2. Hukuk Dairesi 2021/8385 E. , 2021/7390 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından kusur belirlemesi, manevi tazminat ve yoksulluk nafakası yönünden; davalı-davacı kadın tarafından ise yoksulluk nafakası ve manevi tazminat yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ait temyiz itirazlarının incelenmesi artık mümkün bulunmamasına göre davacı-davalı erkeğin tüm temyiz itirazları yersizdir.
2-Davalı-davacı kadının temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
a)Dosyadaki yazılara, mahkemece bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ait temyiz itirazlarının incelenmesi artık mümkün bulunmamasına göre davalı-davacı kadının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
b-İlk derece mahkemece bozmadan önce kurulan hükümde, davalı-davacı kadın yararına 30.000 TL. manevi tazminata hükmedilmiştir. Hükme karşı taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulmuş, bölge adliye mahkemesince kadının istinaf talepleri kısmen kabul edilmiş, tarafların manevi tazminata yönelik istinaf talepleri reddedilmiş, bölge adliye mahkemesi kararın taraflarca temyizi üzerine, Dairemizin 15.04.2021 tarihli ilamı ile kadın yararına hükmolunan manevî tazminatın miktarı az bulunarak, hüküm bu yönden davalı-davacı kadın yararına bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyularak, davalı-davacı kadın yararına 70.000 TL manevi tazminata hükmedilmiştir. Yeniden kurulan hüküm bozma ilamında belirtilen ilkelere, bozmanın amacına uygun olmayıp davalı-davacı kadın yararına hükmedilen manevî tazminat azdır. Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile, Türk Borçlar Kanunu’nun 50 ve 51. maddesi nazara alınarak daha uygun miktarda manevî tazminat (TMK m. 174/2) takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
c-İlk derece mahkemesince kurulan hükümde davalı-davacı kadın yararına aylık 2.000 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmiş, kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine bölge adliye mahkemesince tarafların yoksulluk nafakasına yönelik istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir. Bu hükmün taraflarca temyizi üzerine Dairemizin 15.04.2021 tarihli ilamı ile davalı-davacı kadın yararına hükmolunan yoksulluk nafakasının az olduğu gerekçesiyle hüküm bozulmuştur. Bölge adliye mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davalı-davacı kadın yararına bu kez 3.000 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir. Bölge adliye mahkemesince son kurulan hüküm bozma ilamında belirtilen ilkelere, bozmanın amacına uygun olmayıp, davalı-davacı kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece Türk Medeni Kanunu"nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen bölge adliye mahkemesi hükmünün yukarıda 2.b ve 2.c bentlerinde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. ve 2-a bentlerinde gösterilen sebeplerle ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın ...n"e yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna ve 292.10 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatıran ..."ye geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 19.10.2021 (Salı)