Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2017/93
Karar No: 2017/222

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2017/93 Esas 2017/222 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Denizli 2. Ağır Ceza Mahkemesi, sanık hakkında nitelikli yağma suçundan 2 yıl 6 ay hapis cezası verdi. Sanığın annesinden 20 TL para istediği ancak daha fazlasını istemediği belirtildi. Hükmün temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 6. Ceza Dairesi zorunlu savunman ücreti alınması kararının hatalı olduğu kararına vararak bozma kararı verdi. Yerel mahkeme direnme kararı verdi, bu karar da temyiz edilince dosya Ceza Genel Kurulu tarafından incelendi. Ceza Genel Kurulu, öncelikle duruşma davetiyesinin geçerli olup olmadığını değerlendirdi ve sanığın duruşmadan haberdar edilmeden hüküm kurulmasının savunma hakkını sınırladığı sonucuna vardı. Bu nedenle yerel mahkemenin direnme kararı usule uygun şekilde yapılmadığı gerekçesi ile bozuldu. Kanun maddeleri: TCK 149/1-a-d-h, 35, 62, 53, 150/2; T.C. Anayasası 90. maddesi; Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi 6/3-c; 5271 sayılı CMK'nın 150, 234, 239. maddeleri; 5320 sayılı Kanun'un 13. maddesi.
Ceza Genel Kurulu         2017/93 E.  ,  2017/222 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Ağır Ceza

    Nitelikli yağma suçuna teşebbüsten sanık ..."in 5237 sayılı TCK"nun 149/1-a-d-h, 35, 62 ve 53. maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluğuna ilişkin, Denizli 2. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 30.07.2010 gün ve 426-296 sayılı hükmün sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 6. Ceza Dairesince 06.04.2015 gün ve 28026-39264 sayı ile;
    "1- Sanığın, annesi olan mağdurdan daha fazla parası olduğunu bildiği halde 20 TL parayı cebir ve tehdit ile isteyerek bu miktar ile yetindiği, daha fazlasını istemediğinin anlaşılması karşısında sanığın özgülenen kastı da gözetilerek hakkında TCK"nın 150/2. maddesinin uygulanmaması,
    2- T.C. Anayasasının 90. maddesinin son fıkrası ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6/3-c maddesi ışığında, 5271 sayılı CMK"nın 150, 234 ve 239. maddeleri ile 5320 sayılı Yasanın 13. maddesine dayanılarak hazırlanan, Ceza Muhakemesi Kanunu Gereğince Müdafi ve Vekillerin Görevlendirilmeleri ile Yapılacak Ödemelerin Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin 8. maddesi gereğince, sanıktan, yargılandığı suç nedeniyle baro tarafından görevlendirilen zorunlu savunman ücretinin alınmasına hükmedilemeyeceği, bu ücretin Adalet Bakanlığı bütçesinde bu amaçla ayrılan ödenekten karşılanacağı gözetilmeden, yazılı şekilde zorunlu savunman ücretinin sanıktan alınmasına hükmedilmesi" isabetsizliklerinden bozulmasına karar verilmiştir.
    Bozma ilamının (2) numaralı bendine uyan yerel mahkeme, 16.06.2015 gün ve 140-204 sayı ile (1) numaralı bentte belirtilen bozma nedenine karşı;
    "...Her ne kadar sanık annesinden 20 Lira para istemişse de, annesinin daha fazla parasının olduğunun sabit olmadığı, ayrıca teşebbüs aşamasında kalan suçlarda TCK"nun 150/2 maddesinin uygulanma olanağı bulunmadığı anlaşıldığından, sanık hakkında TCK"nun 150/2 maddesinin uygulanması yoluna gidilmemiştir" şeklindeki gerekçeyle direnerek, önceki hüküm gibi karar vermiştir.
    Bu hükmün de sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 05.09.2015 gün ve 268789 sayılı “bozma” istekli tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca 07.12.2016 gün ve 731-1077 sayı ile; 6763 sayılı Kanunun 38. maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 10. madde uyarınca kararına direnilen daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 6. Ceza Dairesince 01.02.2017 gün ve 38-122 sayı ile, direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    Sanık hakkında hakaret suçundan şikâyetten vazgeçme nedeniyle verilen kamu davasının düşmesine ilişkin hüküm temyiz edilmeksizin kesinleşmiş olup, direnmenin kapsamına göre inceleme, sanık hakkında nitelikli yağma suçuna teşebbüsten kurulan hükümle sınırlı olarak yapılmıştır.
    Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanık hakkında TCK’nun 150/2. maddesinin uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığının belirlenmesine ilişkin ise de; Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca öncelikle, bozmadan sonra yapılan yargılamada, UYAP sistemindeki kayıtlara göre başka suçtan hükümlü olarak ceza infaz kurumunda bulunduğu anlaşılan sanığın, Tebligat Kanununun 21. maddesi uyarınca ev adresine yapılan duruşma davetiyesine ilişkin tebligatın geçerli olup olmadığı, bu bağlamda sanığın usulüne uygun şekilde duruşmadan haberdar edilmeden hüküm verilmesinin savunma hakkının kısıtlanması niteliğinde olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
    İncelenen dosya kapsamından;
    Denizli Cumhuriyet Başsavcılığının 30.10.2009 günlü iddianamesi ile sanık hakkında nitelikli yağma suçundan kamu davası açıldığı,
    Davanın görüldüğü mahkemenin yargı çevresindeki Denizli D Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda başka bir suçtan hükümlü olarak bulunan sanığın sorgusunun, 16.04.2010 tarihinde yargılamayı yapan mahkemece gerçekleştirildiği, ancak sorgu sırasında sanığa, duruşmadan bağışık tutulmak isteyip istemediği hususunun sorulmadığı, sanığın da duruşmadan bağışık tutulmak istediği yönünde herhangi bir beyanının bulunmadığı,
    Yerel mahkemece 30.07.2010 tarihinde verilen mahkûmiyet hükmünün Özel Dairece sanık lehine bozulmasından sonra, mahkeme tarafından sanık ve zorunlu müdafiine duruşma gününün tebliğ edildiği, Tebligat Kanununun 21. maddesine göre tebligat yapılan sanığın hazır bulunmadığı 16.06.2015 tarihli oturuma sanık müdafiinin katıldığı ve bu oturumda sanığın yokluğunda duruşmaya devam edilerek direnme kararı verildiği,
    Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden sanığın tutukluluk bilgilerinin incelenmesinde; sanığın, bozmadan sonra duruşma davetiyesinin ev adresine tebliğ edildiği 27.05.2015 tarihinde ve yokluğunda duruşma yapılarak hüküm kurulduğu 16.06.2015 tarihli oturumda, davanın görüldüğü yerin yargı çevresindeki Denizli D Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda başka suçtan hükümlü olarak bulunduğu,
    Anlaşılmaktadır.
    5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca karar tarihinde yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nın 326. maddesinde, “Yargıtaydan verilen bozma kararı üzerine davaya yeniden bakacak mahkeme ilgililere bozmaya karşı diyeceklerini sorar.
    Sanık veya müdahil ve vekillerine davetiye tebliğ olunamaması veya davetiye tebliğ olunmasına rağmen duruşmaya gelmemeleri nedeniyle bozmaya karşı beyanları tespit edilmemiş olsa dahi duruşmaya devam edilerek dava gıyapta bitirilebilir. Ancak sanık hakkında verilecek ceza, bozmaya konu olan cezadan daha ağır ise herhalde dinlenilmesi gerekir” hükmü yer almaktadır.
    Bu hüküm gereğince, bozma kararı sanık lehine olsa dahi bozmadan sonra yapılan yargılamada yerel mahkemece sanık, katılan ve varsa müdafii ve vekillerine duruşma gününü bildirir davetiye tebliğ olunmalı, duruşma gününden haberdar edilmelidirler. Yerleşmiş yargısal kararlarda da vurgulandığı üzere, tebligat yapılamaması veya davetiye tebliğ olunmasına rağmen sanığın duruşmaya gelmemesi halinde, verilecek cezanın bozmaya konu olan cezadan daha ağır olmaması halinde yargılamaya devam olunarak bir karar verilmelidir.
    Bu açıklamalar ışığında ön soruna ilişkin olarak yapılan değerlendirmede;
    Bozmadan sonra yapılan yargılamada, yerel mahkemece sanık ve müdafiine bozmaya karşı diyeceklerinin sorulması için duruşma günü davetiyesinin tebliğe çıkarıldığı, sanık müdafiine usule uygun olarak duruşma günü davetiyesinin tebliğ edildiği, sanığın ev adresine çıkarılan duruşma davetiyesinin ise 27.05.2015 tarihinde Tebligat Kanununun 21. maddesine göre tebliğ edildiği, ancak UYAP sistemindeki kayıtlara göre tebligatın yapıldığı tarihte sanığın mahkemenin yargı çevresindeki Denizli D Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda başka bir suçtan hükümlü olarak bulunduğu ve bu durumda yapılan tebligatın geçersiz olduğu anlaşıldığından, sanık duruşmadan haberdar edilmeden ve bu suretle bozmaya karşı diyeceklerini bildirme olanağı sağlanmadan yargılamaya devam edilerek hüküm kurulması savunma hakkının sınırlandırılması niteliğindedir.
    Bu itibarla, yerel mahkeme direnme hükmünün saptanan bu usuli nedenden dolayı diğer yönleri incelenmeksizin bozulmasına karar verilmelidir.
    SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    1- Denizli 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 16.06.2015 gün ve 140-204 sayılı direnme hükmünün, bozma sonrası sanık usulüne uygun şekilde duruşmadan haberdar edilmeden ve bu suretle bozmaya karşı diyeceklerini bildirme olanağı sağlanmadan yargılamaya devam olunarak hüküm kurulması isabetsizliğinden diğer yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA,
    2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 11.04.2017 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi