
Esas No: 2018/322
Karar No: 2020/3607
Karar Tarihi: 12.11.2020
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2018/322 Esas 2020/3607 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkilerinin alt işveren sıfatı ile dava dışı işçiyi davalının yaptığı inşaat sahabında güvenlik hizmet işinde çalıştırdığını, işçi çalıştığı süre ile ilgili alacaklarının ödenmesi için müvekkilerine dava açtığını ve kazandığını, müvekkilerinin toplam çıkan bedeli ödediğini, ödenen bu bedelden davalının 6552 sayılı yeni Yasa uyarınca tek başına asıl işveren sıfatı ile sorumlu olduğunu ileri sürerek, ödenen bedelin tahsilini bu kabul görmez ise davalı şirketle müvekkillerinin ödenen tazminat bedellerinden yarı oranda sorumlu olduğu yönünde karar tesis edilmesine şimdilik 4.640,37 TL "nin ödeme tarihinden itibaren işleyeycek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; alt işveren tarafından kendi sorumlu olduğu işçiye ödenen tazminatlar nedeniyle asıl işverenin sorumlu olmadığı, bu nedenle alt işverenin rücu hakkı bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine verilmiştir. İlk derece mahkemesi kararına karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi tarafından gerek İş Kanunu ve gerekse de İş Kanununda değişiklik getiren 6552 sayılı Yasanın ilgili maddeleri işçi alacağını korumaya yönelik olup, alt ve üst işveren arasındaki uyuşmazlıklarda taraflar arasında gerçekleştirilen sözleşme hükümleri esas olduğundan ve sözleşme şartlarına göre işçi alacaklarından işverene karşı davacı alt işveren sorumlu olduğu gerekçesiyle, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
02.12.2016 tarihinde Resmi Gazete"de yayımlanan 24/11/2016 tarihli ve 6763 sayılı Kanun"un 4. maddesi ile değişik 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 364/1 maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesinin miktar veya değeri kırk bin Türk lirasını (bu tutar dâhil) geçmeyen davalara ilişkin kararları verildiği anda kesin olup temyiz edilemez. Somut olayda davacı rücuen tazminat davasında davalıdan dava dışı işçiye ödenen 9.280,74 TL’nin ödenen bedelin tahsilini bu kabul görmez ise yarısın 4.640,37 TL’yi talep etmekte olup bu miktar Bölge Adliye Mahkemelerinden verilen kararlar açısından temyiz sınırı altında kalmaktadır. Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi tarafından temyiz dilekçesinin reddine karar verilebileceği gibi, verilmemiş olması halinde Yargıtay"ca da temyiz isteminin reddine karar verilebilir. Bu nedenle temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz isteminin hükmün kesin olması nedeniyle REDDİNE, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğininde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 12.11.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.