15. Ceza Dairesi 2017/34456 E. , 2018/786 K.
"İçtihat Metni"Dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçlarından şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 03.04.2017 tarihli ve 2015/81135 soruşturma, 2017/31609 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik müşteki vekili tarafından yapılan itirazın reddine ilişkin mercii İstanbul Anadolu 4. Sulh Ceza Hâkimliğinin 23.05.2017 tarihli ve 2017/2082 değişik iş sayılı kararı aleyhine yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 12.09.2017 gün ve 94660652-105-34-8134-2017 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 02.10.2017 gün ve 2017/53527 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında, somut olayda,
Şüpheli tarafından kredi talebinde bulunurken çalıştığı Akzem Limited isimli şirketten almış olduğu maaş belgesini bankaya sunduğu, banka tarafından yapılan araştırmada şüpheli tarafından sunulan belgenin gerçeği yansıtmadığının tespiti üzerine müşteki banka tarafından müracaatta bulunulması üzerine, müsnet suçlardan yapılan soruşturma sonucunda soyut iddia dışında delil bulunamadığından bahisle şüpheli hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiş ise de,
Şüphelinin müvekkili bankanın Kazesker Şubesine müracaat ederek bireysel kredi talebinde bulunduğu, istenilen belgeleri tamamlayarak teslim etmesini müteakip talebi doğrultusunda 10.000,00 Türk lirası bireysel kredi kullandırıldığı, bilahare müşteki banka tarafından yapılan araştırmada şüphelinin başvurusunda beyan edilen 09.04.2015 tarihli maaş belgesi olarak düzenlenen ve sunulan belgenin gerçeği yansıtmadığının tespit edildiğinin iddia edilmesi karşısında, resmi kurumlara yazılacak müzekkere neticesinde şüphelinin belgenin verildiği tarih itibari ile Akzem Limited isimli işyerinde çalışmasının bulunup bulunmadığı, çalışıyor ise aylık maaşının tespiti ile adı geçen şirketin Ticaret Sicil Memurluğu nezdindeki tüm kayıtlarının celbi ile belgenin düzenlendiği tarih itibari ile şirket yetkililerinin tespiti ile beyanlarının alınarak soruşturmanın genişletilmesi gerekirken, eksik soruşturma ile karar verildiği gözetilmeden, itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Şüphelinin, suç tarihinde işçi olarak çalıştığını belirttiği ... şirketinin adresinden ayrılmış olması ve ülkemizde kayıt dışı çalışmaların fazla düzeyde olması nedeniyle şüphelinin atılı suçları işlediğine dair delil bulunmadığı gibi, maaş belgesinin sahte olduğu ispatlansa bile, şikayet dilekçesinin ekinde yer alan Yapı Kredi Bankasının 27.05.2015 tarihli yazılarında, şüphelinin başvurusunda kullandığı maaş belgesinin daha önce kullanılan gerçek dışı gelir belgeleriyle aynı olduğunun servislerince tespit edildiğinin belirtilmesi ve suça konu belgenin bordro niteliğine haiz olmayıp, adi şekilde yapılan bir yazışma niteliğinde olması hususları birlikte nazara alındığında, söz konusu belgenin sahte olduğunun ilk bakışta anlaşılması gerektiğinden özel belgede sahtecilik suçunun unsurları itibariyle oluşmayacağı; yine şüphelinin adres ve diğer bilgileri konusunda hile yapmaması ve en başından itibaren ödemelerini yapması, sonuçta da krediyi kendi imkanlarıyla kapatmış olması nedenleriyle dolandırıcılık kastıyla hareket ettiğine dair delilin de bulunmadığı belirlenmekle, itirazın reddi yönündeki kararda bir isabetsizlik görülmediğinden, İstanbul Anadolu 4. Sulh Ceza Hâkimliğinin 23.05.2017 tarih ve 2017/2082 değişik iş sayılı kararına yönelik yapılan kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, 12.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.