Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2009/22625 Esas 2010/4031 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/22625
Karar No: 2010/4031
Karar Tarihi: 23.02.2010

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2009/22625 Esas 2010/4031 Karar Sayılı İlamı

12. Hukuk Dairesi         2009/22625 E.  ,  2010/4031 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İstanbul 11. İcra Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 31/03/2009
    NUMARASI : 2008/841-2009/442

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
    Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
    Genel haciz yolu ile başlatılan icra takibinde ödeme emri,borçlu O. A."a 30.4.2008 tarihinde, borçlu İ.B.ya ise 1.5.2008 tarihinde Tebligat Kanunu"nun 21.maddesine göre tebliğ edilmiştir. Muhatabın adreste bulunmaması halini düzenleyen Tebligat Tüzüğünün 28.maddesinin birinci fıkrası "Muhatap veya adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiçbiri gösterilen adreste bulunmazsa, tebliğ memurunun adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar kurulu veya meclisi üyeleri, zabıta amir ve memurlarından tahkik ederek beyanlarını tebliğ tutanağına yazıp altını imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde de bu durumu yazarak kendisinin imzalaması gerekir" hükmünü düzenlemiştir.Bu itibarla Tebligat Tüzüğünün 28.maddesi uyarınca muhatabın adreste bulunmama nedeni tevsik edilmeden Tebligat Kanununun 21.maddesine göre yapılan tebligat işlemi geçersiz olmaktadır.
    Somut olayda her iki  tebligatta tebliğ memuru, beyanını aldığı komşunun imzasını almadan veya imzadan çekinme durumunu belirlemeden muhtara tebliğ ve 2 nolu fişin kapıya yapıştırılması işlemini tamamlamıştır. Bu durumda anılan  tebligatlar yukarıda yazılan ilkeler uyarınca  usulsüz olup, Tebligat Kanununun 32.maddesi gereğince tebliğ tarihinin muttali tarihi olan 24.6.2008 olarak düzeltilmesi ve adı geçen borçluların esasa yönelik şikayetlerinin incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, usulsüz tebligat şikayetlerinin reddi ve bu nedenle de borçluların sair itirazlarının süreden reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
    SONUÇ  : Borçlular vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 23.02.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.