Davacı, davalı işveren nezdinde 06.07.1993-31.05.1995 tarihleri arası çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir. Hükmün, davacı ile davalılardan Kurum vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davalı Kurum vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacının temyiz itirazlarına gelince; Dava davacının davalı İ. Spor futbol Kulübüne ait işyerinde 06.07.1993-31.05.1994 ile 15.06.1994-31.05.1995 tarihleri arasında futbolcu olarak kesintisiz çalıştığı iddiasına dayalı davalı Kuruma eksik bildirilen çalışmasının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece davacının davalı Kulüpte 20.08.1993-31.5.1994 tarihleri arasında çalıştığının tespitine karar verilmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden davalı işverence kurum kayıtlarına 17.09.1993 tarihinde intikal eden işe giriş bildirgesi ile davacının 20.08.1993 tarihinde işe girdiğinin bildirildiği, 20.08.1993 ile 01.07.1994 tarihleri arasında 1993 yılı 2. dönemde 10 gün, 3. dönemde 55 gün 1994 yılı 1 döneminde 60 gün ve 2 döneminde 7 gün çalışmasının bildirildiği, Türkiye Futbol Federasyonu Başkanlığı bildiriminden davacı ile davalı Klüp arasında 06.07.1993-31.05.1994 ile 15.06.1994-31.05.1995tarihli sözleşmelerin yapıldığı anlaşılmaktadır. Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasa"nın 79/10. maddesi olup yönetmelikle tesbit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurum’ca tespit edilmeyen sigortalılar, çalışmalarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse bu çalışmaların Kurum’ca dikkate alınacağı belirtilmiştir. Yerleşik Yargıtay görüşü, birden ziyade işe giriş bildirgesi verilmesi halinde çıkış yok ise ilk işe giriş bildirgesi ile son işe giriş bildirgesinin verildiği tarihler arasında geçen çalışmaların hak düşürücü süreye uğramayacağı, çıkış varsa hak düşürücü sürenin her kesim çalışma için ayrı ayrı hesaplanacağı çıkış tarihinden sonra işçinin aynı işyerinde çalışmasını sürdürmesi veya hak düşürücü süre içerisinde tekrar aynı işyerine girerek çalışmasının hak düşürücü sürenin işlemesine engel olmayacağıdır. Bu nedenle işe giriş ve çıkış tarihleri arasındaki kısmi bildirimin aksinin eşdeğer belgelerle ispat edilebileceği kabul edilmelidir. Somut olayda davacının davalı işveren tarafından Kuruma süresinde verilen 17.09.1993 tarihli işe giriş bildirgesi ile 20.08.1993 tarihinde çalışmaya başladığı ve çıkış tarihi olan 01.07.1994 tarihine kadar iş yerinde çalışmaya devam ettiği SSK kayıtlarından anlaşılması karşısında, çalışmaya devam ettiği sırada yenilenen 17 06.11994 tarihli tek tip profesyonellik sözleşmesi gereği 15.06.1994-31.05.1995 tarihleri arasında davalı Spor kulübü iş yerinde futbolcu olarak çalışmaya devam ettiği anlaşıldığından 5 yıllık hak düşürücü süreden söz edilemez. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın 15.06.1994-31.05.1995 tarihleri arasındaki süre yönünden 5 yıllık hak düşürücü süreye uğradığından bahisle yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 23.06.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.