8. Ceza Dairesi 2019/26768 E. , 2020/14766 K.
"İçtihat Metni"İhbarname No: KYB - 2019/104795
Başkasına ait banka veya kredi kartının izinsiz kullanılması suretiyle yarar sağlama suçundan sanıklar ... ve ... haklarındaki yargılama neticesinde, sanığın fiilinin nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturduğu gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine ve dosyanın görevli Denizli Nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine dair Denizli 12. Asliye Mahkemesinin 26/04/2019 tarihli ve 2019/135 esas, 2019/342 sayılı kararına yönelik itirazın kabulü ile Denizli 12. Asliye Ceza Mahkemesinin görevsizlik kararının kaldırılmasına ilişkin Denizli 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 19/06/2019 tarihli ve 2019/650 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosyası ile ilgili olarak;
Benzer bir olaya ilişkin olarak Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 11.12.2017 tarihli ve 2017/26572 esas, 2017/26493 karar sayılı ilâmında, "...Sanığın, suç tarihinde kendisini banka görevlisi olarak tanıtıp, menfaat temin etmek suretiyle dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edilmesi karşısında; hükümden sonra 02.12.2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 14. maddesi ile 5237 sayılı TCK"nın 158/1. maddesine eklenen (L) bendi kapsamında öngörülen nitelikli dolandırıcılık fiiline ilişkin delillerin takdiri ile değerlendirme yetki ve görevinin üst dereceli ağır ceza mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerektiği zorunluluğu, Bozmayı gerektirmiş..." şeklinde belirtildiği,
Somut olayda, 03/08/2017 günü müştekiyi arayan bir kişinin kredi kartları genel merkezinden aradığını ve geçmişe dönük olarak kart aidatlarının ödeneceğini belirterek müşteki internet şifresini söylemeye ikna edilerek, daha sonra telefonuna gelen iki kısa mesajdan hesabından 4.050,00 Türk lirası ve 2.500,00 Türk lirası çekilmesi ve çekilen paranın ... ve ... isimli şahıslara havale edilmesi, şeklinde gerçekleştiği iddia edilen fiilin 5237 sayılı Kanun"un 158/1-l bendinde "Kişinin, kendisini kamu görevlisi veya banka, sigorta ya da kredi kurumlarının çalışanı olarak tanıtması veya bu kurum ve kuruluşlarla ilişkili olduğunu söylemesi suretiyle" şeklinde düzenlenen dolandırıcılık suçunu oluşturabileceği, bu fiili yargılama görevinin de 5235 sayılı Kanun’un 12. maddesi gereğince Ağır Ceza Mahkemesine ait olacağı ve delillerin takdiri ile değerlendirilmesinin üst dereceli mahkemeye ait olduğu hususları dikkate alınmaksızın, itirazın reddi yerine yazılı şekilde kabulüne karar verilmiş olunmasında isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı CMK.nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 24.10.2019 gün ve 12556 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 01.11.2019 gün ve KYB/2019-104795 sayılı ihbarnamesi ile dairemize tevdii kılınmakla incelendi.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Sanıklara yüklenen eylemin 02.12.2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren ve karar tarihinde yürürlükte bulunan 6763 sayılı Kanun’un 14. maddesi ile 5237 sayılı TCK.nın 158/1. maddesine eklenen (L) bendinde düzenlenen nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturma ihtimaline binaen delillerin takdir ve değerlendirmesinin üst dereceli ağır ceza mahkemesine ait olduğu gözetilerek itirazın reddi yerine yazılı şekilde kabulüne karar verilmiş olması,
Yasaya aykırı ve Adalet Bakanlığı"nın Kanun Yararına Bozma istemine dayalı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının ihbarname içeriği bu itibarla yerinde görüldüğünden Denizli 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 19.06.2019 tarihli ve 2019/650 Değişik iş sayılı kararının CMK"nın 309/4-a. maddesi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, dosyanın Adalet Bakanlığına gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 01.07.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.