20. Hukuk Dairesi 2015/8233 E. , 2016/4250 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki orman kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda, davanın reddi yolunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili 11/06/2012 havale tarihli dava dilekçesinde; .... köyü 52 pafta 40, 44, 49, 50 ve 777 parseller ve ayrıca yol ve ormanla çevrili olan taşınmazın, 1937 yılından beri vergi tahrirde kayıtlı olduğunu ve kök murisleri ..."dan mirasen, intikalen dava tarihine kadar davacıların zilyetlik ve tasarrufunda tarla olarak kullanıldığını ve taşınmaz üzerinde ormana ait ağaç ve ağaçlıklar bulunmadığını, ....Asliye Hukuk Mahkemesinin 1999/475 E. - 2005/34 K. sayılı ilâmında açıklandığı üzere orman vasfında olmadığını, 2007 yılında 64 nolu Orman Kadastro Komisyonu tarafından dava konusu taşınmazın bulunduğu alanı da kapsar şekilde kadastro çalışması yapıldığı, ancak 64 nolu Orman Kadastro Komisyonunun çalışmasının mevzuatın öngördüğü usûle uygun bir şekilde ilan edilmediğini, Orman İşletme Müdürlüğünden getirtilmesi gereken belgelerin temin edilmediğini, taşınmazın 2/B maddesine uygun olmasına rağmen komisyon tarafından 2/B maddesi uygulama çalışmasına tâbi tutulmadığını ileri sürerek, 64 nolu Orman Kadastro Komisyonunun işlemlerinin hatalı olduğunun ve işlemler sonucunda tesis edilen komisyon kararının yok hükmünde olduğunun tespitini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece; davanın reddi ile dava konusu .... mahallesinde Kain 52 pafta 40, 44, 49, 50 ve 777 sayılı parseller ile ilgili 64 nolu Orman Kadastro Komisyonunun orman ve 2/B sınırlandırmasına ilişkin kararının doğru olduğunun tespitine, karar kesinleştiğinde ifası için ilgili tapu müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 64 nolu Orman Kadastro Komisyonu kararının iptali istemiyle 10 yıllık sürede açılan orman kadastrosuna itiraza ve komisyon kararının iptali istemine ilişkindir.
Dava konusu taşınmazların bulunduğu .... mahallesinde (köyünde) genel arazi kadastrosu, 766 sayılı Kanuna göre 1973 yılında yapılmış ve askı suretiyle ilan edilerek kesinleşmiştir. Davacıların dava ettikleri ve 64 Nolu Orman Kadastro Komisyonu tarafından orman olarak sınırlandırılan bu alan genel arazi kadastrosunda da orman olarak tapulama harici bırakılmış ve hakkında tutanak düzenlenmemiştir.
Daha sonra bu alan ve komşu 52 pafta 40, 44, 49, 50 ve 777 parsel numaralı taşınmazların tümü 01.04.2004 tarihinde ...Belediye başkanlığı tarafından Belediye Encümen Kararı ile imar uygulamasına tâbi tutularak 777 parsel; 9330 ada 1, 2, 3 ve 4 sayılı parsellere, 9331 ada 1 ilâ 9 sayılı parsellere, 40 sayılı parsel; 9375 ada 5 sayılı parsel ve kısmen yol olarak, 44 sayılı parsel; 9375 ada 1 ilâ 6 sayılı parsellere 9376 ada 1 ilâ 11 sayılı parsellere yine 49 sayılı parsel; müstakillen ve 50 sayılı parsel ise; kısmen 9387 ada 8, 9 ve 10 sayılı parseller olarak kısmen 9388 ada 1 sayılı parsel olarak kısmen de 9389 ada 1, 2 ve 3 sayılı parseller olarak imar uygulamasında konumları belirlenmiştir.
Dava konusu taşınmazların bulunduğu ...İlçesi/beldesi sınırları içerisinde 64 Nolu Orman Kadastro Komisyon tarafından orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması yapılmak üzere 11.12.2007 tarihinde işe başlanmış ve 10.04.2008 tarihinde işi bitirmiş ve şekli ve hukukî noksanlıklar giderildikten sonra 13.06.2013 tarihinde sonuçlandırma tutanağı tutularak çalışma sonuçları 16.10.2008 tarihinde 6831 sayılı Kanunun 11. maddesine göre 6 ay ve tapulu yerlerde 10 yıllık sürelerle askı suretiyle ilân edilmiş ve kesinleşmiştir.
Eldeki dava 11/06/2012 tarihinde, 6 aylık askı ilân süresi geçirildikten sonra 10 yıllık sürede orman kadastro işleminin iptali istemiyle açılmıştır.
Kural olarak; orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması işlemlerinin yapılması görevi orman kadastro komisyonlarına aittir. 6831 sayılı Kanunun 11. maddesine göre 6 aylık süre içerisinde orman kadastrosu ve 2/B madde uygulamasına itiraz niteliğinde açılan davalara kadastro mahkemesi bakmakla görevlidir. 6 aylık askı ilân süresi içerisinde itiraz edilmediği ve dava açılmadığı takdirde kadastro komisyonunun işlemi dava açılmayan taşınmaz ya da taşınmazlar yönünden kesinleşir.
Kadastro mahkemesinin görevi, kadastro tutanağının tanzimi tarihinden tutanağın kesinleşmesine kadar geçecek zaman içindeki itiraz ve davalar için söz konusudur. Başka bir anlatımla; 3402 sayılı Kadastro Kanununun 26. maddesinin dördüncü fıkrasına göre, kadastro mahkemesinin yetkisi, kadastro tutanağının düzenlendiği günde başlar. Tutanak kesinleştikten sonra kadastro mahkemesinin görevi sona erer.
Somut olayda; dava konusu edilen alan 1973 yılında 766 sayılı Kanuna göre yapılan tapulamada orman olması nedeniyle kadastroya tabi tutulmamış ve kadastro paftasında orman olarak tapulama harici bırakılmıştır. Tutanak düzenlenmeyen yerde kadastro mahkemesi görevli değildir.
Kaldı ki; 6831 sayılı Kanunun 11. maddesine göre 6 ay süre geçirildikten ve tahdit kesinleştikten sonra 10 yıllık yasal süre içerisinde açılacak orman kadastrosu ve 2/B madde uygulamasına itiraz niteliğindeki davalara bakma görevi ise genel hukuk mahkemelerine aittir.
Davaya konu çekişmeli taşınmazların kadastro tutanağı düzenlenmediğine ve 6 aylık askı ilan süresi geçtikten ve tahdit kesinleştikten sonra 10 yıllık sürede eldeki dava açıldığına göre, görevli mahkeme, özel görevli kadastro mahkemesi olmayıp genel hukuk mahkemesidir. Görev konusu kamu düzeni ile ilgili olup, mahkemece yargılamanın her aşamasında kendiliğinden gözetilmesi gerekir.
Belirlenen bu duruma göre, mahkemece görevsizlik kararı verilip, dosyanın yasal süresi içerisinde istek halinde görevli ... Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilip yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırı olup bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının bu yönden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 11/04/2016 günü oy birliği ile karar verildi.