Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/6836
Karar No: 2021/8631
Karar Tarihi: 20.09.2021

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2020/6836 Esas 2021/8631 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2020/6836 E.  ,  2021/8631 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı; davalının kız kardeşi olduğunu, yaptıkları anlaşmada davalıya ait işyerinin kendisine verilmesi, kendisine ait yazlığın satılarak deniz gören bir yazlık alımı yapılarak davalıya teslim edilmesinin kararlaştırıldığını, anlaşma gereğince kendisine ait yazlığı satıp üzerine bedel ekleyerek aldığı yazlığı davalıya teslim edip taahhüdünü yerine getirdiğini, karşı edimin yerine getirilmesi amacıyla ilgili kurumlara gidildiğinde taşınmazın sit alanında bulunması nedeniyle kat mülkiyetine geçişinin yapılamadığının öğrenildiğini ve tapudaki devrin bu sorunlar çözüldükten sonra devrinin yapılacağı hususunda anlaşıldığını, işyerini 10 yıl süre ile fiillen, 10 yıl süre ile de kiraya vererek malik sıfatı ile kullandığını, satmak istediği zaman davalı tarafından tapunun devri için gerekli işlemlerin yapılmadığını ve temel ilişkinin inkar edildiğini ileri sürerek; davaya konu işyerinin tapusunun iptali ile adına tescilini, olmadığı takdirde işyerinin rayiç değerinin tespiti ile bu bedelin davalıdan tahsilini, bu da olmadığı takdirde kendisi tarafından davalıya teslim edilen yazlığın tapusunun iptali ile adına tescilini, ya da davalının isteği halinde yazlığın rayiç bedelinin tespiti ile bu bedelin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş; 22/05/2014 tarihli dava dilekçesine ek olarak sunduğu dilekçede ise, davalı adına tescil edilen yazlığın değerinin ihtarnamenin davalıya tebliğ tarihi olan 18/04/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiştir.
    Davalı; zamanaşımının dolduğunu, yazlığın 29/04/1991 tarihinde kendisi tarafından satın alındığını ve işyerine ihtiyacı olması nedeniyle kardeşi olan davacının kullanmasına müsaade ettiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece; davanın zamanaşımından reddine yönelik olarak verilen karar, davacının temyizi üzerine Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 29/03/2018 tarihli ve 2016/11473 E. 2018/3811 K. sayılı kararıyla; "... Somut olayda, mahkeme kararının gerekçesinde, dinlenen bir kısım taraf tanıklarından yazlığın davacı tarafından satın alındığı hususunda olumlu kanaat oluştuğu da belirtilerek davanın zamanaşımına uğradığına ilişkin olarak oluşturulan gerekçenin hükmün açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde yazılması kuralına aykırı olduğu;" gerekçesiyle bozulmuştur.
    Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; davacının satış iddiasını tanık beyanları ile ispat ettiği davalının adına alınan taşınmazın denkleştirici adalet ilkesi uyarınca belirlenen değerinin davacıya ödemekle yükümlü olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 6.430,04 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

    1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2)Tapulu taşınmazların satışına ilişkin sözleşme, resmi şekilde yapılmadığı taktirde TMK"nın 706, TBK"nın 237. (BK"nın 213), Tapu Kanunu"nun 26. ve Noterlik Kanunu"nun 60. maddeleri uyarınca hukuken geçersizdir. Geçersiz sözleşmeler taraflarına geçerli sözleşmelerde olduğu gibi hak ve borç doğurmaz. Taraflar verdiklerini sebepsiz zenginleşme kurallarına göre geri isteyebilir. Geçersiz sözleşmelerde herkes aldığını iade etmekle yükümlüdür. İade edilirken de ödenen paranın, ilk ödeme tarihindeki alım gücüne ulaştırılması gerekmektedir.
    Geçersiz satış sözleşmesi gereğince; diğerinin mal varlığına kayan değerlerin iadesi "Denkleştirici Adalet" düşüncesine dayanmaktadır. Denkleştirici adalet ilkesi ise, haklı bir sebebe dayanmadan başkasının mal varlığından istifade ederek, kendi mal varlığını artıran kişinin elde ettiği kazanımı geri verme zorunda olduğunu ve gerçek bir eski hale getirme yükümlülüğünü ifade eder.
    Bu bakımdan, sebepsiz zenginleşmeye konu alacağın iadesine karar verilirken, taşınmazın satış bedelinin alım gücünün ilk ödeme günündeki alım gücüne ulaştırılması ve bu şekilde iadeye karar verilmesi gerekir. Bu güncelleme yapılırken, güncellemeye esas alınan somut veriler tek tek uygulanarak, ödeme tarihinden ifanın imkânsız hale geldiği tarihe kadar paranın ulaştığı değer her bir dönem için hesaplanmalı, sonra bunların ortalaması alınmalıdır.
    Başka bir deyişle, denkleştirici adalet kuralı gereğince iadeye karar verilirken, satış bedeli olarak verilen paranın alım gücünün, ifanın imkansız hale geldiği tarihteki alım gücüne uyarlanması zorunluluğu bulunmaktadır.
    Somut olayda; davacının dava konusu taşınmaz için ödediği bedel olarak 29/04/1991 tarihinde tapuda bildirilen 4.000.000 TL’lik satış bedelinin değerlendirmeye esas alınması doğru ise de; bu bedelin denkleştirici adalet sistemine göre dava tarihindeki güncellenmiş değerinin tespiti yönünden alınan bilirkişi raporunun hükme esas alınamayacağı açıktır. Zira, 16/10/2019 tarihli bilirkişi raporu incelendiğinde, hesaplamada sadece enflasyon, altın, USD ve asgari ücretin değerlendirmeye alındığı görülmektedir.
    O halde mahkemece; Yargıtay"ın istikrar kazanmış uygulamalarına göre davacının ödediği satış bedelinin, "ifanın imkansız hale geldiği dava tarihinde" ulaştığı alım gücünün enflasyon, ÜFE, TÜFE, faiz, altın ve döviz kurlarındaki artışlar, memur maaş ve işçi ücretlerindeki artışlar vs. gibi ekonomik etkenlerin ortalamalarının alınarak uzman bilirkişi vasıtasıyla hesaplanması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün HUMK"nın 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20/09/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi