20. Hukuk Dairesi 2015/8637 E. , 2016/4324 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı Orman Yönetimi vekili, 12.11.2008 havale tarihli dilekçesiyle, ... mahallesi 7960 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kesinleşmiş orman kadastro sınırları içinde kaldığı iddiasıyla, taşınmazın davalı kooperatif adına olan tapu kaydı ile davalı Belediye lehine konulan kamulaştırma şerhinin iptali ile taşınmazın orman sayılan bölümünün orman vasfıyla Hazine adına tescili ve davalının taşınmaza elatmasının önlenmesi istekleriyle dava açmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davalı... Başkanlığı aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı ... Kooperatifi aleyhine açılan davanın ise kısmen kabulüne ve ... Mahallesi, 7959 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 25.01.2015 tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 198,00 m² yüzölçümlü bölümünün tapu kaydının iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tesciline, bilirkişi raporuna ekli krokide (B) harfi ile gösterilen 9.202,00 m² yüzölçümlü bölüme ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davacı Orman Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kalan yer iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil ile elatmanın önlenmesi isteklerine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 14.04.1997 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu ile 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması bulunmaktadır. Tapulama çalışmaları ise 1953 yılında yapılmıştır.
1) Davacı Orman Yönetimi vekilinin 7960 ada 1 sayılı parselin, bilirkişi raporuna ekli krokide (B) harfi ile gösterilen 9.202,00 m² yüzölçümlü bölüme yönelik temyiz itirazları yönünden;
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada çekişmeli taşınmazın bilirkişi raporuna ekli krokide (B) harfi ile gösterilen 9.202,00 m² yüzölçümlü bölümü orman tahdidi dışında kalan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davacı Orman Yönetimi vekilinin çekişmeli taşınmazın krokide (B) harfi ile gösterilen bölüme yönelik yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile bu bölüm hakkındaki usul ve kanuna uygun olan red kararının onanması gerekmiştir.
2) Davacı Orman Yönetimi vekilinin elatmanın önlenmesi talebi hakkında olumlu veya olumsuz karar verilmemesine yönelik temyiz itirazları yönünden;
Davacı Orman Yönetimi vekili, tapu iptali ve tescil ile birlikte davalının taşınmaza elatmasının önlenmesini de talep etmiştir. Mahkemece davacı Orman Yönetiminin elatmanın önlenmesi talebi yönünden olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiştir. Hal böyle olunca mahkemece, davacı Orman Yönetiminin, elatmanın önlenmesi isteği değerlendirilerek hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, bu hususta karar verilmemesi, usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
3) Davacı Orman Yönetimi vekilinin, Büyükşehir Belediye Başkanlığı yönünden verilen husumetten ret kararı ile Belediye lehine hükmedilen vekâlet ücretine yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Mahkemece, .... Belediye Başkanlığı aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş ise de, verilen karar usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.05.2015 tarih ve 2013/1860 Esas - 2015/1451 Karar sayılı ilâmında da benimsendiği üzere; ilke olarak her dava, açıldığı tarihteki fiilî ve hukukî sebeplere göre 6100 sayılı HMK"nın 297. maddesi çerçevesinde hükme bağlanır. Ne var ki, dava açıldıktan sonra ortaya çıkan bir olay nedeniyle artık dava konusu edilen talep hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesine gerek ya da neden kalmıyorsa, burada davanın konusuz kalmasından sözedilebilir. Böyle bir durum sözkonusu olduğunda mahkemenin yargılamaya devam etmesine gerek yoktur. Bu durumda mahkemenin bir tespit hükmü niteliğinde olmak üzere esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermesi gerekir. Dava konusu hakkın davacıya ödenmesi, verilmesi ya da müdahalenin kaldırılması, davacı ve davalı sıfatının birleşmesi, yeni çıkan bir kanun ya da Anayasa Mahkemesi kararı ile ya da kişiye sıkı sıkıya bağlı ve mirasçılara geçmeyen bir hakka ilişkin davalarda taraflardan birinin ölümü gibi nedenlerle dava konusuz kalabilir.
Yapılan açıklamalar çerçevesinde somut olayda; davanın açıldığı tarihte dava konusu 7960 ada 1 sayılı parselin tapu kaydının beyanlar hanesinde,.... Büyükşehir Belediyesi lehine 08.05.1995 tarih ve 2639 yevmiye numarasıyla, 2947 sayılı Kanunun 7. maddesi uyarınca konulmuş, kamulaştırma şerhi bulunmaktadır. Davacı Orman Yönetimi vekili de, dava dilekçesiyle tapu iptal ve orman olarak tescil ile birlikte beyanlar hanesindeki şerhlerin de silinmesini istemiştir.
Yargılama sırasında.... Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı, Emlak ve İstimlak Daire Başkanlığı, .... Tapu Sicil Müdürlüğüne hitaben yazdığı, 07/05/2013 tarih ve 75690219-752.99-1401-01/17450 sayılı yazısı ile “2942/7 maddesi uyarınca konan kamulaştırma şerhinin” yasal süresi dolduğu belirtilerek kaldırılmasını talep etmiş ve bu talep üzerine anılan şerh silinmiştir. Bu durum karşısında davacı Orman Yönetiminin kamulaştırma şerhinin silinmesi talebinin konusuz kaldığının kabulü gerekir. Konusuz kalan dava hakkında verilecek karar ise “karar verilmesine yer olmadığına” şeklinde olmalıdır. Bu sebeple, dava konusu taşınmazın beyanlar hanesinde yer alan kamulaştırma şerhinin silinmesi talebi hakkında, konusuz kalma nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi, bu istek yönündeki yargılama gideri ve vekâlet ücreti yönünden de 6100 sayılı Kanunun 331. maddesindeki düzenleme gereğince yapılacak değerlendirme sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde husumet nedeniyle red kararı verilmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: 1) Yukarıda bir numaralı bentde gösterilen nedenlerle, davacı Orman Yönetimi vekilinin, 7960 ada 1 sayılı parselin bilirkişi raporuna ekli krokide (B) harfi ile gösterilen bölüme yönelik temyiz itirazlarının reddi ile bu bölüm hakkında verilen usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA,
2) İki ve üç numaralı bentlerde gösterilen nedenlerle, davacı Orman Yönetimi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile aynı bentlerde belirtilen yönlerden hükmün BOZULMASINA 11/04/2016 günü oy birliği ile karar verildi.