İnfaz kurumuna veya tutukevine yasak eşya sokma suçundan sanık ...’nin, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 297/1 ve 62/1. maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair İSTANBUL ANADOLU 32. Asliye Ceza (Üsküdar (kapatılan) 5. Asliye Ceza) Mahkemesinin 19/12/2012 tarihli ve 2010/549 esas, 2012/979 sayılı kararını kapsayan dosyası ile ilgili olarak;
Aynı sanık hakkında aynı fiil nedeniyle İstanbul Anadolu 9. Ağır Ceza (Üsküdar (kapatılan) 3. Ağır Ceza) Mahkemesinin 2012/43 esas sayılı dosyası kapsamında hüküm verilmiş olması karşısında, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/7. maddesinde yer alan “Aynı fiil nedeniyle, aynı sanık için önceden verilmiş bir hüküm veya açılmış bir dava varsa, davanın reddine karar verilir.” hükmü gereğince açılmış olan ikinci davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı CMK.nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 02.11.2016 gün ve 2015 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 18.11.2016 gün ve KYB/2016-389011 sayılı ihbarnamesi ile dairemize tevdii kılınmakla incelendi.


TÜRK MİLLETİ ADINA

Gereği görüşülüp düşünüldü:
Hükümlü ... hakkında Üsküdar Cumhuriyet Başsavcılığı"nın
21.01.2010 tarihli iddianamesi ile uyuşturucu ticareti, yapmak, uyuşturucu madde kullanmak ve infaz kurumuna yasak eşya sokmak suçlarından dava açıldığı, açılan bu dava ile ilgili olarak Üsküdar 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/420 esas numaralı dosyası üzerinden yargılama devam ederken 12.10.2010 tarihli celsede yargılama usulü nedeniyle infaz kurumuna yasak eşya sokmak suçundan açılan davanın ayrılıp görevsizlik kararı ile gönderilmesi üzerine İstanbul Anadolu 32. Asliye Ceza Mahkemesinin (Kapatılan Üsküdar 5. Asliye Ceza Mahkemesi) 2010/549 esas numarası üzerinden yapılan yargılama neticesinde hükümlünün 19.12.2002 tarihli kararla TCK.nun 297/1-son cümle ve 62. maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği verilen bu kararın 06.02.2013 tarihinde kesinleştiği, Üsküdar 3. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 2010/420 esas sayılı ana dosyasındaki yargılama neticesinde ise, 24.02.2011 tarihli kararla, hükümlünün TCK.nun 188/3, 43, 297/1, 62; 191/1-2-3-4-5-6-7. maddeleri uyarınca mahkumiyetine karar verildiği, hükümlünün temyizi üzerine Yargıtay 10. Ceza Dairesi"nin 14.12.2011 gün ve 2011/13264-58672 sayılı ilamı ile eylemin infaz kurumunda kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçuna uyduğu gerekçesiyle hükümlerin bozulduğu, bozma üzerine yapılan yargılama da hükümlünün Üsküdar 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 14.03.2012 gün ve 2012/43-78 sayılı kararı ile TCK.nun 297/1, 297/1-2. cümle maddeleri uyarınca 4 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiğinin anlaşılması karşısında,
“5271 sayılı CMK.nun 223/7. maddesinde yer alan "Aynı fiil nedeniyle, aynı sanık için önceden verilmiş bir hükmü veya açılmış bir dava varsa, davanın reddine karar verilir." hükmü uyarınca, Üsküdar 3. Ağır Ceza Mahkemesince aynı konuda verilen bir karar bulunduğu gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,
Yasaya aykırı ve Adalet Bakanlığı"nın Kanun Yararına Bozma istemine dayalı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının ihbarname içeriği bu itibarla yerinde görüldüğünden İstanbul Anadolu 32. Asliye Ceza Mahkemesinin (Kapatılan Üsküdar 5. Asliye Ceza Mahkemesi) 19.12.2012 gün ve 2010/549 esas, 2012/979 sayılı kararının CMK.nun 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, mahkemece kurulan hükmün kaldırılmasına ve infaz edilmemesine, davaya konu fiil ile ilgili olarak daha önce Üsküdar 3. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilmiş bir karar bulunduğundan, davanın CMK.nun 223/7 madde ve fıkrası uyarınca reddine, dosyanın Adalet Bakanlığına gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 23.11.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.