23. Hukuk Dairesi 2014/3356 E. , 2014/8487 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki asıl ve birleşen alacak davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl ve birleşen davada davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Asıl davada davacı vekili, müvekkili yüklenici şirket ile davalı arsa sahibi arasında 27.05.2004 tarihinde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, ancak davalının sözleşmede yer alan yükümlülüklerini yerine getirmediğini, davalıya ait arsa üzerinde inşa edilen binalarda kat irtifakı tesisi için müvekkili şirketin davalı arsa sahibi adına icra dosyalarına ödemeler yaptığını, ödemeler toplamının 4.150,00 TL olduğunu, ayrıca davalının müvekkiline ferağ vermediğini, bu nedenle sözleşmenin 17. maddesi uyarınca 10.000,00 TL cezai şart alacağının doğduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere bu bedellerin reeskont faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalı, kendisinin edimlerini yerine getirdiğini, davacının yaptığı ödemelerin kendi menfaatine olduğunu, davacının yaptığı ödemeleri ... Belediyesi"nden talep etmesi gerektiğini, davacının TMK"nın 2. maddesine aykırı davrandığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada davacı vekili, taraflar arasındaki sözleşme uyarınca arsa sahipleri tarafından ödenmesi gerektiği halde müvekkili tarafından ödenen bina teslim harcı ve damga vergisinden davalının hissesine düşen miktarın 2.085,00 TL olduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 2.085,00 TL"nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davalı vekili, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, asıl ve birleşen davada davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine Dairemiz"in 27.12.2012 gün 4301 E., 7718 K. sayılı ilamı ile, diğer temyiz itirazlarının reddi ile, sözleşmenin 17/e maddesinde öngörülen aşamalarda bağımsız bölümün ferağı verilmediği taktirde hangi arsa sahibince ferağ verilmemişse o arsa sahibinin yükleniciye 10.000.00 TL cezai şart ödeyeceğinin belirtildiği, cezai şartın açıkça bağımsız bölümlerin ferağının haksız şekilde verilmemesi sebebine dayandırıldığı, sözleşme hükmünde ferağ aşamaları konusunda öngörülen kesin bir vade de belirtilmediği, davacı yüklenicinin öncelikle kat irtifakını kurarak sözleşmede belirlenen aşamalar ifa edildiğinde ferağ vermekte direnen arsa sahibini temerrüde düşürmesi gerektiği, oysa inşa edilen binada kat irtifakının 02.04.2008 tarihinde kurulduğu, davalı arsa sahibi adına da bir adet daire tahsis edildiği, yükleniciye ait olması kararlaştırılan herhangi bağımsız bölümün davalı adına kaydolunmadığının dosyadaki belgelerden saptandığı, cezai şart istem koşulları oluşmadığından, davacının cezai şarta ilişkin talebinin reddi gerekirken yanılgılı gerekçelerle kabulünün doğru olmadığı, ayrıca birleşen davada talep edilen bina teslim harcına mahsuben, davacıya 1.000.00 TL ödendiği savunularak, bu yönde temyiz dilekçesine ekli 04.08.2009 tarihli bir belge sunulduğu, mahsup itirazı yargılamanın her aşamasında ileri sürülebileceğinden davalı vekilinin bu yöndeki itirazı üzerinde durularak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği belirtilerek bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davalı tarafça sunulan 04.08.2009 tarihli belge ile ilgili olarak davacı vekilinin bina teslim harcına mahsuben 1.000,00 TL ödemenin yapıldığına ilişkin olarak herhangi bir itirazlarının olmadığını bildirdiği gerekçesiyle, asıl davada ödemelerden kaynaklı alacak davasının kısmen kabulü ile 4.108,00 TL"nin 19.06.2008 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, cezai şart alacağına yönelik davanın reddine, birleşen davanın kısmen kabulü ile, 1.133,82 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, dava açıldıktan sonra 04.08.2009 tarihinde yapılan 1.000,00 TL ödemenin hükmün icrası sırasında icra müdürlüğünce nazara alınmasına karar verilmiştir.
Kararı, asıl ve birleşen davada davalı vekili temyiz etmiştir.
1)Birleşen davada davalı vekilinin temyiz istemi yönünden;
5219 Sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonucu HUMK"nın 427. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı, 5236 sayılı Kanun"un 19. maddesiyle HUMK’na eklenen Ek-Madde 4’te öngörülen yeniden değerleme oranı da dikkate alındığında 2013 yılı için 1.820.00 TL’dir.
Dava dilekçesinde, 2.085,00 TL"nin tahsili istenilmiş, mahkemece, 1.133,82 TL"sinin tahsiline karar verilmiştir. Davalı aleyhine kabul edilen kısım, yukarıda anılan madde hükmüne göre temyiz sınırının altında kaldığı cihetle kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün ve 1989/3 Esas, 1990/4 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay tarafından da karar verilebileceğinden, birleşen davada davalı vekilinin temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2)Asıl davada davalı vekilinin temyiz itrazları yönünden;
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, asıl davada davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, birleşen davada davalı vekilinin temyiz isteminin mahkeme hükmünün kesin olması nedeniyle reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl davada davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden asıl davada davalıdan alınmasına, birleşen davada davalıdan alınan peşin harcın istek halinde iadesine karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 25.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.