Yukarıda tarih ve numarası yazılı kararın temyizen tetkiki davalı (Alacaklı) vekili tarafından istenmiş, mahkemece ilamında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne karar verilmiştir. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. Uyuşmazlık 3.kişinin İİK’nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak davasına ilişkindir. Dava konusu akaryakıt pompaları 13.03.2006 tarihinde borçlulara ait akaryakıt istasyonundaki adreste haczedilmiştir. İİK’nun 96/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesi borçlu dolayısı ile davalı alacaklı yararınadır .Bu yasal karine aksinin davacı 3.kişi tarafından kesin ve güçlü delillerle kanıtlanması gerekmektedir. Davacı 3.kişi,dava konusu malların kendilerine ait olduğunu ve borçlulara kiraya verildiğini belirterek 08.03.2006 tarihli noter onaylı kira sözleşmesini sunmuşlardır. Sunulan kira sözleşmesinin tarihi borç kaynağı olan çek tarihi ile aynı olup, herhangi bir mülkiyet belgesi de sunulmamıştır. Öte yandan davalı alacaklı tarafından borçlulara yemin teklif edilmiş ve borçlularca dava konusu taşınır malların davacıya ait olduğu konusunda yemin etmişler ise de ,bu yemin HUMK 334 ve 346 maddesine uygun bir yemin değildir.HUMK 344. maddesi uyarınca taraf yemini başka bir ifade ile ‘’Kesin yemin‘’ ispat yükü kendisine düşen tarafın diğer tarafa teklif ettiği yemindir.Somut olayımızda İİK’nun 97/a maddesi uyarınca ispat yükü davacıda olup davacı 3.kişi davalı alacaklıya yemin teklif etmemiştir.Kaldı ki yemin teklif edilen ve yemin eden borçluların ,malların 3 kişiye ait olduğu yolundaki kabulleri tarafları bağlayıcı olmadığı gibi bu yönde yaptıkları yeminin de tarafları bağlayıcı bir niteliği bulunmamaktadır. Tüm bu maddi ve hukuki olgular birlikte değerlendirildiğinde,davacı 3.kişinin sunduğu belgelerin karine aksini ispata yeterli olmadığı, davalı borçluların ettikleri yemin de, usul hukukuna uygun olmadığı ve bu hali ile delil niteliği taşımadığından ,davanın reddi gerekirken yazılı şekilde kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde .davalı alacaklının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya (alacaklıya) iadesine, 10.6.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.