünün ardından aynı gün ameliyata alındığı, laparoskopik şekilde gerçekleşen ameliyat sırasında safra kesesinin güvenli marjı olarak güdük bırakılıp büyük bir bölümü ve safra taşlarının alındığı, ameliyattan sonra ağrılarının devam etmesi üzerine yapılan görüntülemede taş bulunmadığı tespiti üzerine ağrıların ameliyattan kaynaklandığı düşüncesiyle şifa bulan katılanın taburcu edildiği, ancak ağrıları geçmeyen katılanın 23-24.09.2013 tarihlerinde bir başka sağlık kuruluşunda yapılan US ve MR kayıtlarında safra kesesinde 1cm kalkülle uyumlu doluluk olduğunun tespit edilmesi üzerine ... Tıp Fakültesi Hastanesinde yeniden ameliyata alınan katılanın bakiye safra kesesi çıkarılarak alınan parça üzerinde yapılan patalojik inceleme sonucunda düzenlenen 13.11.2013 tarihli raporda “açık halde gönderilmiş 4 cm uzunluğunda, 3cm genişliğinde, 0.1 cm duvar kalınlığında safra kesesi parçası olduğu, kese içerisinde taş izlenmediği, mukozal yüzü soluk yeşil renkte olup serozal yüzü yağlı dokuyla birlikte çıkarılmış ve koter artefaktlı izlendiği, kronik kolesistit, kese duvarına bitişik yağ dokusunda 1 adet lenf düğümünde reaktif hiperplazi olduğu” nun bildirilmesi karşısında, her ne kadar hükme esas alınan .... Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu"nun 07.03.2014 tarihli raporunda “Dosya kapsamı ve 24.09.2013 tarihli batın MR tetkiki göz önüne alındığında; Safra kesesi taşı hastalığı nedeniyle ... Hastanesine başvuran şikayetçi hastaya 12.08.2013 tarihinde Dr.... tarafından yapılan laparoskopik kolesistektomi ameliyatının endikasyonu bulunduğu, bu ameliyatlarda sorunlu safra kesesinin içindeki taşlarla birlikte çıkarılması gerektiği halde, bu vakada safra kesesinin bir bölümü çıkarılmış olduğu, diğer bölümünün ise içindeki taşlarla birlikte yerinde bırakılmış olduğu cihetle şikayet edilen Dr...."in eyleminin tıbben eksiklik olarak nitelendirildiği ve bu yönden kusurlu bulunduğu” belirtilmiş ise de; dosyaya rapordan sonra gelen katılana ait Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesinde bulunan tüm tedavi evrakları incelenmeden rapor tanzim edildiği, bu bağlamda sanık müdafii tarafından dosyaya temyiz aşamasında sunulan taraflar arasındaki tazminat davası sırasında alınan... Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Dairesinin 24.04.2015 tarihli, Genel Kurulun ise 19.11.2015 tarihli görüşlerinde “Safra kesesi taşı hastalığı nedeniyle ..... Hastanesine başvuran davacı hastaya 12.08.2013 tarihinde Dr.... tarafından yapılan laparoskopik kolesistektomi ameliyatının endikasyonu bulunduğu.Ameliyat sırasında safra kesesi iltihabının bulunması gibi zorunlu hallerde safra kesesinin bir kısmının çıkarılmasının safra yolları hasarına neden olma olasılığını azaltmak için uygun bir yaklaşım olduğu, nitekim 2. operasyondaki patoloji raporundan anlaşılacağı üzere içerisinde taş bulunmayan bir güdüğün bırakıldığı bu cihetle yapılan ameliyata ikincil bir tıbbi eksiklik bulunmadığı, dolayısıyla davalı hekime izafe edilebilecek ihmal ya da kusur bulunmadığı” nın bildirilmesi sebebiyle sanık tarafından gerçekleştirilen ilk ameliyatta eksiklik bulunmadığı ve yönteminin tıp kurallarına uygun olduğu; dolayısıyla kendisine kusur izafe edilemeyeceği gözetilmeden sanığın beraati yerine eksik rapora itibarla mahkumiyetine karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 16/10/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.