17. Ceza Dairesi 2015/10463 E. , 2016/3328 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle incelenerek, gereği görüşülüp düşünüldü:
Dosya kapsamı ve katılanın anlatımlarına göre, katılan ..."in, sanığın abisi olan ... ile suç tarihinde ve halen evli olup, katılan ve eşinin, kendilerine düğün esnasında takılan ziynet ve altınları, ...Bankası"nda katılan adına açılı bulunan kasa hesabına yatırdıkları, olay günü altınların, kasadan alınması hususunda katılan ve eşi arasında tartışma yaşandığı, katılanın altınların hepsini kasadan almak istemediği, ..."in ise katılana vurarak, tehdit de kullanmak suretiyle katılanın kasada bulunan bütün altınları almasını sağladığı, devamında, içinde altınların bulunduğu poşetle bankadan ayrıldıkları, yolda kendilerine ait araçla gitmekte iken, yeniden tartışma yaşandığı, bunun üzerine ..."in, kardeşi olan sanığı telefonla arayarak, mazot getirmesini istediği, olay yerine mazot getirmek üzere sonradan gelen sanığa, içinde altınların bulunduğu poşeti verdiği, sanığın da tanık ..."nin beyanları gözetildiğinde, suça konu altınların bulunduğu poşeti alarak olay yerinden ayrıldığı, akabinde katılanın “hırsız var” şeklinde bağırması üzerine, ..."in yine katılana vurduğu, etrafta toplanan kalabalığın tartışmayı araladığı, sanığın atılı suçlamayı kabul etmediği, olay yerine sadece mazot götürmek üzere gittiği yolunda beyanda bulunduğu görülmekle, sanığın, olay mahalline sonradan gelmesi ile abisi olan ..."in, katılan tarafından iddia edilen tehdit ve yaralama eylemine katılmadığı, dolayısıyla TCK"nın 150. maddesi delaletiyle tehdit ve yaralama suçundan sorumlu tutulamayacağı, bu halde mahkemenin de görevli olduğu anlaşılmakla yapılan temyiz incelemesinde;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; atılı suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Suça konu altınların, katılan ve eşine düğünde takıldıklarının, iddia edilip ileri sürülmüş olması karşısında, düğün merasiminde takılan ziynet eşyalarının kadına ait olduğu hususunda karine var ise de bu karinenin mutlak olmayıp, erkek tarafınca, kocaya takılan altın veya ziynetlerin, kocaya ait olacağı yolunda suçun işlendiği mahalde örf ve adet hukuku gelişmiş ise kocanın da söz konusu altınlar üzerinde mülkiyet hakkının bulunduğu, bu kapsamda örf ve adet gereği düğünde takılan altınların kime ait olduğunun araştırılarak, altınların bir kısmının kocaya ait olduğunun anlaşılması halinde, kocanın eylemine iştirak eden sanık hakkında TCK"nın 37. maddesi delaletiyle 144/1-a maddesinin tatbiki gerekeceği, suça konu altınların tamamının müştekiye ait olduğunun anlaşılması halinde ise suç tarihinde sanık ve abisi ..."in, ikametgah adresi olarak aynı adresi bildirmiş olmaları karşısında, katılan ve sanığın yöntemine uygun şekilde celbi ile suç tarihinde aynı konutta birlikte oturup oturmadıklarının açıklattırılması, gerektiğinde kolluk marifeti ile araştırma da yapılarak katılan ile sanığın, aynı konutta oturduklarının anlaşılması halinde, sanığın eylemine uyan TCK"nın 167. maddesinde yazılı bulunan suçun takibinin şikayete tabi olması dikkate alınıp, hüküm verildikten sonra temyiz aşamasında katılan vekilinin 12.06.2012 tarihli şikayetten vazgeçme dilekçesi sanığa okunarak, şikayetten vazgeçmeyi kabul edip etmediğinin sorulması ile elde edilecek deliller çerçevesinde, TCK"nın 144/1-a, 167, 73/4. maddeleri ile CMK"nın 223. maddesi kapsamında sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafiinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 08.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.