Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2007/17606
Karar No: 2008/9603

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2007/17606 Esas 2008/9603 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2007/17606 E.  ,  2008/9603 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Yozgat 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
    TARİHİ : 29/05/2007
    NUMARASI : 2007/186-2007/660

    Davacı,  primlerini icra yolu ile tahsil edilen 01.01.1983-30.04.2000 tarihleri arası 1479 sayılı Yasa"ya tabi sigortalılığının tespitine  karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan  ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.    
    Davacı, primleri icra yolu ile de tahsil edilen,  1.1.1983-30.4.2000 tarihleri arasında 1479 sayılı  Yasa"ya tabi  sigortalılığının geçerli olduğunun tesbitini  istemiştir.
    Mahkemece davacının 31.8.1989-30.4.2000 tarihleri arasında 1479 sayılı  Yasa"ya tabi sigortalı olduğunun tesbitine  karar verilmiş ise de bu sonuç doğru değildir.
    Gerçekten  1479 sayılı Yasa"da 506 sayılı  Yasa"nın 79. maddesinde düzenlendiği şekilde bir hizmet tesbiti yöntemi olmadığı gibi 1479 sayılı Yasa"nın 24 ve 25.  maddelerinde de kimlerin Bağ-Kur sigortalısı olduğu açık bir şekilde düzenlenmiştir. Somut olayda davacının " ticari biçerdöver işletmesi" işinden dolayı 1.1.1983-31.8.1989 tarihleri arasında devam eden vergi kaydına  dayalı olarak kurum tarafından 1.1.1983-31.8.1989 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasa tabi sigortalı  sayıldığı uyuşmazlık   konusu değildir. Davadaki sorun davacının vergi, oda ve sicil kayıtlarının olmadığı 31.8.1989-30.4.2000 tarihleri arasında yapmış olduğu  prim ödemelerine göre, fazla prim ödemesine dayanılarak Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 20.11.2002 gün  ve 21/892-990 sayılı kararında da belirtildiği üzere, MK"nun 2. maddesinde  belirtilen " objektif iyiniyet" kuralı gereğince  geriye doğru isteğe bağlı sigortalı sayılıp  sayılmayacağı noktasındadır.  bu durumda da  davacının  yapmış olduğu prim ödemelerine göre  sorunun  çözülmesi gerektiği açıktır.
    Dosyadaki bilgi ve belgelerden davacının 1997 yılı affından faydalanarak ilk defa 25.6.1997"de 4.5000.00 TL, 28.6.1997 tarihinde 1.000.00 TL ve 30.6.1997 tarihinde ise 9.600.00 TL  prim ödediği, ekli 2.3.1999 tarihili ödeme  belgesinde terk- çıkış gösterilmeksizin 1.1.1983 tarihinden itibaren toplam borcunun 564.116.981 TL  olduğu ekli 1998/266 Esas sayılı icra dosyasında  ise primi istenen sigortalılık süresi  belirtilmemekle beraber toplam 340.000.000 TL borcun tahsili istendiği ancak mahkemece bu takip ile borcun tahsil edildiği kabul edilmesine rağmen anılan icra dosyasında hiç ödemenin yapılmadığı, ekli 2.5.2000 gün ve 8345 sayılı Kurum Yazısı ile davacının ödemeye davet edilerek 30.4.2000 tarihine kadar toplam 1.289.051.290 TL borcun 7 gün içinde ödenmesi istendiği davacının bu yazı üzerine  16.5.2000 tarihinde sadece 140.000.000 TL ödediği anlaşılmaktadır. Bu  halde davacının kurumca terk gösterilmeksizin  1.1.1983 tarihinden itibaren toplam 1.289.051.290 TL  istendiği halde davacının sadece 140.000.000 TL"yi ödediği seabit olduğuna göre dava konusu toplam süreye ait  tüm primlerin alındığının kabulü doğru değildir.
    Mahkemece  yapılacak iş  davacının 1997 ve  16.5.2000 tarihlerinde yapmış olduğu tüm prim ödemelerinin zorunlu  sigortalılık  süresi  olan 1.1.1983-31.8.1989 tarihleri arasındaki süreye ilişkin olup olmadığı bu sürenin prim borcunu karşılayıp karşılamadığı,  fazla prim ödemesi  varsa  bu ödemenin ödeme tarihine göre, hangi sürelerin priminin alınmış sayılacağı  açıkça sorulduktan sonra  fazla prim ödemesi olduğu takdirde yukarıda anılan Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararı gereğince bu süreyi isteğe bağlı sigortalı saymak aksi halde ise davanını reddine karar vermekten ibarettir.
    Mahkemece  bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik incelemeye dayalı  yerinde  olmayan gerekçe ile   yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davalı kurumun  bu yönleri amaçlayan  temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 23.6.2008  gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi