Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/2661
Karar No: 2014/8354
Karar Tarihi: 22.12.2014

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2014/2661 Esas 2014/8354 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2014/2661 E.  ,  2014/8354 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
    TARİHİ : 17/09/2013
    NUMARASI : 2008/571-2013/412

    Taraflar arasındaki tazminat davalarının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne, karşı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl davada davalı, birleşen davada davacı-karşı davada davalı vekili ile katılma yoluyla asıl davada davacı, birleşen davada davalı-karşı davada davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    -K A R A R-
    Davacı H.. M.. vekili, asıl davada; müvekkilinin davalı kooperatif üyesi olduğunu, birinci kur"anın çekildiğini ancak, ikinci kur"anın çekilmediğini, mahkeme aracılığıyla yaptırılan tespit sonucu, ortak sayısının 225, konut sayısının 215 adet olduğunun ortaya çıktığını ileri sürerek, üye ve daire sayısı eşit değilse kooperatife usulsüz kaydedilen üyelerin üyeliklerinin ve varsa kararının tahsis iptaline, bu suretle üye ve daire saysının eşitlenmesine, müvekkiline tahsis edilmesi gereken daire bedeli olarak şimdilik 7.500,00 TL nin, ilk kur"a çekim tarihi olan Nisan 1994 tarihinden bu yana yıllar itibariyle arttırılmak suretiyle mahrum kalınan 1.512,82 TL kira alacağının faizleriyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 03.10.2003 tarihli ıslah dilekçesiyle ise, daire bedeli için 12.500,00 TL, kira mahrumiyeti için 1.843,74 TL nin dava tarihinden işleyecek faizleriyle birlikte tahsilini istemiştir.
    Davalı kooperatif vekili, davacının, müvekkilinin halen evsiz olan 30 üyesinden biri olduğunu, kooperatifin eski yöneticilerinin yaptığı usulsüz işlemleri nedeniyle kooperatifin zor durumda olduğunu, müteahhit aleyhine menfi tespit davası açıldığını, davacının mağduriyetinin bilindiğini ancak davacıya daire verilmesinin imkan dahilinde bulunmadığını, aynı zamanda borç ve alacakları ile ilgili kesin bir durum da olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Birleşen davada, davacı-karşı davalı kooperatif vekili, kooperatif ortağı olan davalının, asıl davada emsal konut bedeli ile mahrum kalınan kira bedelini talep ettiğini, ancak adı geçenin genel kurul kararlarıyla belirlenen 2.371,26 TL aidat ile 8.729,45 TL gecikme zammı toplamı 11.300,71 TL ye ilişkin parasal yükümlülüklerini yerine getirmediğini, başlatılan icra takibinin davalının itirazı üzerine durduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile davalının % 40 oranında icra inkâr tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiş, karşı davanın ise reddini istemiştir.
    Birleşen davada, davalı-karşı davacı H.. M.. vekili, parasal yükümlülüklerini yerine getirdiğini ve davacıya borçlu olmadığını, kooperatifin diğer üyelerine 1994 yılında konutları teslim ettiğini ve bu konutlarda iskan edildiğini ancak, ihtaraname keşide etmesine rağmen müvekkiline konut tahsisi yapılmayarak kira bedeli ödenmek zorunda kalındığını savunarak, davanın reddi ile davacının %40 oranında tazminata mahkum edilmesini, karşı dava olarak ise, asıl davadan sonraki 2001 yılı Şubat ayı ile 2004 yılı Mart ayı arasındaki
    dönem için 6.909,61 TL kira bedelinin ödeme/dava tarihinden işleyecek ticari faiziyle birlikte davacı-karşı davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Mahkemece, asıl davada, davanın kabulüne karar verildiği, kararın davalı vekilince temyizi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesi" nce, kendisine konu tahsis edilemeyen davacıya verilecek tazminat hesabının 6"lı formul uyarınca yapılmadığı, reeskont faizi yerine avans faizine hükmedilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle bozulması üzerine, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, iddia, savunma, toplanan kanıtlar, benimsenen bilirkişi heyeti raporu ve tüm dosya kapsamına göre, ıslah ve taleple bağlı kalınarak, 12.500,00 TL emsal daire bedeli, 1.843,73 TL kira mahrumiyet bedeli olmak üzere toplam 14.343,73 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline, atiye terk edilen diğer talepler hakkında karar verilmesine yer olmadığına, bozma sonrası açılan ve asıl dosyada birleşen davada ise; davanın kısmen kabulü ile 853,00 TL aidat alacağı, 1.396,70 TL işlemiş gecikme tazminatı alacağının davalıdan tahsiline, asıl alacağa aylık %10 oranında gecikme faizi uygulanmasına, fazlaya ve koşulları bulunmayan icra inkar ve kötüniyet tazminatına ilişkin talepleri ile davalı-karşı davacının kira bedeline ilişin talebinin reddine karar verilmiştir.
