Davacılar, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir. Hükmün davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre, davacıların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine 2-Dava, zararlandırıcı sigorta olayı sonucu ölen sigortalının hak sahiplerinin maddi ve manevi zararlarının tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece davacıların maddi ve manevi tazminat istemleri SGK’nca karşılandığından reddine karar verilmiştir. Dosyadaki bilgi ve belgelerden davacılar murisinin davalı işyerinde çalışırken elektrik çarpması nedeniyle hayatını kaybettiği davacıların itiraz etmemeleri sebebiyle olayda muris işçinin 5/8, davalı işverenin 3/8 oranında kusurlu bulunduğuna dair Sındırgı Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2001/388 Esas 20023/246 Karar sayılı dosyası içerisindeki kusur bilirkişi raporunun hükme esas alındığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, davacıların yapılan hesap sonucu maddi tazminatlarının SSK."ca bağlanan gelirlerle karşılandığından reddine karar verilmesi doğrudur. Ne var ki; 506 sayılı Yasa"nın 12. maddesinde iş kazası halinde kazaya uğrayan sigortalıya veya hak sahiplerine iş kazası sigorta kolundan sağlanan yardımlar tek tek belirtilmiş olup sigortalı veya hak sahiplerinin iş kazası nedeniyle uğradıkları manevi zararlarının SGK’nca karşılanmasına dair yasal bir düzenleme mevcut değildir. Bu durumda olayın oluş şekline, müterafik kusur oranlarına, meydana gelen elem ve ızdırabın derecesine, tarafların sosyal ve ekonomik durumuna, paranın alım gücüne, özellikle 26.6.1966 gün ve 1966/7-7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı"nın içeriğine ve öngördüğü koşulların somut olayda; gerçekleşme biçimine, oranına, niteliğine hak ve nesafet kurallarına göre, davacılar yararına manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken manevi zararın Sosyal Güvenlik Kurumu"nca karşılandığından bahisle davanın reddine karar verilmesi hatalı olmuştur. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davacılar vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacılara iadesine, 26.6.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.