Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/62
Karar No: 2021/3375
Karar Tarihi: 16.03.2021

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2020/62 Esas 2021/3375 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2020/62 E.  ,  2021/3375 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
    ...


    Dava, 01.05.1998-31.12.2000 tarihleri arasında 2926 sayılı Kanun kapsamında sigortalılık süresi tespiti istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I-İSTEM
    Davacı 01.05.1998-31.12.2000 tarihleri arasında 2926 sayılı Kanun kapsamında sigortalılık süresi tespitini talep ve dava etmiştir.
    II-CEVAP
    Kurum vekili cevap dilekçesinde özetle, davacı geriye dönük tescil yaptırmak için 19/09/2016 tarihinde tarihinde müdürlüğümüze müracaat etmiştir. Davacının müracaat dilekçesi ekindeki SS Burdur 3 nolu Tarımsal Kalkınma Kooperatifince düzenlenen 1998/Mart ayına ait süt alımlarına ait mükellefiyet listesi ile Müdürlüğümüzce incelenmiş ve davacının tescil talebi reddedilmiştir. Zira bu tescilin yapılabilmesi için kişinin adına düzenlenmiş ve Bağkur kesintisi yapıldığını gösterir müstahsil makbuzunun Kuruma ibrazı gerekmektedir. Bu liste müstahsil makbuzu yerine geçmemektedir. Kuruma müstahsil makbuzu ibraz edemeyen davacının talebi reddedilmiştir. Zira: 2926 sayılı Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanununa tabi sigortalıların prim borçlarının ürün bedellerinden tevkif suretiyle tahsil edilmesini öngören 03/04/1993 tarihli ve 93/4384 sayılı Kararnamenin uygulanması; 08/07/1993 tarih 93/4608 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla 01/07/1993 tarihinden geçerli olmak üzere 60 gün süreyle, 27/08/1993 tarih 93/4777 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla ise 01/01/1994 tarihinden geçerli olmak üzere 01/04/1994 tarihine kadar ertelenmiştir. Buna göre 01/04/1994 tarihinden itibaren tarım sigortalılarının prim borçlarının ürün bedellerinden tevkif suretiyle tahsili uygulaması başlamıştır, haksız ve yersiz davanın reddini savunmuştur.
    III-MAHKEME KARARI
    A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
    İlk derece mahkemesi, “...Davacı tarafça dosyaya sunulmuş herhangi bir müstahsil makbuzu olmadığı gibi davalı Kurum tarafından da davacıdan Bağ-Kur primi kesildiğine ilişkin tevkifat listesi sunulmamıştır. Davacı, 2926 sayılı Kanunun uygulama tarihinden itibaren üç ay içinde Kuruma Tarım Bağ-Kur sigortalılığına tescil müracaatında bulunmadığı gibi, davalı Kurum da re’sen tescilini yapmamıştır. Davacı tarafından Kuruma 19.09.2016 tarih, 12481790 varide sayılı dilekçe ile 01.05.1998-31.12.2000 tarihleri arasında Bağ-Kurlu olmak istediğine dair talep dilekçesi sunulmuş olup bu dilekçe ekinde yer alan “SS 3 Nolu Tarımsal Kalkınma Kooperatifinin müstahsile ödediği Mart-1998 sütlerden kesilen stopaj, fon ve Bağ-Kur primi listesi” ne ait fotokopi belgede; ödeme tarihi tam okunamamakla birlikte 26.04.1998 olarak görülmüş olup ... adına 751,970 TL % 1 Bağ-Kur primi kesildiği görülmektedir. Sayın mahkemece S.S. 3 Nolu Tarımsal Kalkınma Kooperatifine yazılan yazılara verilen cevaplarda; davacının son 14 yılda (2002-2003) kaydı bulunmadığı ve kesinti yapılmadığı, daha eski sürelerin ise yasal zamanaşımı dolduğundan evraklarının bulunmadığını bildirmiştir. Dava konusu olayda, davacı tarafından dosyaya sunulan liste fotokopi olup belgeyi düzenleyen Kooperatif tarafından da belge aslının sunulmadığı ve bu yüzden belgenin delil niteliği olup olmadığı hususundaki takdir sayın mahkemeye aittir. Ayrıca listede yer alan bu prim kesintisinin kurum hesaplarına intikal edip etmediği belirli değildir. Yargıtay kararları çerçevesinde tevkifatın kurum hesabına intikal etmesi şart olduğundan bu hususta bir değerlendirme yapılamamıştır. Sonuç olarak yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler ve yerleşik hale gelen Yargıtay kararlarına göre; davacının, 01.05.1998-31.12.2000 tarihleri arasındaki sürede tescil ya da iradi prim ödemesi veya kurum hesaplarına intikal etmiş prim tevkifatının bulunmadığının anlaşılmış olup 2926 ve 5510 sayılı Yasalar kapsamında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun kabulü mümkün görülmemiştir...” gerekçesi ile davanın reddine karar vermiştir.
