12. Ceza Dairesi Esas No: 2017/2421 Karar No: 2018/9635 Karar Tarihi: 15.10.2018
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2017/2421 Esas 2018/9635 Karar Sayılı İlamı
12. Ceza Dairesi 2017/2421 E. , 2018/9635 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat Hüküm : Davanın kısmen kabulü ile 2.500 TL manevi tazminatın davalı Hazineden alınarak davacıya verilmesine
Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Davanın niteliğine göre, davacı vekilinin duruşmalı inceleme talebinin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 318. (CMK"nın 299/1.) maddesi gereğince reddine karar verilmekle; Bozma ilamına uyularak yapılan incelemeye, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; 5271 sayılı CMK"nın 141/1-d maddesinde, Kanuna uygun olarak tutuklandığı hâlde makul sürede yargılama mercii huzuruna çıkarılmayan ve bu süre içinde hakkında hüküm verilmeyen kişilerin tazminat isteyebileceği vurgulanmakla birlikte, tutukluluk süresinin makul olup olmadığının tespitinde, davanın kapsamı, dosyadaki delillerin çokluğu, sanıklara yüklenen suçların sayısı ve niteliği ile sanık sayısı gibi durumların dikkate alınması gerekmektedir. AİHM"in de davanın karmaşık olması durumunun tutukluluk süresinin makul olup olmadığının değerlendirmesinde dikkate aldığı, özellikle organize suçlar bakımından ve ayrıca olayın istisnai koşullarının, karmaşıklığının, başvurucunun kovuşturulmasına neden olan eylemin ağırlığının, başvurucunun kaçma ihtimalinin de AİHM tarafından dikkate alındığı görülmektedir. Somut olayda davacıya (sanığa) atfedilen suçun ciddi ve ağır olduğu, atılı suça ilişkin olarak yapılan yargılamadaki, delillerin sayı ve niteliği, sanık sayısı ve eylemlerin niteliğinden hareketle dosyanın karmaşıklık düzeyi dikkate alındığında davacının tutuklandığı 02/10/2009 tarihinden hakkında mahkumiyet hükmü tesis edildiği 03/02/2011 tarihine kadar ve mahkumiyet hükmünün temyiz incelemesini yapan Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 21/11/2011 tarihli bozma ilamından, davacının tahliye olduğu 01/04/2014 tarihine kadar geçen tutukluluk süresinin makul olduğu, bu kapsamda mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle davacı lehine manevi tazminata hükmedilmesi, Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA 15/10/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.