19. Hukuk Dairesi 2014/1860 E. , 2014/5136 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 26/09/2013
NUMARASI : 2010/799-2013/144
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, Rekabet Kurulunun internet sitesinde 12.03.2009"da yayımlanan duyuru ile akaryakıt sektöründe bayilik sözleşmesi ile bağlantılı olarak yapılan intifa vs. haklarının rekabet yasağının süresini fiilen uzatacak şekilde kullanılamayacağının 5 yılı aşan süreler bakımından muafiyet koşullarının ortadan kalkacağının açıklandığını, davalının gerçekleşmeyen anlaşma sürelerine ilişkin olmak üzere peşinen sağladıkları kazanımları ve bu kazanımların semerelerini faizleriyle birlikte müvekkiline iade etmek zorunda olduğunu ileri sürerek davalı malik nam ve hesabına ödenmiş olan 131,90 TL terkin harcının dava tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ve KDV"si ile birlikte davalı malikten tahsiline taraflar arasındaki dikey anlaşmanın tesis edildiği tarihte öngörülen süresinden daha erken bir tarihte sonlanması nedeniyle, istasyon zemin betonu, istasyon bina inşaatı ve bunlarla sınırlı olmamak üzere benzeri ayrılmaz parça (mütemmim cüz) niteliğinde yapıların ödeme kalemlerinden geçersiz kalan bakiye süreye isabet eden kısmının dava tarihi itibariyle ÜFE ile uyarlanıp amortisman uygulanarak güncellenmiş 12.409,18 TL"nin iktisap tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ve KDV"si ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı S.. K.. davacının kendi bilgisi dışında intifa hakkından feragat nedeniyle terkin ettiğini, davacının kendisine intifa bedeli ödemediğini, sebepsiz zenginleşmeden söz edilemeyeceğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı duruşmalara katılmadığı gibi cevap dilekçesi de vermemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller neticesinde, intifa hakkının Rekabet Kurulu Kararına göre 5 yıldan fazla olamayacağı, sabit yatırımların intifa hakkı süresi ile bir ilişkisinin bulunmadığı, davacının istasyon zemin betonu, istasyon bina inşaatı ve bunlarla sınırlı olmamak üzere benzeri ayrılmaz parça (mütemmim cüz) niteliğinde yapıların ödeme kalemlerinden geçersiz kalan bakiye süreye isabet eden kısmının dava tarihi itibariyle ÜFE ile uyarlanıp amortisman uygulanarak güncellenmiş değerine ilişkin 12.409,18 TL"nin tahsili yönündeki davanın reddi gerektiği, intifa hakkının terkini sırasında davacı tarafından ödenen terkin harcı ile döner sermaye bedelinin mükellefi lehine terkin işlemi yapılan malik olduğu için bu talebin kabulü gerektiği gerekçeleri ile davacının davalı şirket hakkındaki davasının reddine, davacının davalı S.. K.. hakkındaki davasının kısmen kabulü ile 131,90 TL (terkin harç ve sair masrafları) nın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte bu davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Davacının temyizi reddedilen sabit yatırım bedelleri ile ilgili talebe ilişkindir.
Her ne kadar akaryakıt bayilik sözleşmesinin uygulanabilmesi için bir takım sabit yatırımların yapılması gerekmekte olup bir gün de olsa işletmenin faaliyete geçmesi bu yatırımların yapılmasına bağlı ise de, yapılanlar arasında taşınmaza değer katacak nitelikte bina vs. gibi yapılar varsa ve sözleşmenin feshine rağmen bu şekildeki yatırımların davalı tarafından kullanılmaya devam edilmesi halinde taşınmazın değerine katkı yapan yatırımlar nedeniyle davalının sebepsiz zenginleşebileceği kuşkusuzdur.
Hal böyle olunca, mahkemece mahallinde yapılacak keşif ile davacı yanca iddia edilen kalıcı yatırımların taşınmaz üzerinde yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise akdin feshinden sonra da davalı yanın aynı kalıcı yatırımları kullanarak ticaretine devam edip etmediği, bir başka deyişle anılan kalıcı yatırımların taşınmaza değer katıp katmadığı tespit edilerek, şayet bu yatırımların taşınmaza değer kattığının yani davalı yanın yapılan kalıcı yatırımları kullanarak ticaretine devam ettiğinin saptanması halinde bunun davacı yanca talep edilebileceği gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporuna göre eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 17.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.