12. Ceza Dairesi Esas No: 2018/4206 Karar No: 2018/9692 Karar Tarihi: 15.10.2018
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2018/4206 Esas 2018/9692 Karar Sayılı İlamı
12. Ceza Dairesi 2018/4206 E. , 2018/9692 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi Suç : Trafik güvenliğini tehlikeye sokma Hüküm : TCK 179/3-2, 50/1-a, 52/2-3, maddeleri gereğince mahkumiyet
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Yapılan yargılamaya toplanıp karar yerinde gösterilen delillere incelenen dosya kapsamına göre sanık müdafiin sanığın alkol düzeyinin aracını sevk ve idare edemeyecek durumda olmadığına, sanığın beraat etmesi gerektiğine dair temyiz itirazlarının reddine, ancak; 1-5271 sayılı CMK’nın 5728 sayılı Kanunun 562. maddesiyle değişik 231. maddesindeki “hükmün açıklanmasının geri bırakılması”"na ilişkin düzenlemenin sanık hakkında uygulanıp uygulanmayacağına karar verilirken, dosyaya yansıyan bilgi ve kanıtlar birlikte ve isabetle değerlendirilip, denetime olanak verecek somut gerekçeler gösterilmek suretiyle takdir hakkının kullanılması gerektiği, Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 03/02/2009 tarih, 2008/11 - 250 Esas, 2009/13 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere, koşullu bir düşme nedeni oluşturan “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” müessesesi (mahkûmiyet, suç niteliği ve ceza miktarına ilişkin) objektif koşulların varlığı halinde mahkemece, diğer kişiselleştirme hükümlerinden önce değerlendirilerek, uygulanması yönünde kanaate ulaşıldığı takdirde, CMK"nın 231. maddesinin değerlendirilmesinde zorunluluk olduğu gözetilmeksizin, mahkemece, CMK"nın 231/6. maddesindeki koşullar seçenek yaptırımlardan sonra değerlendirilerek, “sonuç cezanın seçenek yaptırıma çevrilmiş olması nedeniyle” şeklindeki yasal olmayan gerekçe ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi, 2-Hükmün esasını teşkil eden kısa kararda ve gerekçeli kararın hüküm fıkrasında, sanık hakkında hükmedilen hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine karar verilirken, uygulanan kanun maddesinin, “TCK"nın 50/3. maddesi atfıyla aynı Kanun"un 50/1-a maddesi” yerine, sadece “TCK"nın 50/1-a maddesi” olarak gösterilmesi suretiyle CMK"nın 232/6. maddesine aykırı hareket edilmesi, Kanuna aykırı olup, sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 15/10/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.