Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/5379
Karar No: 2016/4269

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/5379 Esas 2016/4269 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2015/5379 E.  ,  2016/4269 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda verilen kararın Yargıtayca incelenmesi davacılar - karşı davalılar gerçek kişiler ve davalı - karşı davacı ... ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi, dosya incelendi gereği düşünüldü;

K A R A R

Davacılar - karşı davalılar gerçek kişiler 11/04/2013 havale tarihli dava dilekçesi ve 25/04/2014 tarihli birleşik dava dilekçeleri ile; adlarına paylı olarak kayıtlı olan ... ili, ... ilçesi, ... köyü 2171 parsel sayılı, 25989 m² taşınmazın 2012 yılında orman kadastro çalışması sonucunda orman sınırı içine alındığını belirterek, taşınmazın orman sınırı dışına çıkarılması istemiyle dava açmışlardır.
Davalı - karşı davacı ... ... vekili, 13/05/2013 havale tarihli karşı dava dilekçesi ile; taşınmazın kesinleşen orman sınırı içinde kaldığı iddiasıyla, tapu kaydının iptaline, orman niteliği ile ... adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, "davanın kısmen kabulüne, 2171 sayılı taşınmazın bilirkişi krokisinde (A) ile gösterilen 18.475,85 m² kısmına yapılan itirazın reddine, taşınmazın tapu kaydının iptaline, tespit gibi tesciline, orman vasfıyla ... adına yeniden tapuya kayıt ve tesciline, (B) ile gösterilen 7.513,32 m² kısmına kadastro işlemine yapılan itirazın kabulü ile taşınmazın davacılar ve birleşen dosyanın davacısı adına tapuya yeniden kayıt ve tesciline" karar verilmiş, hüküm davacılar - karşı davalılar gerçek kişiler ve davalı/karşı davacı ... ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 1948 yılında kesinleşen orman kadastrosu, 25/12/2012 tarihinde ilân edilip kesinleşen sınırlama dışı kalmış ormanların kadastrosu ve 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B madde uygulaması, 1955 yılında yapılan arazi kadastrosu vardır.
Dava, orman kadastrosuna itiraz ile buna karşılık olarak açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir.
Şöyle ki; uzman bilirkişi tarafından çekişmeli taşınmazın (A) ve (E) işaretli bölümünün başlangıçtan beri tahdit içinde; (B) ve (C) bölümünün ise tahdit dışında bulunduğu, üzerinde 45-50 yaşlarında orman ağacı olduğunun bildirilmesi nedeniyle yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. Ancak; 3116 sayılı Kanuna göre yapılıp kesinleşen orman kadastro haritası dosyaya getirtilmiş ise de; çekişmeli taşınmazın bu haritadaki yeri işaretlenmemiş, uzman bilirkişi tarafından ilk tahdit haritası ile irtibatlı kroki düzenlenmeden, taşınmazın aplikasyon haritasındaki konumu gösterilmiştir.
Kural olarak, bir yerde kesinleşen orman kadastro çalışması varsa, o yerin orman olup olmadığı, kesinleşen orman kadastro haritasının uygulanması sonucu belirlenir ise de; bu sınırlandırmada 4785 sayılı Kanun hükümlerinin nazara alınmış olması halinde sağlıklı çözüme
ulaşılır. Zira, 3116 sayılı Kanun sadece devlet ormanlarını belirlemiş olup, bu Kanuna göre, 13/07/1945 tarihinden önce yapılan sınırlandırmalar sonucu oluşup kesinleşen tahdit haritaları, orman olarak sınırlandırılan alanların bu niteliğini kesinleştirmekle birlikte orman sınırları dışında kalan taşınmazların orman niteliğini ve hukuki durumunu saptamakta yetersiz kalır. Bu şekildeki taşınmazların orman olup olmadığının 4785 ve 5658 sayılı kanun hükümlerine göre çözümlenmesi ve ilk orman kadastrosunun yapıldığı sırada taşınmazın hukuken orman olup olmadığının tespiti önemlidir ki bu da 1945 yılından öncesini gösteren, yöreye ait en eski tarihli memleket haritasının incelenmesiyle mümkün olacaktır.
O halde; mahkemece, bir harita-kadastro (jeodezi ve fotogrametri) mühendisi ile üç orman yüksek mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte, öncelikle taşınmazın 3116 sayılı Kanuna göre yapılıp kesinleşen ilk orman kadastro haritasındaki durumu; hangi bölümünün baştan beri kesinleşen orman sınırı içinde kaldığı saptanmalı, daha sonra dava konusu taşınmaz ve etrafını gösterir ve ilk defa o yerde grafik ya da fotogrametri yöntemiyle düzenlenen 1/5000 ölçekli arazi kadastro paftasının orijinal fotokopi örneği ile yöreye ait en eski tarihli memleket haritası ve bu haritanın yapımına esas alınan en eski tarihli (varsa 1945 öncesi) hava fotoğrafları bulunduğu yerlerden istenerek, bu belgeler dava konusu taşınmaz ile çevresine uygulanıp, hava fotoğrafları ve dayanağı haritalar steoroskop aletiyle üç boyutlu olarak incelettirilip, taşınmazın niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü belirlenmeli, ziraat uzmanından taşınmazın bitki örtüsü, toprak yapısı, üzerindeki ağaçların sayısı, yaşı, taşınmazdaki dağılımı, kapalılık oranını gösteren bilimsel verilere dayalı rapor alınmalı, öncesi itibarıyla orman sayılmayan ve orman sınırı içinde de olmayan 1955 yılındaki genel kadastrodan itibaren özel mülk olarak tapuda kayıtlı bir yerin, bu tarihten sonra çevreden tohumlama yolu ile ormanlaşmasının taşınmazı kamu malı orman haline getirmeyeceği, bu nedenle taşınmazda bulunan ağaçların yaşının tespitinin önemli olduğu gözönünde bulundurulmalı, taşınmazın hali hazır resimleri dosyaya eklenmeli buna göre tahdit dışındaki bölüm bakımından ... ...nin açtığı dava değerlendirilmeli;
Kişilerin davası bakımından da; taşınmazın bir bölümü baştan beri tahdit içinde olup da; aplikasyon sırasında bu durum değişmemişse, aplikasyon işleminin davacılara yeni dava hakkı vermeyeceği, ilk orman kadastrosuna itiraz için hakdüşürücü sürenin çoktan geçtiği gözönünde bulundurularak davanın reddine karar verilmelidir.
Kabule göre de; hüküm infaza elverişli değildir. Hüküm fıkrasında (A) bölümü bakımından hem tapu kaydının iptaline, hem tespit gibi tescile karar verilmesi, (B) bölümü bakımından da; bu bölüm zaten tapuda davacılar adına kayıtlı olduğu halde, mükerrer tescil oluşturacak şekilde hüküm kurulması, bundan ayrı tahdit içindeki (E) ve dışındaki (C) bölümleri hakkında hiç hüküm kurulmaması da doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; hükme yöneltilen tüm temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine11/04/2016 günü oy birliği ile karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi