12. Ceza Dairesi 2016/12423 E. , 2018/9741 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle öldürme
Hüküm : Tüm sanıklar hakkında; Beraat
Taksirle öldürme suçundan sanıkların beraatlerine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık ...’ın olay tarihinde ... Tıp Merkezinde Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları uzmanı olarak, doktor olan sanık ...’nun ise yine aynı tıp merkezinde sorumlu müdür olarak görev yaptığı, sanık ...’ın ise acil tıp teknisyeni olduğu; 8 yaşındaki erkek hastanın ailesi tarafından öksürük ve nefes darlığı şikayeti ile 04.03.2013 günü gece saat 00.01’de özel tıp merkezine getirildiği, sanık doktor ... tarafından hasta muayene edilerek astım-bronşit teşhisi konulduğu ve ateş düşürücü ilaç verilerek eve gönderildiği, aynı gün saat 05.00 sıralarında çocuğun kötüleşmesi üzerine ikinci defa aynı tıp merkezine getirildiği, bu sefer aynı doktorun anneden aldığı bilgi doğrultusunda, aynı türden ilaçların daha önceden de çocuğa enjekte edildiğini öğrenmesi üzerine, Novasef adlı iğneyi reçete ettiği ve hastayı eve gönderdiği, hasta ve yakınlarının aynı gün saat 14.00 sıralarında aynı tıp merkezine üçüncü defa geldikleri ve acil tıp teknisyeni sanık ...’ın, sanık doktorun yazdığı Novasef adlı ilacı çocuğa enjekte ettiği, hasta ve yakınlarının tıp merkezinden ayrılmalarından yaklaşık 15 dakika sonra, çocuğun morarmış bir şekilde acile getirildiği, acilde nefes alamayan çocuğa kalp masajı ve ağızdan balonlu solunum yapıldığı, CPR’ ye başlanıldığı, 15 dakika önce Novasef iğne enjekte edildiğinin öğrenilmesi üzerine damar yolu açılıp adrenalin yapıldığı, kalbi dönmeyen hastaya elektro şok uygulandığı, yaklaşık 45 dakika sonra kalbi çalışan hastanın, bilinci kapalı şekilde ambulansla Kanuni Sultan Süleyman Hastanesine sevk edildiği, burada yoğun bakım ünitesinde yapılan tüm müdahalelere rağmen 20.03.2013 tarihinde öldüğü olayda;
20.11.2013 tarihli hükme esas alınan 1. Adli Tıp İhtisas Kurulu raporu ile “....otopsisinde iç organlarda tespit edilen makroskopik ve mikroskobik bulgularda dikkate alındığında çocuğun ölümünün ilaç anaflaksisi (seftriakson anaflaksisi) sonucu meydana gelmiş olduğu dikkate alındığında; çocuğun muayenesinin yapıldığı, tanıya uygun olarak ilaçların reçete edilmiş olduğu, ilaç anaflaksisinin öngörülemez ve önlenemez bir durum olduğu, ilacın yapılış şekli ile ilgisinin olmadığı anaflaksiye neden olan ilacın endikasyonununda uygun olduğu, anflaksi gelişmesi üzerine gerekli yeniden canlandırma işlemide uygulandığı dikkate alındığında çocuğun muayene, takip ve tedavisinde yer alan ilgili hekimlere ve yardımcı sağlık personeline atfı kabil bir kusurun bulunmadığı oy birliği ile mütalaa olunur...” şeklinde belirtilmiş ise de; ..."ın ölümüye sonuçlanan olayın nedensel sürecinde gerek farmakoloji gerekse çocuk hastalıkları anabilim dalının kabul gören standartlarına uygun tanı, tedavi yapılıp yapılmadığı, anaflaksiye bağlı ölüm oranının azlığı dikkate alınarak, hızlı ve zamanında adrenalin uygulaması yapılması ve hastaya ilaç enjekte edildikten sonra eve gönderilmeyip müşahede altına alınması halinde de kurtulmasının kesin olup olmadığının etraflıca irdelenmesi; gerek tıbbi farmakoloji, gerekse çocuk hastalıkları konusunda yetkin uzman bir heyet tarafından sanıkların süreçte yaptıkları tanı ve tedavinin, ilgili bilim dalının olay anı itibarıyla kabul gören ilkelerine, teorisine ve pratiğine uygun olup olmadığı konularında, bir kez de Adli Tıp Genel Kurulundan rapor alınarak sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerekirken, eksik inceleme sonucu beraatlerine karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 16.10.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.