8. Ceza Dairesi 2017/1435 E. , 2017/13164 K.
"İçtihat Metni" Kumar oynanması için yer ve imkan sağlama suçundan sanık ...’nun, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 228/1, 62/1 ve 52/2. maddeleri uyarınca 25 gün hapis ve 500,00 Türk Lirası adli para cezaları ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair İSTANBUL 30. Sulh Ceza Mahkemesinin 13/05/2014 tarihli ve 2013/923 esas, 2014/569 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, sanığın deneme süresi içerisinde yeniden suç işlemesi sebebiyle 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 228/1, 62/1 ve 52/2. maddeleri uyarınca 25 gün hapis ve 500,00 Türk Lirası adli para cezaları ile cezalandırılmasına ilişkin İstanbul 48. Asliye Ceza Mahkemesinin 08/03/2016 tarihli ve 2016/17 esas, 2016/182 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
1- Dosya kapsamına göre, evvelce hapis cezasına ilişkin hükümlülüğü bulunmayan sanık hakkında tayin olunan kısa süreli hapis cezasının, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 50/3. maddesindeki “Daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olmak koşuluyla, mahkûm olunan otuz gün ve daha az süreli hapis cezası ile fiili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş bulunanların mahkûm edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, birinci fıkrada yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilir” hükmü uyarınca aynı maddenin 1. fıkrasında yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesi gerektiğinin gözetilmemesinde,
2- Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 19/06/2007 tarihli ve 2007/10-108 esas, 2007/152 sayılı kararında da belirtildiği üzere, yasa koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamakta ise de, bunun gerekçelerinin gösterilmesi dayanılan gerekçelerin de yasal ve dosya içeriğiyle örtüşmesi gerektiği, yine 5237 sayılı Kanun’un 3. maddesin 1. fıkrasında ise, “suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine” hükmolunacağının belirtildiği, somut olayda mahkemece temel cezanın tespiti sırasında hapis cezası takdiren alt sınırdan tayin edilmesine rağmen, para cezası tayin edilirken 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 61. maddesine aykırı olacak şekilde alt sınırdan niçin uzaklaşıldığına dair hiçbir gerekçe gösterilmeden ve hüküm kısmında teşdiden uygulama yapıldığı da belirtilmeden, 5237 sayılı Kanun’un 228/1. maddesi uyarınca alt sınırdan uzaklaşılarak temel cezanın 30 gün üzerinden belirlenmek suretiyle sanık hakkında fazla ceza tayin olunmasında,
3- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 141/3, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 34/1 ve 230. maddeleri gereğince mahkeme kararlarının denetime olanak verecek biçimde açık ve gerekçeli olması, denetim mekanizmalarının işlevini yerine getirmesi için gerekçede iddia ve savunmada ileri sürülen görüşlerin belirtilmesi, mevcut delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin açıkça gösterilmesi ve ulaşılan kanaat, sanığın suç oluşturduğu sabit görülen fiili ve bunun nitelendirilmesinin belirtilmesi, delillerle sonuç arasında bağ kurulması gerektiği gözetilmeden Anayasa ve 5271 sayılı Kanun"un amir hükümlerine aykırı şekilde gerekçesiz olarak hüküm kurulmasında,
İsabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı CMK.nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 03.01.2017 gün ve 11449 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 17.01.2017 gün ve KYB/2017-2117 sayılı ihbarnamesi ile dairemize tevdii kılınmakla incelendi.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Gereği görüşülüp düşünüldü:
CMK.nun 231/11. maddesine göre hükmün açıklanmasına yönelik kararda; Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 141/3, CMK.nun 34 ve 230. maddeleri ve Ceza Genel Kurulu"nun 18.11.2014 gün ve 2013/8-830 esas, 2014/502 sayılı kararı uyarınca hükmün gerekçesinde, iddia ve savunmada ileri sürülen görüşlerin yazılması, kanıtların tartışılarak değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilen kanıtlar ile mahkemece ulaşılan kanaatin, sanığın suç oluşturduğu veya oluşturmadığı sabit görülen fiilin belirtilmesi ve bu fiilin nitelendirmesinin yapılması suretiyle infazı kabil bir hüküm kurulması gerekirken, gerekçesiz olarak hüküm kurulması,
Yasaya aykırı ve Adalet Bakanlığı"nın Kanun Yararına Bozma istemine dayalı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının ihbarname içeriği bu itibarla yerinde görüldüğünden, İstanbul 48. Asliye Ceza Mahkemesinin 08.03.2016 gün ve 2016/17 esas, 2016/182 sayılı kararının CMK.nun 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahkemesince yerine getirilmesine, bozma nedenine göre (1) ve (2) no"lu talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına, dosyanın Adalet Bakanlığı"na gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na TEVDİİNE, 23.11.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.