15. Ceza Dairesi 2017/34453 E. , 2018/785 K.
"İçtihat Metni"Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından şüpheliler ... ve ... haklarında yapılan soruşturma evresi sonunda Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 13.01.2017 tarihli ve 2013/29677 soruşturma, 2017/2545 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik müşteki vekili tarafından yapılan itirazın reddine ilişkin mercii Bakırköy 5. Sulh Ceza Hâkimliğinin 17.03.2017 tarihli ve 2017/1152 değişik iş sayılı kararı aleyhine yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 12.09.2017 gün ve 94660652-105-34-8158-2017 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 02.10.2017 gün ve 2017/53514 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında,
Şüpheli ...’in, müşteki şirketin borçlusu olduğu ve müşteki şirket tarafından alacağın tahsili için Bakırköy 15. İcra Müdürlüğünün 2011/8164 esas ve 2011/6125 esas sayılı dosyaları üzerinden icra takibi yapıldığı, takip sırasında borçlu olan şüphelinin talebi üzerine yapılan protokol kapsamında 4 adet 25.000,00 Türk Lirası meblağlı senet tanzim edildiği, senetlerin vadesinde ödenmemesi nedeniyle yeniden yapılan icra takibi sırasında şüphelinin 30.01.2012 ve 28.02.2012 vade tarihli bonolardaki imzaların kendisine ait olmadığına ilişkin itirazda bulunduğu olayda, şüphelinin eşine ait olan şirkette kendini yetkili olarak tanıtıp senetleri tanzim etmesine rağmen borcu ödemeyerek müştekiyi mağdur ettiğinden bahisle müşteki vekili tarafından şikayette bulunulması üzerine, şikayete konu eylemin hukuki uyuşmazlık kapsamında değerlendirilmesi gerektiğinden bahisle kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar verilmiş ise de, protokol kapsamında tanzim edilen senetlerin ödenmemesi nedeniyle başlatılan icra takip dosyaları ile şüpheli ... tarafından icraya itirazı üzerine açılan Bakırköy 5. İcra mahkemesinin 2012/719 esas sayılı dosyasının celp edilmesi, şüphelinin eşi tarafından şirketin işleri için şüpheliye verildiği iddia olunan vekaletnamenin dosya arasına alınması, toplanacak diğer deliller ve yapılacak inceleme sonucuna göre şüphelilerinin hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi gerektiği gözetilmeden, itirazın bu yönden kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 30.03.1992 gün ve 80/98 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, hesap sahibinin önceden verdiği açık ya da örtülü ... üzerine onun imzasını taklit ederek kullanan failde zarar verme bilinci bulunmayacağından kastın varlığının ileri sürülemeyeceği, bu rızaya dayanarak başkasının imzasını atan kimsede suç kastının varlığı kabul edilemeyeceğinden hareketle; her iki şüpheli tarafından, şirket işlerinin genel vekâletname ile ... tarafından yürütüldüğünün belirtilmesi karşısında, öncelikle söz konusu vekâletname temin edilip gerçekten bu şekilde bir yetki verilip verilmediğinin tespit edilmesi sonucunda atılı suçların oluşup oluşmadığının belirlenmesi; bu belgenin bulunmaması halinde ise, senetlerin ödenmemesi nedeniyle başlatılan icra takip dosyaları ile icraya itiraz üzerine açılan Bakırköy 5. İcra Mahkemesinin 2012/719 Esas sayılı dosyası getirtilerek dosya arasına alınıp, 4 adet senetten kaç tanesine itiraz edildiğinin tespit edilmesi, ayrıca şüpheli ...’e sözlü olarak senet düzenleme yetkisinin verilip verilmediği ile şüpheli tarafından gerek şikayetçi tarafa gerekse de diğer üçüncü kişilere, bu şekilde düzenlenip verilen senet ya da çeklerin şirket tarafından ödenip ödenmediği, dolayısıyla zımni rızanın bulunup bulunmadığı hususları araştırılmadan, bu şekilde senetlerin sahtecilik ve dolandırıcılık kastıyla hareket edilmeden şirket yetkilisinin sözlü ya da örtülü rızasına dayanılarak düzenlenip düzenlenmediği belirlenmeden eksik incelemeyle karar verilmiş olması nedeniyle itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet bulunmadığından, kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görülmekle, Bakırköy 5. Sulh Ceza Hâkimliğinin 17.03.2017 tarih ve 2017/1152 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca müteakip işlemlerin itiraz merciince yerine getirilmesine, 12/02/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.