    B-BAM KARARI
    Bölge Adliye Mahkemesi, dosya kapsamı, delil durumu itibariyle mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiştir.
    IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    Davacı vekili özetle eksik araştırma ve inceleme sonucu karar verildiğini beyanla kararın bozulmasını istemiştir.
    V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
    Davanın yasal dayanağı, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun geçici 7. maddesi delaletiyle mülga 2926 sayılı Kanunun 2,3,6,9 ve 10. maddeleridir.
    2926 sayılı Kanunun 2. maddesinde, Kanunla veya kanunların verdiği yetkiye dayanılarak kurulan sosyal güvenlik kuruluşları kapsamı dışında kalan ve herhangi bir işverene hizmet akdiyle bağlı olmaksızın, 3. maddenin (b) bendinde tanımlanan tarımsal faaliyette bulunanların tarım Bağ-Kur sigortalısı sayılacakları belirtilmiştir.
    Anılan Kanunun 3. maddesinin (b) bendinde; "Tarımsal faaliyette bulunanlar: kendi mülkünde, ortaklık veya kiralamak suretiyle başkalarının mülkünde, kamuya mahsus mahallerde ekim dikim, bakım, üretim, yetiştirme ve ıslah yollarıyla veya doğrudan doğruya tabiattan istifade etmek suretiyle bitki, orman, hayvan ve su ürünlerinin üretimini, avlanmasını, avcılar ve yetiştiriciler tarafından muhafazasını, taşınmasını sağlayanlar veya bu ürünlerden sair bir şekilde faydalanmak suretiyle kendi adına ve hesabına faaliyette bulunanlar" olarak tanımlanmış, 5. maddesinde, sigortalı olmanın zorunlu olduğu, sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçilemeyeceği ve kaçınılamayacağı, 6. maddesinde ise, diğer sosyal güvenlik kuruluşları kapsamına tabi bir işte çalışanların, çalışmaya başladıkları tarihten bir gün önce, sigortalılıklarının sona ereceği hüküm altına alınmıştır. Ayrıca aynı Kanunun 9. maddesi Kuruma re"sen tescil yükümlülüğü yüklemiştir.
    Anılan Kanunun 10. maddesine göre ise, kayıt ve tescil işlemlerinde valilik, kaymakamlık, özel idare, belediye, muhtarlık ve nüfus idareleri kayıtları ile, diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, kanunla kurulu meslek kuruluşlarının, tarım satış kooperatifleri ve birliklerinin T.Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi ve tarım kesimine yönelik faaliyette bulunan milli bankaların kayıtlarının esas alınacağı bildirilmiştir.
    Tarım Bağ-Kur sigortalılığının yasal dayanağını oluşturan 2926 sayılı Kanunda, bildirimsiz kalan sigortalılar için 506 sayılı Kanunun 79 ve 5510 sayılı Kanunun 86. maddesinde öngörülen "hizmet tespiti" davasına koşut bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Anılan düzenlemede, kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve tescil edildikleri tarihi takiben başlayacağının hükme bağlanmış olması karşısında, kayıt ve tescil, yada tescil yerine geçen iradi prim ödemesi veya prim tevkifatı öncesine isabet eden tarımsal faaliyet ve buna dayalı "Tarım Bağ-Kur sigortalılığının tespiti" söz konusu olamayacaktır.
    Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.05.2011 gün, 2011/10-230 Esas 2011/319 Karar sayılı, 29.02.2012 gün ve 2011/10-769 Esas 2012/107 karar sayılı ve 27.06.2012 gün 2012/10-292 Esas ve 2012/415 Karar kararlarında da açıkça belirtildiği üzere, davacının tarımsal faaliyetinin kesintisiz sürüp sürmediğinin tespiti için, mahkemece;
    1-Çekişmeli dönemde davacının nerede oturduğu; nüfus müdürlüğü, ilçe seçim kurulu başkanlığı ve muhtarlık kayıtları esas alınarak belirlenmeli,
    2-Dönem içinde Ziraat Bankası, kooperatif veya birlikler aracılığıyla "Tarımsal Amaçlı Kredi" kullanıp kullanmadığı araştırılmalı,
    3-Dönem içinde ürün teslimatından dolayı prim kesintisi yapılıp yapılmadığı veya sigortalılık iradesini ortaya koyacak şekilde prim ödemesinin bulunup bulunmadığı araştırılmalı,
    4-25.04.2006 gün 26149 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 5488 sayılı Tarım Kanunun 19. maddesi uyarınca Çiftçi Kayıt Sistemine dahil edilerek doğrudan gelir desteği alıp almadığı ve bu bağlamda davacının hangi ürünleri ekerek bunları nerelere sattığı, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunun "Zirai Kazanç, Zirai Faaliyet, Zirai İşletme, Çiftçi ve Mahsulün Tarifi" başlıklı 52, "Zirai Kazançta Vergileme" başlıklı 53, ve "Vergi Tevkifatı" başlıklı 94 vd. maddeleri ile 213 Vergi Usul Kanununun "Vergi Kesenlerin Sorumluluğu" başlıklı 11. maddesi kapsamında zirai kazançlarından dolayı vergi ödeyip ödemedikleri araştırılmalıdır. Konu ile ilgili Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 08.12.2010 gün ve 2010/10-580-647 sayılı kararında da açıkça belirtildiği üzere "Tevkifat yapma ve kurum hesaplarına aktarma yükümü, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunun 94/11.maddesinde öngörülen çiftçilerden satın alınan zirai mahsuller için yapılan ödemelerden gelir vergisine mahsuben tevkifat yapma yükümüne paralel olarak getirilmiştir. Bakanlar Kurulu Kararı kapsamındaki gerçek ve tüzel kişiler, tarımsal faaliyette bulunan bu kişilerden satın aldıkları ürün bedellerinden tevkifat yapmakla yükümlüdürler." Tevkifat suretiyle vergilendirilen çiftçiler yaptıkları satış ve hizmetleri dolayısıyla müstahsil makbuzu almak ve saklamak zorundadırlar.
    5-Tarımsal faaliyeti kapsamında ilaç, gübre ve sulama parası ödeyip ödemediği, varsa bunların fatura ve belgelerinin nelerden ibaret olduğu, ziraat odası, kooperatif veya birliklere üyeliği varsa bu kuruluşlara düzenli bir şekilde aidat ödeyip ödemediği araştırılmalı, tarımsal faaliyete elverişli tapulu taşınmazının bulunup bulunmadığı, tarımsal faaliyetin taşınmaz kiralanması yoluyla gerçekleştirildiğinin savunulması halinde; taşınmazların, kimden hangi yıllar için kiralandığı, kiracının; kiralama yoluyla faaliyetini yürütmeye elverişli alet ve edavatının bulunup bulunmadığı araştırılmalı, traktörünün bulunduğunun ileri sürülmesi halinde, traktörün hangi tarihte satın alınıp ilgilisi adına trafiğe tescil edildiğini gösteren fatura ve trafik tescil belgesinin celp edilmeli,
    6-Hayvan yetiştiriciliği bulunduğunun ileri sürüldüğü hallerde, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 01.06.2011 gün ve 2011/10-306-365 sayılı kararında da belirtildiği üzere 16.05.1986 tarihinde yürürlüğe giren 3285 sayılı Hayvan Sağlığı ve Zabıtası Kanununun 22. maddesi kapsamında hayvanlarına ilişkin menşe şehadetnamesinin bulunup bulunmadığı tespit edilerek, büyük ve küçükbaş hayvanlarına ilişkin istatistik bilgileri ve bu hayvanlara ilişkin yapılması zorunlu bulunan periyodik aşılara ilişkin bilgiler ilçe tarım müdürlüklerinden sorulmalı, köy muhtarı ve ihtiyar heyeti üyeleri gibi tarımsal faaliyetin varlığını yakından bilebilecek durumdaki tanıklar dinlenilerek sigortalılık olgusunun varlığı hiçbir duraksamaya yer vermeyecek şekilde açıklığa kavuşturulmalıdır.
    Ayrıca 2926 sayılı Kanunun 6. maddesinde belirtilen şekilde sigortalılığın sona erip ermediği araştırılmalı ve bu bağlamda çekişmeli dönemde 506 sayılı Kanun kapsamında SSK sigortalılığı ya da 1479 sayılı Kanun kapsamında zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı varsa ve bu sigortalılık süresi makul süreyi aşmışsa, HGK.nun 14.02.2007 gün, 2007/21-73-71 sayılı ve 14.03.2012 gün, 2011/10-804-152 sayılı kararları göz önünde bulundurularak sigortalılığın sona erdiği olgusu da dikkate alınmalıdır.
    Eldeki davaya konu somut olayda; davacı 01.05.1998-31.12.2000 tarihleri arasında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitini talep etmiş, mahkemece, davanın reddine dair hüküm kurulmuştur.
    Davacı kooperatife süt teslimi yaptığını ve dolaysıyla tespitini istediği sürede hayvan yetiştiriciliği (süt üreticisi) ile ilgili faaliyeti olduğunu iddia etmekte olup mahkemece; 01.05.1998-31.12.2000 dönem yönünden sütçülük faaliyeti ile ilgili araştırma yetersizdir. Mahkemece, 01.05.1998-31.12.2000 tarihleri arasında davacının 2926 sayılı Yasaya tabi sigortalılık iradesini ortaya koyacak hususlar ayrıntılı olarak araştırılmalı, bu bağlamda davacının bu faaliyetini nerede, nasıl ne kapsamda yaptığı, faaliyetin devamlılığı ve niteliği kapsamında ürettiği sütleri nerelere sattığı araştırılmak suretiyle yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde faaliyet araştırması yapılarak sonucuna göre karar verilmelidir.
    Mahkemenin, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki esaslar doğrultusunda yargılama yaparak elde edilecek sonuca göre karar vermesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi kararının HMK"nın 373/1 maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 16/03/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi