8. Ceza Dairesi 2017/5617 E. , 2017/13183 K.
"İçtihat Metni" Mala zarar verme suçundan sanık ...’ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 152/1-a (üç defa) ve 152/2-a (üç defa) maddeleri uyarınca üç kez 3 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına dair İSTANBUL Anadolu 17. Asliye Ceza Mahkemesinin 29/05/2014 tarihli ve 2010/139 esas, 2014/306 sayılı kararının temyiz edilmeden kesinleşmesini müteakip, 28/06/2014 tarihli ve 29044 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 65. maddesi ile yeniden düzenlenen 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 152. maddesi uyarınca hükümlünün hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi hususunda karar verilmesinin talep edilmesi üzerine, yapılan uyarlama yargılaması sonucunda önceki hükmün iptali ile anılan Kanun’un 152/1-a (üç defa) ve 152/2-a (üç defa) maddeleri uyarınca üç kez 2 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına dair İstanbul Anadolu 17. Asliye Ceza Mahkemesinin 10.12.2014 tarihli ve 2014/511 esas, 2014/655 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre, ibadethane olarak kullanılan camileri yakarak zarar veren sanığın eyleminin 5237 sayılı Kanun"un 153. maddesinde düzenlenen “İbadethanelere ve mezarlıklara zarar verme” suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suçun hukuki nitelendirilmesinde yanılgıya düşürülerek yazılı şekilde anılan Kanun"un 152/1-a maddesi uyarınca hüküm kurulmasında isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı CMK.nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 22.11.2016 gün ve 12315 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 01.12.2016 gün ve KYB/2016-393273 sayılı ihbarnamesi ile dairemize tevdii kılınmakla incelendi.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Dosya kapsamına göre, hükümlünün üç ayrı camiyi yakarak zarar vermesinden ibaret eyleminin TCK.nun 152/1-a,152/2-a maddelerinde tanımlı suçun unsurlarının oluştuğu, bu itibarla suç vasfının tayininde bir isabetsizlik görülmediğinden, Adalet Bakanlığı"nın Kanun Yararına Bozma istemine dayalı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nca düzenlenen ihbarname içeriği yerinde görülmediğinden kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, dosyanın Adalet Bakanlığı"na gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na tevdiine, 23.11.2017 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI DÜŞÜNCE
TCK.nun 153. maddesinde düzenlenen ibadethanelere ve mezarlıklara zarar verme suçu herne kadar malvarlığına karşı suçlar içerisinde düzenlenmiş ise de ibadethaneler ve mezarlıklar malvarlığına dair değerlerden değildir. Bunlar dinen kutsal mekanlar olup bir kimsenin malvarlığının ne aktifini ne de pasifini oluşturmaktadır.
İbadethaneler her ne kadar halkın bir kısmının yararlanmasına tahsis edilmişse de nitelikleri itibariyle sadece o dine ya da cemaate mensup kişilerin kullanımına sunulmuş yapılardır. İbadethaneler ve mezarlıklar TCK.nun 152/1 maddesi kapsamında sayılmayıp, özel olarak TCK.nun 153. maddesinin konusu olarak düzenlenmeleri karşısında bunlara karşı işlenen zarar verme eylemlerini TCK.nun 152/1-a maddesi kapsamında değerlendirmek mümkün değildir. Aksinin kabulu halinde bu mekanlara verilen zararlarda 6545 sayılı yasa ile yapılan değişikliğe kadar daha fazla yaptırımı gerektiren TCK.nun 152/1-a maddesinin uygulanması gerekirdi. Dolayısıyla zarar verme eyleminin yakarak gerçekleşmesi halinde 151/1, 152/1-a maddesinin diğer zarar verme hallerinde 153. maddesinin uygulanamaması söz konusu olacaktır ki bunun kabulü TCK.nun sistemine de uygun düşmeyecektir.
Nitekim Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 2012/9-1470, 2013/233 sayılı kararı ile 2012/9-1450, 2013/232 sayılı kararlarında camilerin kamu malı ya da kamu yararına tahsis edilmiş yapı olmadığı kabul edilmiştir.
İbadethanerin ya da mezarlıkların yakılması halinde yapının bozulacağı muhakkaktır. Ancak TCK.nun 152/2-a maddesinde düzenlenen suçun işleniş biçimine göre daha fazla ceza verilmesini gerektiren nitelikli halin uygulanmaması bir eksiklik olarak görülebilirse de; genişletici yorum ve kıyas yasağı karşısında mahkemeler ceza adaletini TCK.nun 3 ve 61. maddesinden yararlanarak temel cezayı alt sınır üzerinde belirleyerek sağlayabilecektir.
Yukarıda anlatılan sebeplerle hükmün bozulması gerektiği kanatinde olduğumdan sayın çoğunluğun kanun yararına bozma isteminin reddine dair karar ve görüşüne iştirak etmemekteyim. 23.11.2017