14. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/14421 Karar No: 2020/107 Karar Tarihi: 06.01.2020
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/14421 Esas 2020/107 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2016/14421 E. , 2020/107 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 10/03/2015 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 27/06/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, mirasçılar arasında yapılan miras payının devri hukuki sebebine dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davasıdır. Davacı vekili, dava konusu 326 ada 8 parselin murisleri ... adına kayıtlı olduğunu, ..."ın ölümü ile dava konusu taşınmazın 04/06/1976 tarihli rıza-i taksim sözleşmesine göre mirasçısı ..."e düştüğünü, ..."ün ölümünden sonra ise mirasçılarının 31/01/1983 tarihinde harici satım sözleşmesi ile dava konusu yeri müvekkiline sattıklarını, satım sözleşmesinden kaynaklı müvekkiline düşen tüm edimlerin yerine getirildiğini ancak davalıların edimlerini yerine getirmediğini belirterek tapu iptali ve tescilini aksi takdirde gayrimenkul bedelinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir. Davalılar vekili, davanın reddini savunmuştur. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava konusu taşınmaz muris ... adına kayıtlı olduğuna göre, Türk Medeni Kanunu"nun 701 ve 702. maddeleri gereğince tescili istenen taşınmaz, elbirliği mülkiyet hükümlerine tabidir. Elbirliği mülkiyetinde mirasçıların belirlenmiş payları olmayıp, her birinin payı, taşınmazın tamamı üzerinde söz konusudur. Kural olarak elbirliği mülkiyetine tabi bir taşınmaz için mirasçılardan bir veya birkaçının üçüncü kişilere karşı tek başına dava açma sıfat ve ehliyetleri bulunmamaktadır. Türk Medeni Kanunu"nun 702. maddesi uyarınca tasarrufi işlemlerde oybirliği aranır. Dava açma da tasarrufi işlem olup tüm mirasçıların birlikte üçüncü kişilere karşı dava açmaları gerekir. Bu bakımdan, dava konusu taşınmaz, murisin ölümünden sonra yapılan paylaşım sonucu miras payının devri, satış ya da bağış yoluyla davacılara kalmış ise davanın bu haliyle yürütülmesi ve aşağıda belirlenecek konularda gerekli araştırmanın yapılması düşünülmelidir hükmü Türk Medeni Kanununun 701 ve 702. maddelerinin gereğidir. Dava konusu 326 ada 8 parsel sayılı taşınmaz, tapuda tarafların ortak miras bırakanı ... adına kayıtlıdır. Davacının isteminin, ortak miras bırakan ..."ın mirasçılarından ..."ün payına yönelik olduğu, bu nedenle davanın sonucundan ..."ın tüm mirasçılarının etkileneceği dikkate alınarak; davada husumetin muris ..."ın mirasçılarının bütününe yöneltilmesi gerekirken, dosya içerisinde bulunan Bor Sulh Hukuk Mahkemesinin 12.11.2014 tarih 2014/723 Esas 2014/895 Karar sayılı mirasçılık belgesine göre muris ..."ın davalılar dışında mevcut olan mirasçılarına yöneltilmemesi doğru olmamıştır. Mahkemece usulüne uygun olarak taraf teşkili sağlandıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre işin esası bakımından bir karar verilmesi gerekirken, taraf teşkili sağlanmadan işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. Karar bu nedenle bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06.01.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.