Davacı, 1.12.2000 tarihinden itibaren SSK isteğe bağlı sigortalılığın geçerli olduğunun tespiti ile 1.12.2003 - 31.3.2005 tarihleri arası prim borçlarının yapılandırma hakkı bulunduğunun tespiti karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir. Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. Dava, 01.12.2000 tarihinden itibaren SSK isteğe bağlı sigortalılığın geçerli olduğunun tespiti ile 01.12.2003-31.03.2005 tarihleri arasındaki döneme ait prim borçlarının yapılandırılma hakkı bulunduğunun tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, Davanın Reddi ile davacının 01.05.2000-30.11.2003 döneminde 506 sayılı yasanın 85 maddesine göre isteğe bağlı sigortalı olduğunun tespiti ile 5458 sayılı Sosyal Güvenlik Prim alacaklarının yeniden yapılandırılması ile ilgili yasadan yararlanmasının mümkün olmadığının tespitine karar verilmiştir Mahkeme kararlarının HUMK’nun 388-389 maddelerindeki unsurları taşıması infaz kabiliyetinin bulunması gerekir. Kararın gerekçesinde, davacının 1.12.2000 ila 5/2003 yılları arası prim ödemesinin bulunmaması nedeni ile isteğe bağlı kabul edilemeyeceği belirtilip hüküm fıkrasının birinci maddesinde, davanın reddine denildiği halde, a-bendinde “01.05.2000-30.11.2003 döneminde 506 sayılı yasanın 85 maddesine göre isteğe bağlı sigortalı olduğunun tespiti“ yazılarak dava dilekçesinde sigortalılık başlangıç tarihi olarak belirtilen 01.12.2000 tarihi yerine 01.05.2000 tarihinden itibaren davacının isteğe bağlı sigortalı olduğunun tespitine karar verilerek infazda tereddüt yaratacak biçimde çelişkiye düşülmüştür. Bu nedenle davanın reddine karar verildikten sonra 01.05.2000 tarihinden itibaren davacının sigortalı olduğunun tespiti yönünde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Mahkemece yapılacak iş, dava dilekçesinde belirtilen talep de dikkate alınarak hükmün infazında tereddüt oluşturmayacak şekilde HUMK 3888-389 maddelerindeki unsurları taşır hüküm kurmaktan ibarettir. O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, Bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 23.06.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.