    Kararı, asıl davada davalı, birleşen davada davacı-karşı davalı vekili ile katılma yoluyla asıl davada davacı, birleşen davada davalı-karşı davacı vekili temyiz etmiştir.
    1) Asıl davada; dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davacı ve davalı vekilinin temyiz itirazları, birleşen davada; dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı-karşı davalı vekilinin tüm, davalı-karşı davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.
    2) Birleşen dosyada; dava, genel kurulca kararlaştırılan aidat ve gecikme zammının tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
    6101 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanunu"nun 7. maddesi yollamasıyla somut olayda da uygulanması gereken 6098 sayılı TBK"nın 120. maddesi"nde, temerrüt faizi ve temerrüt faizinin üst sınırı düzenlenmiştir.
    Genel kurul kararları, üyeler ile kooperatif arasında yapılmış bir sözleşme niteliğindedir. Genel kurulca kararlaştırılan faiz oranları daha sonraki yıllarda değiştirilmediği ve iptal edilmediği sürece genel kurula katılmasa dahi tüm üyeleri bağlar. Bu durumda, 818 sayılı BK’nın 101/2. ( 6098 sayılı TBK’nın m. 117. ) maddesine göre, genel kurulun belirlediği tarih kesin vade olup, üyenin bir ihtarla ayrıca temerrüde düşürülmesine gerek kalmadan, borcun ifasının istenebileceği kuşkusuzdur. Öte yandan, kooperatif genel kurullarında kararlaştırılan faiz oranı, 120. maddede düzenlenen temerrüt faizi niteliğinde olup kooperatif ile üyesi arasında ticari ilişki bulunmadığından yasal faiz oranı uygulanmalıdır. Açıklanan nedenlerle, kooperatif genel kurulunca, aidatların ödenmesinde gecikme durumunda alınmasına karar verilen temerrüt faizi, 6098 sayılı TBK’nın 120/2. maddesinde öngörülen sınırı aşmamak kaydıyla, yasal temerrüt faiz oranından daha fazla miktarda kararlaştırılabilir. Sonuç olarak, davacı kooperatif genel kurullarında kabul edilmiş temerrüt faiz oranı, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuata yani 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun"un 2/1. maddesine göre belirlenen yasal faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamayacaktır.
    Belirtilen açıklamalar ve mevzuat hükümleri doğrultusunda; mahkemece, bilirkişiden hüküm kurmaya ve denetime elverişli ek rapor alınarak oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı ve yetersiz bilirkişi raporu esas alınarak, gerek takip tarihine kadar, gerekse takip tarihinden sonrası için aylık %10 (yıllık %120) temerrüt faizine hükmedilmesi doğru olmamıştır.
    3) Asıl davada, gerekçeli karar başlığında 24.01.2001 olan dava tarihi, 04.07.2008; kooperatif tüzel kişiliğinin ünvanı içinde mükerrer şekilde “Kent” ibaresi yazılması, 6100 sayılı HMK" nın 304. maddesi uyarınca tarafların başvurusu üzerine ya da re"sen her zaman düzeltilebilecek maddi hata niteliğinde olduğundan, bozma nedeni yapılmamış, bu hususların eleştirilmesiyle yetinilmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle asıl davada; davacı ve davalı vekilinin, birleşen davada; davacı-karşı davalı vekilinin tüm, davalı-karşı davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, birleşen davada davalı-karşı davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı-karşı davacı yararına BOZULMASINA, fazla yatırılan peşin harcın istek halinde temyiz eden asıl davada davacı H.. M.."ya iadesine, aşağıda yazılı onama harçlarının temyiz eden kooperatiften alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi