MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

-K A R A R-

Davacı vekili, borçluya ait aracın satışından sonra düzenlenen sıra cetvelinde üst sıraya alınan alacaklının alacağının muvazaaya dayandığını ileri sürerek, davalının sırasının iptali ile müvekkilinin birinci sıraya kaydına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevabında, dava dışı borçlunun kendisinden para aldığını, hatta bir bankadan kredi çektirdiğini ve sonrasında takip konusu senedi verdiğini fakat para ödemediğini; borçlunun sürekli biçimde kendisine güven verdiğini ve ödeme vaadinde bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre davacı yanca borçlu aleyhine açılan tazminat davasının sonuçlanmasından hemen sonra davalı yanca, her zaman düzenlenmesi mümkün bir bonoya dayanılarak icra takibine girişildiği, kararın Yargıtay"ca onanıp ilamın icraya konulması akabinde davalının haciz işlemlerine giriştiği, davalı ile borçlunun eskiden beri tanışık oldukları gerekçesiyle davanın kabulüne ve davalının ... 2. İcra Dairesi"nin 2010/1279 takip sayılı dosyasında borçlu olarak görünen ..."den icra dosyası kapsamında alacağının bulunmadığının tespiti ile bu dosyada düzenlenen sıra cetvelinde davalının sırasının iptaline ve birinci sıraya davacının alacağının kaydının yapılmasına ve ... plakalı aracın satışından elde edilen ihale gelirinin icra takibindeki alacağı tutarınca davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Kararı, davalı temyiz etmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Bir dava sonucunda verilen karar, kural olarak tarafları ile bunların haleflerini bağlar; üçüncü kişilerin hukuki durumunu etkileyecek şekilde hüküm oluşturulamaz.
Somut olayda davalı ile dava dışı borçlu arasındaki alacağın bulunmadığına karar verilmesi bu ilkeye aykırıdır. Sıra cetveline itiraz davasının kabulü hakkında verilecek hükümle, davalı ile borçlu arasındaki borç ilişkisinin davacıya karşı ileri sürülemeyeceği sonucu doğar. Bu nedenle yerel mahkeme kararının hüküm fıkrasının birinci ve ikinci bentleri hatalıdır. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyeceğinden Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 438/VII. maddesi uyarınca bu iki bendin hükümden çıkartılmasına ve yerine "1- ... 2. İcra Dairesi"nin 2010/1279 sayılı takip dosyasından yapılan 02.05.2013 günlü sıra cetvelinde davalıya isabet eden payın, satış tarihi itibariyle ulaştığı tutar dikkate alınarak ve yargılama giderleri de dahil olmak üzere öncelikle davacı alacağının ödenmesine, artan tutar kalması halinde bunun davalıya bırakılmasına," cümlesinin yazılmasına ve hükmün düzeltilmiş bu haliyle onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenle, davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenle, hükmün Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 438/VII. maddesi uyarınca DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.