Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/19379
Karar No: 2014/5207
Karar Tarihi: 17.03.2014

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2013/19379 Esas 2014/5207 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı taraf, davalının icra takibi başlattığını iddia ederek, bono bedelinin ödendiğinin tespitine karar verilmesini talep ediyor. Ancak mahkeme, davacının bu talebinin olumlu tespit niteliğinde olduğunu ve talep dışında karar verilemeyeceğini belirterek hükmü bozuyor. Kanun maddelerine gelince: Davacının menfi tespit istemi olmadığı ve istirdat talebinde bulunmadığı için olumlu tespit davası açılması mümkün değildir. Bu nedenle hakim ancak talep edilen konuda karar verebilir (6100 sayılı HMK'nin 26. maddesi).
19. Hukuk Dairesi         2013/19379 E.  ,  2014/5207 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
    TARİHİ : 16/07/2013
    NUMARASI : 2013/234-2013/443

    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - K A R A R -

    Davacı vekili, müvekkili tarafından davalıya taşınmaz satışı nedeniyle verilen bono bedelinin ödenmiş olmasına rağmen, davalının bu bonoya dayanarak müvekkili aleyhine icra takibi başlattığını belirterek, sözkonusu bono bedelinin davalıya ödendiğinin tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili süresinde verdiği cevap dilekçesinde; derdestlik itirazında bulunmuş ve istirdat davası için bir yıllık hak düşürücü sürenin dolduğunu, davacının iddialarının gerçek dışı olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece yapılan yargılamada toplanan delillere göre; derdestlik ve zamanaşımı itirazı reddedilmiş ve davacı tarafça icra dosyasına yapılan ödemenin iş bu menfi tespit davası açıldıktan sonra gerçekleşmemesinden dolayı taleple bağlılık ilkesi gözetilerek istirdat davası için hak düşürücü sürenin geçtiği yönündeki itirazın da yerinde görülmediği, Ankara 25. Asliye Ceza Mahkemesini"nin 2009/419 esas sayılı dava dosyasında davalı sanık hakkında yapılan yargılama sonunda sanık N.. D.."nun bedelini aldığı 20.08.2002 tarihli senedin aslı yerine renkli fotokopisini verip, daha sonradan da gerçek senedi icraya koymak suretiyle dolandırıcılık suçundan cezalandırılmasına karar verildiği, Yargıtay 11. Ceza Dairesi"nin 29.01.2009 tarihli ilamı ile sözkonusu eylemin bedelsiz kalan senedi tahsile koymak suçunu oluşturacağı gözetilmeden suç vasfında hataya düşülerek dolandırıcılık suçundan mahkumiyetine karar verilmesinin yasaya aykırı olduğundan bahisle hükmün bozulmasına karar verildiği, ceza mahkemesinin bozma ilamına uyarak ve ilk kararda belirtilen gerekçeyle sanığın bedelsiz kalan senedi tahsile koymak suçundan cezalandırılmasına karar verildiği, ancak hükmün temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 15. Ceza Dairesi"nin 11.12.2012 tarihli ilamı ile dava zamanaşımının dolduğundan bahisle sanık hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle düşmesine karar verildiği, her ne kadar düşme kararı ile ceza mahkemesi kararı kesin hüküm ve kesin delil niteliği taşımasa da, ceza mahkemesi kararının ve gerekçesinin kuvvetli delil olarak kabul edildiği gerekçesiyle davanın kabulü ile davacının Ankara 6. İcra Müdürlüğü"nün 2005/303 esas sayılı takip dosyasına konu senet nedeniyle borçlu olmadığının tespitine ve 22.824-TL olmak üzere %40 kötüniyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesinde davacı ""dava konusu bono bedelinin davalıya ödendiğinin tespiti"" talebinde bulunmuştur. Niteliği itibari ile bu talep olumlu tespit niteliğindedir. Davacının İİK"nun 72. maddesine dayalı menfi tespit istemi bulunmamaktadır. Dava dilekçesinde aynı yasa hükmüne dayalı bir istirdat talebine de yer verilmemiştir.6100 sayılı HMK"nun 26. maddesinde hakimin taleple bağlı olduğu, talep dışında karar veremeyeceği hükme bağlanmıştır. Eda davası açılması mümkün olan hallerde olumlu tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunmamaktadır. Mahkemece bu yönler gözetilmeksizin, yanılgılı gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 17.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi