Davacı, murisinin 05.12.1989-04.10.2000 tarihleri arasında Bağ-Kur sigortalısı olduğunun ve ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir. Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere hükmün dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine, 2-Davacı, ölüm aylığı bağlanmasına yönelik talebini atiye terk ederek, eşi murisinin 05.12.1989-04.10.2000 tarihleri arasında Bağ-Kur sigortalısı sayılması gerektiğinin tesbitini istemiştir. Mahkemece davacının ölüm aylığı bağlanmasına ilişkin talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair verilen karar yerinde ise de; eşi murisinin 05.12.1989-04.10.2000 tarihleri arasında Bağ-Kur sigortalısı sayılması gerektiğinin tespitine karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır. Davanın yasal dayanağını oluşturan, 1479 sayılı Yasa"ya 4956 sayılı Yasa ile eklenen Geçici 18. maddeye göre; “Bu Kanuna göre sigortalılık niteliği taşıdıkları halde 04.10.2000 tarihine kadar kayıt ve tescilini yaptırmamış olan sigortalıların sigortalılık hak ve mükellefiyetleri 04.10.2000 tarihinden itibaren başlar”. Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının eşi muris Ahmet Ünal’ın 8.1.2001 tarihli işe giriş bildirgesi ile 04.10.2000 tarihinden itibaren 1479 sayılı Yasa’ya tabi Bağ-Kur sigortalısı olarak kayıt ve tescilinin yapıldığı, sigortalının 4.8.2003 tarihinde öldüğü, 5.12.1989-4.8.2003 tarihleri arasında Vergi kaydının bulunduğu, 3.4.1997 tarihinden itibaren Oda kaydının devam ettiği, Esnaf Sicil kaydının bulunmadığı, 8.1.2001, 29.4.2003, 26.5.2003, 24.6.2003 ve 28.7.2003 tarihlerinde prim ödemesinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Somut olayda davacının murisi Bağ-Kur’a 04.10.2000 tarihi öncesinde kayıt ve tescil yaptırmamıştır. 1479 sayılı Yasa"da 506 sayılı Yasa"ya koşut geçmiş hizmetlerin tespitine olanak sağlayan bir düzenleme bulunmadığı halde mahkemece, davacı murisinin 04.10.2000 tarihi öncesinde tescilinin bulunmamasına rağmen Vergi kaydına dayanılarak sonuca gidilmesi hatalı olmuştur. Yargıtay HGK.nun 15.11.2006 gün ve 2006/703 Esas, 728 Karar sayılı kararı da aynı yöndedir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde 04.10.2000 tarihinden önceki dönem için tespite karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 17.06.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.