Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/15396
Karar No: 2016/7426
Karar Tarihi: 22.09.2016

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2015/15396 Esas 2016/7426 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2015/15396 E.  ,  2016/7426 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen davada ... 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 21/05/2015 tarih ve 2014/824-2015/353 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 20/09/2016 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirkette % 42.875 hisseye sahip olduğunu, 2012 yılı Olağan Genel Kurul toplantısının müvekkiline bildirilmeden gazete ilanı yapılmak suretiyle 28.05.2013 tarihinde toplandığını, müvekkilinin katılmadığı genel kurulda dürüstlük kuralına aykırı olarak şirket sermayesinin 100.000 TL"den 400.000 TL"ye çıkarıldığını, müvekkilinin hissesisin küçültüldüğünü, dürüstlük kuralına aykırı hareket etmek suretiyle sermaye artırımına iştirak eden büyük hisseye sahip olan ortak ..."ün şirketi tek başına temsil ve ilzam etmesine ilişkin kararın da genel kurul kararının iptal edilmesi halinde ortadan kalkacağını ileri sürerek, 28/05/2013 tarihli genel kurulda alınan kararların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, genel kurul çağrısının usulüne uygun yapıldığını, çağrı ve gündemin kurye ile davacıya ulaştırıldığını, kötü niyetli paydaş tarafından çağrı ve gündemin teslim alınmamasının durumu değiştirmeyeceğini, sermaye artırım kararının yasal zorunluluktan kaynaklandığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, 28.05.2013 tarihinde yapılan olağan genel kurul kararlarının kanuna, esas sözleşmeye ve afaki iyiniyet kurallarına aykırı olduğunun kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
    1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2- Dava, davalı şirketin 28.05.2013 tarihli genel kurul toplantısında alınmış olan kararların iptali istemine ilişkindir. Sözkonusu toplantıya davacı katılmamış olup, davacıya toplantıya ilişkin geçerli bir tebligat yapıldığı hususu da ispatlanamamıştır. Davacıya usulüne uygun bir toplantı çağrısının yapılmaması ve davacının bu nedenle genel kurul toplantısına katılmamış olması davacıya bu toplantıda alınan kararlara karşı muhalefet şerhi koyma şartı aranmaksızın dava açma hakkı verir ise de bu durum tek başına alınan kararların iptalini gerektirmez. Usulsüz çağrıya dayanılarak açılan iptal davalarında toplantıda alınan kararların iptaline karar verilmesi ancak alınan kararların kanun, anasözleşme ve iyiniyet kurallarına aykırılığının tespiti halinde mümkündür.
    Somut olayda davaya konu genel kurul toplantısının 4. nolu gündem maddesinde alınan karar ile şirket yönetim kurulu üyelerinin ibrasına karar verilmiştir. Dava konusu genel kurula katılanları gösterir hazurun cetveline göre davalı şirketin dört ortaktan, ibrasına karar verilen yönetim kurulunun da üç ortaktan teşekkül etmektedir. Yöneticilerin ibrasına ilişkin kararın ise, toplantıya katılamayan davacı dışındaki pay sahiplerinin 57.125 adet oyu ile alındığı ve ibra kararında oy kullanan ... ve ..."ün yönetici sıfatını haiz olduğu anlaşılmaktadır. 6102 sayılı TTK"nun 436/2 (mülga TTK"nın 374/2.) maddesi uyarınca yöneticilerin ibrada oy kullanmaları mümkün bulunmamaktadır. İbranın yöneticiler dışındaki ortakların kararıyla karara bağlanması gerekmektedir. O halde, davalı şirketin ticaret sicil kayıtları getirtilip, ibra edilen yöneticilerin duraksamaya neden olmayacak şekilde kimler olduğu belirlenip, bu kişilerin ibrada oy kullanıp kullanmadıkları tespit edilip, ibra kararın öncelikle yok hükmünde olup olmadığı açıklığa kavuşturulmadan yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    Ayrıca, davacının iptaline karar verilmesini istediği sermaye artırımına ilişkin 6 nolu genel kurul kararının davacının yokluğunda alınmış olması davalı şirketin kuruluş tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK’nun sermaye artırımına ilişkin 388 maddesi (genel kurul ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı Yasa"nın 421/1.) hükmü uyarınca geçersizlik sonucunu doğurmadığı gibi, sermaye artırımına ilişkin kararın iptalini gerektiren bir durum da yoktur. Ancak, sözkonusu kararda sadece sermayenin artırılması kararı ile yetinilmemiş, artırılmasına karar verilen sermaye miktarının tamamı ortaklardan davacı dışındaki diğer ortaklar tarafından aynı toplantıda taahhüt edilmiştir. 6762 sayılı TTK’nun 394. (6102 sayılı TTK"nun 461) maddesinde, artırma kararında aksine hüküm olmadıkça her ortağın sermayesi nispetinde esas sermayenin artırılmasına iştirak etmeyi isteme hakkına sahip olduğu düzenlenmiştir. Bu durumda, sermayenin artırılması halinde her ortağın sermayenin artırılmasına katılma hakkı yasa ile tanınan bir ortaklık hakkı olması nedeniyle sermayenin artırılmasına ilişkin olarak alınan kararda ortakların bu haklarını kullanabilme olanağının da sağlanması gerekmektedir. Ortakların bu konudaki hakları yasal rüçhan hakkı niteliğinde olup, onların yokluğunda bu haklarının ortadan kaldırılması mümkün değildir. Bu durumda, davacıya sözkonusu toplantıda rüçhan haklarının da kullandırılacağını bildiren usulüne uygun bir tebligat yapılmaksızın davacının olmadığı bir toplantıda sermaye artırımının dışında rüçhan hakkını da etkileyecek nitelikte karar alınmış olması yasanın tanıdığı hakkı ortadan kaldırıcı nitelikte bir karar olduğundan, esas sermaye artırımı ile somut ve tek yanlı olarak kullanılabilecek hale gelmiş bulunan davacının yeni pay alma hakkı hukuka aykırı olarak ihlal edilmiş bulunmaktadır. Bu itibarla mahkemece, anılan hususlar nazara alınmadan yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.350,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 22/09/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi