15. Ceza Dairesi 2017/34460 E. , 2018/787 K.
"İçtihat Metni"Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından şüpheliler ... ve ... haklarında yapılan soruşturma evresi sonucunda, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 01.02.2017 tarihli ve 2016/15895 soruşturma, 2017/6550 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin Bakırköy 1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 03.05.2017 tarihli ve 2017/2263 değişik iş sayılı kararı aleyhine yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 19.09.2017 gün ve 94660652-105-34-6763-2017 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 02.10.2017 gün ve 2017/53812 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 160. maddesinde yer alan “Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.” şeklindeki düzenleme karşısında, Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmak zorunda olduğu,
Somut olaya göre, Fibabanka Adana Şubesinin 29.11.2016 tarihli yazı cevabı içeriğine göre, suça konu çekin ilk olarak 31.08.2015 tarihinde Vakıflar Bankasına elektronik takas ortamında ibraz edilerek çek hesabının müsait olmaması nedeniyle karşılıksız işlemine tabi tutulmasını müteakip, 02.09.2015 tarihinde hamili tarafından Fibabanka Eminönü şubesine ibraz edildiğinde çek üzerindeki keşideci imzası ile kayıtlardaki imza uyuşmadığından çekle ilgili ödeme yapılamayarak bu yönde şerh düşüldüğü bildirildiğinden, suça konu çekteki son cirantanın ... olarak gözükmesi nedeni ile en son 02.09.2015 tarihinde yapılan ibraz işleminin adı geçen şahıs tarafından mı gerçekleştirildiği belirlenerek gerekirse ifadesine başvurulması, suça konu çek üzerindeki keşideci imzası ile şüphelilerin imzası karşılaştırılarak kime ait olduğunun belirlenmesinin akabinde sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik soruşturmaya dayalı şüpheliler hakkında kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karar verildiği dikkate alındığında, ortada 5271 sayılı Kanun’a uygun bir soruşturmanın bulunmadığı bir durumda, anılan Kanun’un 160. maddesi ve diğer maddeleri uyarınca soruşturma yapılmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabul edilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca şüpheliler ... ve ... haklarında kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verilmesi üzerine şikâyetçi tarafından, yalnızca ... ile ilgili kısım yönünden itiraz yoluna gidildiğinden, adı geçen hakkında verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kesinleştiği, dolayısıyla Bakırköy 1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 2017/2263 sayılı kararının sadece şüpheli ... ile ilgili olduğu, diğer şüpheli ... yönünden incelenecek bir karar bulunmaması nedeniyle kanun yararına bozma talebinin şüpheli ... ile ilgili olarak sınırlı yapılan incelemesinde;
Şüphelinin, ticari ilişki çerçevesinde kendi hesabından keşide ettiği suça konu çekin, hamili olan şikayetçi şirket yetkilisi tarafından 31.08.2015 günü Vakıflar bankasına elektronik takas ortamında ibraz edildiğinde çek hesabının müsait olmaması nedeniyle karşılıksız işlemine tabi tutulmasını müteakip, 02.09.2015 tarihinde hamili tarafından bu kez Fibabanka Eminönü şubesine sunulduğunda çek üzerindeki keşideci imzası ile kayıtlardaki imza uyuşmadığından çekle ilgili ödeme yapılamayarak bu yönde şerh düşüldüğünün iddia edildiği olayda; şüpheli ...’ın hiçbir aşamada borca ve imzaya itiraz etmemesi ve çekin ibraz edildiği tarihte ekonomik sıkıntı içerisinde bulunduğundan dolayı ödeme yapamadığını belirtmesi yanı sıra soruşturma aşamasındaki ifadesi de dahil olmak üzere hiçbir imzasının diğer imzasına benzememesi nedeniyle kasıtlı hareket ettiği konusunda şüphe bulunması hususları birlikte değerlendirildiğinde, resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarının yasal unsurlarının oluşmadığı anlaşılmakla, itirazın reddi yönündeki kararda bir isabetsizlik görülmediğinden, Bakırköy 1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 03.05.2017 tarih ve 2017/2263 değişik iş sayılı kararına yönelik yapılan kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, 12.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.