Davacı, davalılardan işverenlere ait işyerinde 1.9.1990-Aralık 2003 tarihleri arasında geçen sigortalı çalışmalarının tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan Kurum vekli ile Şirket Temsilcisi tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, kanuni gerektirici nedenlere ve özellikle davalı şirketin 1.11.2000 tarihinde tasfiyesinin sona erip 28.12.2001 tarihinde Ticaret Sicil Gazetesinde yayımlanması nedeniyle Parsık Taşhan"ın dava tarihi itibariyle şirketi temsil yetkisi bulunmadığının anlaşılmasına göre davada davalı işveren tarafı temsil sıfatı bulunmayan Parsık Taşhan"ın temyiz dilekçesinin reddine,
2-Dava, davacının davalı işverenlere ait işyerinde 01.09.1990 tarihi ile 31.12.2003 tarihleri arasında geçen ve davalı Kuruma kayıt ve tescil edilmeyen çalışmalarının tesbiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davalı Ercüment Boyer aleyhine açılan davanın husumet nedeniyle reddine, davacının davalı işveren Hataş Kundura Sanayi ve Ticaret Limited Şirketine ait işyerinde 1992/1. dönemde 30 gün, 1992/2. dönemde 120 gün, 1992/3. dönemde 120 gün, 1993/1. dönemde 120 gün, 1993/2. dönemde 120 gün, 1995/2. dönemde 47 gün, 1995/3. dönemde 120 gün, 1996/1. dönemde 30 gün, 1996/3. dönemde 77 gün, 1997/1. dönemde 52 gün, 1997/2. dönemde 50 gün, 1997/3. dönemde 80 gün, 1998/1. dönemde 90 gün, 1998/2. dönemde 105 gün, 1998/3. dönemde 120 gün, 1999/1. dönemde 120 gün, 1999/2. dönemde 120 gün, 1999/3. dönemde 120 gün, 2000/1. dönemde 120 gün, 2000/1. dönemde 120 gün, 2000/2. dönemde 120 gün, 2000/3. dönemde 25 gün çalıştığının tesbitine, karar verilmiştir.
Bu yönüyle davanın yasal dayanağı belirgin olarak 506 sayılı Yasa"nın 79/10.maddesidir. Anılan maddeye göre, bu tür hizmet tesbiti davalarında kurumla birlikte işvereninde hasım gösterilmesi zorunludur. Yargıtay"ın yerleşik uygulaması da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden davacının çalıştığı işyerinin davalı Hataş Kundura Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi adına 506 sayılı Yasa kapsamına alındığı, şirketin25.9.2000 tarihinde tasfiyesine karar verilip 29.9.2000 tarihinde Ticaret Siciline tescil edilip 1.11.2000 tarihinde Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde yayımlandığı tasfiyenin kapanıp 28.12.2001 tarihinde Ticaret Siciline tescil edilip 7.1.2002 tarihli Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edilip Ticaret Sicil kaydının kapatıldığı anlaşılmaktadır.
Limited şirketin tüzel kişiliği ticaret sicilinden silinmesi (terkini) ile sona erer. Tüzel kişiliğin sona ermesi için tasfiye işlemlerinin eksiksiz yapılmış olması gerekir. Şayet, tasfiye işlemleri gerektiği gibi tamamlanmamış ve tasfiyesi gereken hususlar eksik bırakılmışsa, tüzel kişilik ticaret sicilinden silinse bile, limited şirketin tüzel kişiliğinin sona erdiğinin kabulü olanaksızdır.
Bir tüzel kişiliğin son bulmasını ifade eden fesih ve tasfiye işlemi, aynı zamanda Borçlar Hukukuna ilişkin bir hukuki işlem olup, bu karar ve işlemin hataya dayanması karşısında gerçek anlamda bir tasfiye işleminden söz edilemez. Hataya veya kasta dayalı, şeklen gerçekleşmiş bir tasfiyenin kaldırılmasının gerek o işlemi gerçekleştirenlerce, gerekse bundan zarar görenlerce istenebilmesi Borçlar Hukukunun temel kurallarından biridir. Buna
yönelik düzenlemeye TTK hükümlerinde yer verilmemişse de, TTK’nun 1. maddesi yollaması ile Borçlar Kanunu hükümleri çerçevesinde, hataya dayalı bir hukuki işlemin düzeltilmesine olanak tanınması kaçınılmazdır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.01.1999 gün ve 1999/10-1-1 sayılı Kararı).
Bu durumda, tüzel kişiliğin yeniden ihyasına gidilerek yargılamanın limited şirket tüzel kişiliğine karşı devamının sağlanması gerekmektedir.
TTK’nun 224 ve 445. maddelerinde tasfiye memurunun görev ve yetkileri, tasfiyenin nasıl yapılacağı, alacaklıların haklarının nasıl korunacakları açıklanmıştır.
Ayrıca, tasfiye hainde bulunan bir şirketten alacaklı bulunan kişilerin yapılan ilanlara rağmen alacaklarını yazdırmamalarının alacağın düşmesini gerektirmeyeceği hukuksal gerçeği de dikkate alınmalıdır.
Tüzel kişiliği sona eren şirketin ihyası için tasfiye memuru ile Ticaret Siciline husumet yöneltilerek görevli Asliye Ticaret Mahkemesinde ayrı bir dava açılması için davacı tarafa HUMK.nun 39 ve 40. maddeleri hükümleri uyarınca uygun bir önel verilmelidir. Dava açıldığı, takdirde ve alınacak sonuca göre eldeki davaya devam edebilme olanağı bulunduğu belirlendiğinde, tüzel kişiliğe tebligat yapılarak, usulüne uygun şekilde taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esasına girilerek davanın sonuçlandırılması gerekir.
Öte yandan 506 sayılı Yasa’nın 79/10.maddesinde bu tür hizmet tesbiti davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmediği, kimi ayrık durumlar dışında resmi belge ve yazılı delillerin bulunması sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olacağı, ancak bu tür kanıtların bulunmaması halinde somut bilgilere dayanması, inandırıcı olmaları koşuluyla bordro tanıkları veya iş ilişkisini bilen komşu işyeri çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen diğer tanıklarla dahi sonuca gidilebileceği, belli olmasına rağmen, mahkemece ifadesi hükme dayanak alınan bordro tanıklarının 1998 yılın sonuna kadar davalı işyerinden bildirimleri var ise de, mahkemece 1999 ve 2000 yıllarında davacıyla birlikte bu işyerinde çalışan, kayıtlara geçmiş kişilerin veya aynı çevrede benzer işi yapan başka işverenlerin çalıştırdığı ve bordrolara geçmiş kimselerin beyanlarına başvurulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile sonuca gidilmesi de kabul şekli bakımından hatalı olmuştur.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin ve usulüne uygun şekilde taraf teşkili sağlanmaksızın yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı kurumun diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden H. Kurdura San. Tic. Ltd.Şti., 10.06.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.