2. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/16764 Karar No: 2016/8386
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2015/16764 Esas 2016/8386 Karar Sayılı İlamı
2. Hukuk Dairesi 2015/16764 E. , 2016/8386 K. "İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma ve Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Yerel mahkemece verilen hüküm, Dairemizin 2011/12896 esas ve 2012/10338 karar sayılı ilamında belirtildiği haliyle bozulmuş, mahkemece 02/11/2012 tarihli celsede bozma ilamına kısmen uyulmasına karar verilerek, davalının temyiz üzerine dosya Dairemizce Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmiştir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu da 2013/2-2320 esas ve 2015/1289 karar sayılı ilamıyla mahkemece verilen kararın "yerel mahkemenin direnme olarak adlandırdığı temyize konu kararın usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı; ilk kararda tartışılıp, değerlendirilmemiş yeni hüküm niteliğinde olduğu” şeklinde karar vererek temyiz incelemesi amacıyla dosya tekrardan Dairemize gönderilmiştir. Gerçekleşen bu durum karşısında; mahkemece bozma ilamının gereği yerine getirilmeyerek; 1 adet künye, 1 adet gerdanlık ve iki küpeden oluşan bir adet altın set takımının, 4 adet burgulu altın bileziğin, iki adet altın yüzüğün ve bir adet taşlı künyenin davalıdan aynen alınarak davacıya verilmesine, aynen iadenin mümkün olmaması halinde bunların teslim günündeki bedelinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiştir. Bozma ilamında da belirtildiği üzere; davalı, 11.10.2008 tarihli tutanakta, eşine ait dört adet burgulu bilezik, iki adet yüzük ve bir adet künyeyi, borçları nedeniyle sattığını kabul etmiştir. Bunların dışındaki takıların davalı tarafından alıkonulduğu ispatlanamamıştır. O halde, sözü edilen tutanakta kabul edilenler dışındaki ziynetlerin reddi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. 2-Davacı, ziynetlerin aynen iadesini mümkün değilse bedellerinin tahsilini istemiştir. Aynen iadesi mümkün olmayanların bedelleri isteneceğinden, hüküm yerinde ziynetlerin her birinin değerinin ayrı ayrı gösterilmesi gerekir. Davacı, dava dilekçesinde aynen iadenin mümkün olmaması halinde talep ettiği bedeli açıkça gösterdiğine göre, gösterilen bu bedeller yerine, "aynen iadenin mümkün olmaması halinde teslim günündeki bedele" hükmedilmesi bedel bakımından talebin aşılması sonucunu hasıl eder. Bu ise talepten fazlaya hüküm verilemez şeklindeki usul kuralına (HMK m. 74) aykırı düşer. O nedenle, aynen iadenin mümkün olmaması halinde dava dilekçesinde gösterilen bedele hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması da usul ve yasaya aykırı bulunmuştur. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda (1.) ve (2.) bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 26.04.2016 (Salı)