3. Hukuk Dairesi 2016/19851 E. , 2017/8914 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE)MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının kaldırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili ; davacı ile davalının Aybastı Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 20.02.2014 tarih, 2013/175 Esas, 2014/39 Karar sayılı kararı ile boşandıklarını, boşanma ilamı gereği davacının davalıya aylık 250 TL yoksulluk nafakası ödediğini, nafaka alacaklısı davalının boşanma sonrasındaki ekonomik durumuna kıyasla, şu an çok daha iyi durumda olduğunu, yoksulluk nafakasına ihtiyaç duymayacak bir gelire sahip olarak yaşamını sürdürdüğünü, İstanbul"da maaşı uygun bir işte çalıştığını, bu nedenle yoksulluk nafakasının kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili; davalının asgari ücretle calıştığını, her ay ödemesi gereken faturaları, ev kirası, kredi kartı borcu olduğunu, ayrıca 18 yaşından büyük iki çocuğu olduğunu, çocuklarından bir tanesi şehir dışında okuduğundan, kendisine davalı tarafından her ay 150-TL–200-TL arası para gönderdiğini,diğer çocuğunun evin masraflarına yetişilemediği için okulunu dondurduğunu ve 2 aya yakın süredir işsiz olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne, davalıya Aybastı Asliye Hukuk Mahkemesinin 20/02/2014 tarih, 2013/175 Esas, 2014/39 Karar sayılı ilamı ile bağlanan 250,00 TL yoksulluk nafakasının dava tarihi olan 19/06/2015 tarihinden itibaren kaldırılmasına, karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, yoksulluk nafakasının kaldırılması talebine ilişkindir.
TMK’nun 176/3.maddesi uyarınca; irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi halinde mahkeme kararıyla kaldırılır.
../..
-2-
Davacı; davalının yoksulluğunun zail olduğu iddiasıyla nafakanın kaldırılmasını istemektedir. Bu durumda, öncelikle yoksulluk kavramı üzerinde durmak gerekir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 07.10.1998 tarih ve 1998/2–656–688 sayılı kararında da kabul edildiği gibi yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanları yoksul kabul etmek gerekir.
Hemen belirtmek gerekir ki; Hukuk Genel Kurulu"nun yerleşik kararlarında "asgari ücret seviyesinde gelire sahip olunması" yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu kabul edilmediği gibi asgari ücretin üzerinde gelire sahip olunması da yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu olarak kabul edilmemiştir. (HGK.07.10.1998 gün, 1998/2–656 E, 1998/688 K. 26.12.2001 gün 2001/2–1158–1185 sayılı ve 01.05.2002 gün 2002/2–397–339 sayılı kararları). Bu durumda ancak nafakanın miktarını tayinde etken olarak dikkate alınmalıdır.
Somut olayda; tarafların 23/06/2014 tarihinde boşandıkları,davalı lehine 250-TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği görülmüştür.
21/08/2015 tarihli sosyal ve ekonomik durum araştırma tutanağında; davalının markette tezgahtar olarak çalıştırığı, 870 TL aylık aldığı ve davacı adına kayıtlı UYAP takbis sorgulama sonuçlarına göre; Ordu"nun Kabataş ilçesinde 17 adet taşınmazın bulunduğu bunlardan bır kısmının, bahçe, bir kısmının fındık bahçesi, bir kısmının da arsa ve ev cinsinde olup, ayrıca İstanbul/Esenler ve Fatih"te taşınmazı olduğu anlaşılmıştır.
Nafaka alacaklısı kadının, elde ettiği gelirin yukarıda belirtilen zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılaması beklenemez.Başka bir anlatımla, davalının eline geçen toplam gelir miktarı, onu yoksulluktan kurtaracak mahiyette değildir.
Tarafların sosyal ve ekonomik durumları, ihtiyaçları ve harcamaları dikkate alındığında, yasal düzenlemeler ve Yargıtay İçtihatları doğrultusunda davalı kadının asgari ücretle çalışıyor bulunması onu yoksulluktan kurtarmayacağından; hakkında hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılmasını gerektirmez.
Somut olayda; nafaka alacaklısı davalı kadının asgari ücretle çalışıyor bulunması onu yoksulluktan kurtarmayacağından;davanın reddine karar verilmesi gerekirken, "SGK"dan gelen cevabi yazı ve kolluk marifeti ile yaptırılan araştırma neticesinde davalının geçimini ikame ettirebileceği kadar sürekli gelirinin bulunduğu, zarurete düşmeyeceği," gerekçesiyle davanın kabulü yönünde karar alınması isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 01.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.