21. Hukuk Dairesi 2007/18007 E. , 2008/9684 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Gümüşhane Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
TARİHİ : 15/05/2007
NUMARASI : 2005/544-2007/170
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 1983-1986 yılları arasında geçen sigortalı çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Dava, davacının davalı B.E.e ait iş yerinde 1983-1986 tarihleri arasında sigortalı olarak sürekli çalıştığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş ise de bu sonuç eksik incelemeye dayalı olup usul ve yasaya aykırıdır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davalı işveren’e ait işyerinin 506 sayılı yasa kapsamda olduğu,davalı işverence davacının işe girdiğine dair işe giriş bildirgesi verildiği, hizmet cetveline göre davalı işyerinde 1987-1991 yılları arasında çalışmasının bulunduğu,dinlenen tanıkların komşu işyeri tanığı olduklarını beyan ettikleri ancak mahkemece beyanlarının doğruluğunun araştırılmadığı görülmektedir.
Uyuşmazlık, somut olayda fiili çalışma olgusunun yöntemince araştırılıp araştırılmadığı, mahkemece bu yönde yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Yasa’sının 2 ve 6. maddelerinde açıkça belirlendiği üzere, sigortalılığın oluşumu yönünden çalışma olgusunun varlığı zorunludur. Eylemli veya gerçek biçimde çalışmanın varlığı saptanmadıkça, hizmet akdine dayanılarak dahi sigortalılıktan söz edilemez. Fiili veya gerçek çalışmayı ortaya koyacak belgeler, işe giriş bildirgesiyle birlikte 506 sayılı Yasa’nın 79. maddesinde belirtilen sigortalının gün sayısını, kazanç durumunu, çalışma tarihleriyle birlikte ortaya koyan aylık sigorta gün bilgileri ile Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nin 17. maddesinde belirtilen 4 aylık prim bordroları gibi Kuruma verilmesi zorunlu belgelerdir. 506 sayılı Yasa"nın 79/10. maddesinde bu tür hizmet tespit davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında resmi belge veya yazılı delillerin bulunması sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması salt, bu nedene dayalı istemin reddine neden olmaz. Somut bilgilere dayanması koşuluyla, bordro tanıkları veya iş ilişkisini bilen veya bilmesi gereken komşu işyerleri kayıtlı çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen kim diğer kanıtlarla dahi sonuca gitmek mümkündür. Kamu düzenine dayalı bu tür davalarda hakim, görevi gereği doğrudan soruşturmayı genişleterek sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemelidir. Bu yön, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555, 5.2.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572, 3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 2004/21-479-578, 10.11.2004 gün 2004/21-538 ve 1.12.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
Somut olayda; davacının SSK hizmet cetveline göre 1987-1991 yılları arasında bildirilen sürelerde davalı işyerinde çalıştığı görülmektedir.Davacının tesbitini talep ettiği dönemlerde davasının ıspatı bakımından çalıştığı .. plakalı aracın davalı işveren tarafından hangi tarihte alındığı,kamyonda davacı talep edilen dönemde çalışmamış ise hangi şoförün çalıştığı,kamyonun belli bir kamyoncu durağında ticari olarak iş almak suretiyle çalışıp çalışmadığı, çalışmış ise bu durakta çalışan diğer şoförlerin kimler olduğunun araştırılmadığı, ilgili trafik şube müdürlüğünden ilgili kamyon ve plaka ile ilgili davacıya ceza yazılıp yazılmadığının sorulmadığı,davacının kamyonda şoför olarak çalıştığına dair fotoğraf vb. delillerin toplanmadığı anlaşılmaktadır.
Ayrıca dinlenen tanıklardan A.A.’ın beyanında belirttiği üzere 1983-1990 yılları arasında davalı işverenin işyeri komşusu olup olmadığının, tanık M.K.’in de beyanında belirttiği tarihlerde şoförlük yapıp yapmadığı ve davacının köylüsü olup olmadığı hususları araştırılmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
Yapılacak iş; zabıta, maliye ve meslek Odası aracılığı ve Muhtarlık marifetiyle işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanlarının; yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tesbit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak,dinlenen tanıkların beyanlarında belirttikleri yukarıda anılan konuların doğruluğunu araştırmak,yine yukarıda belirtilen ve resen araştırılması gereken diğer konuları araştırmak ve gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde 506 sayılı Yasanın 2, 6, 9 ve 79/10. maddeleri gereğince kanıtladıktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 23.06.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.