Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre, Mahkemenin delilleri takdir ve gerekçesinde isabetsizlik görülmediğinden tebliğnamedeki silahla tehdit suçundan 2(a-b) numaralı bozma düşünceleri ile kasten yaralama suçundan haksız tahrik uygulanmasına ilişkin bozma düşüncesine iştirak edilmeyerek yapılan incelemede; 1-Sanığa yükletilen silahla tehdit eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükmü etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır. Ancak, Temel cezanın belirlenmesi sırasında uygulanan Kanun maddesinin TCK"nın 106/2-a yerine 106/2-e maddesi olarak yanlış gösterilmesi suretiyle CMK"nın 232/6. maddesine aykırı davranılması ve TCK"nın 53/l-(c) maddesindeki hak yoksunluğunun sanığın kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverme tarihine kadar, diğer kişilere karşı belirtilen yetkiler yönünden mahkum olunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar geçerli olacağının düşünülmemesi, Kanuna aykırı ve sanık ..."nın temyiz iddiaları yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle BOZULMASINA, 5320 sayılı Kanunun 8/1. madde ve fıkrası aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesi uyarınca bu aykırılık, yeniden yargılama yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bulunduğundan, temyiz edilen kararın açıklanan noktalarının; karardan “TCK"nın 106/2-e maddesi"" ibaresi çıkarılarak yerine ""TCK"nın 106/2-a maddesi"" ibaresi ve “sanık hakkında TCK"nın 53/1-c maddesinde yer alan hak yoksunluğunun kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar, diğer kişiler yönünden ise hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar uygulanmasına” ibaresinin eklenmesi biçiminde DÜZELTİLMESİNE ve başkaca yönleri Kanuna uygun bulunan hükmün bu bağlamda ONANMASINA, 2-Kasten yaralama suçundan kurulan hükmün temyizine gelince; Başkaca nedenler yerinde görülmemiştir. Ancak; Sanığın suçlamayı kabul etmemesi ve katılana ait 23/11/2012 tarihli geçici rapor ile 24/12/2012 tarihli kesin raporda herhangi bir darp ve cebir izi görülmediğinin belirtilmesi karşısında; katılan beyanının hangi gerekçeyle sanık savunmasına üstün tutulduğu tartışılmadan ve sanığın savunmasının aksine atılı kasten yaralama suçunu işlediğine dair katılanın iddiası dışında hangi delillerin bulunduğu açıklanmadan yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması, Kanuna aykırı ve sanık ..."nın temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 10/12/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.