3. Hukuk Dairesi 2021/4867 E. , 2021/8632 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANTALYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 5. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen tazminat davasının kısmen kabulüne dair verilen hüküm hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacılar vekilinin istinaf talebinin esastan reddine; davalılar vekilinin istinaf talebinin kabulü ile davanın reddine dair yeniden esas hakkında verilen hükmün, süresi içinde davacılar vekili ile katılma yolu ile davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar; davalıların murisi ..."ın terekesi adına Antalya 8. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/487 E 2012/224 K sayılı dosyasında yürütülen şuf"a davasında ilgili 12608 ada 8 parselde kayıtlı taşınmazın 684m2 arsaya karşılık gelen hisseler ile üzerinde yer alan dört adet binanın muris ... terekesi adına tesciline karar verilerek 17/02/2014 tarihinde kesinleştiğini, bu şufa davasının 15/01/2001 tarihinde açıldığını, yargılama sürecinin 11 yılı geçtiğini, mahkeme tarafından belirlenen depo kararı ile 24/04/2012 tarihinde dava tarihi olan 15/01/2001 tarihindeki rayiç değere göre tespit edilen 160.261,20 TL‘nin depo ettirilerek hüküm kurulduğunu, kusurları olmaksızın 2001 dava tarihi itibariyle 2012 depo tarihi arasında geçen sürenin (11 yıl 3 ay 9 gün) çok uzun olması ve geçen süre içerisinde taşınmaz değerinin çok artması sebebiyle fakirleştiklerini, davalıların ise sebepsiz zenginleştiğini, depo kararının verildiği zamandaki taşınmaz değeri ile depo edilen bedel arasındaki farkın sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince taraflarına ödenmesi gerektiğini, haricen yaptırdıkları tespitte depo tarihi itibariyle gayrimenkullerin değerinin 2.480.400 TL olarak belirlendiğini, davalıların aradaki fark olan 2.321.000 TL kadar sebepsiz zenginleştiklerini ileri sürerek; bu bedelin davalılardan yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmişlerdir.
Davalılar; şufa davasında yapılan yargılama sonucu taşınmazın bedelinin tespit edildiğini, belirlenen bedeli mahkeme veznesine depo ettiklerini, kararın kesinleştiğini, şuf"a davasının uzamasına davacıların sebep olduğunu savunarak, davanın reddini istemişlerdir.
İlk derece mahkemesince; davanın kısmen kabulü ile 178.735,28 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyen yasal faiziyle birlikte davalılardan alınarak davacı ..."a, 178.735,28 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyen yasal faiziyle birlikte davalılardan alınarak davacı ..."a; 357.470,56 TL"nin dava tarihinden işleyen yasal faizleriyle birlikte davalılardan alınarak davacı ..."a ödenmesine; karar verilmiş; karara karşı, davacılar ile davalılar istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
Bölge adliye mahkemesince; davalıların yasal haklarını kullanarak şufa davası açtıkları, şufa davasının yargılaması sırasında sulh hukuk mahkemesince görevsizlik kararı verildiği, mahkemenin ileri sürülen fiili taksim iddialarını araştırmak durumunda kaldığı, yine imar planında yapılan düzenlemelerin iptali için idare mahkemesine açılan dava sonuçlarının beklendiği, davalı tarafından önalım bedelinin mahkemece verilen kesin süreden sonra ancak duruşmanın ertelemesine sebebiyet vermeyecek şekilde depo edildiği, buna rağmen mahkemece kesin süre içerisinde bedelin depo edilmediğinden bahisle davanın reddine karar verildiği, Yargıtay bozması üzerine yeniden yapılan yargılamada davanın kabulüne karar verildiği, davalının şufa davasını açtığı 15/01/2001 tarihi ile mahkeme kararının kesinleştiği 17/02/2014 tarihine kadar geçen süre içinde yargılamanın uzamasına neden olacak kusurunun olmadığı, somut olayda sebepsiz zenginleşmenin koşulları oluşmadığı gerekçeleriyle; davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine; davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden hüküm tesisi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar ile katılma yolu ile davalılarca temyiz edilmiştir.
1)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre, davacıların tüm, davalıların ise sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2)Ancak, bölge adliye mahkemesince ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak davanın tümden reddine karar verilmiş olmakla, dava değeri üzerinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca davalılar lehine nisbi vekalet ücreti olarak 85.015 TL’ye hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile 42.547,64 TL nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi, doğru olmayıp bozmayı gerektirir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının düzeltilerek onanması, HMK"nın 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacıların tüm, davalıların sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının hüküm fıkrasının 6. bendinde yer alan ‘’...42.547,64 TL...’’ ifadesinin hüküm fıkrasından çıkartılarak yerine "85.015 TL" ifadesinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 4,90 TL bakiye temyiz harcının temyiz eden davacılara yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalılara iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 20/09/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.