23. Hukuk Dairesi 2014/6057 E. , 2014/8341 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 6. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 08/10/2013
NUMARASI : 2011/458-2013/518
Taraflar arasındaki asıl ve birleşen istirdat, tazminat, tapu iptali ve tescil davalarının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kabulüne, birleşen davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün asıl ve birleşen davada davalılar vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde asıl ve birleşen davada davalılar M.. N.., S.. G.. ve vekilleri Av. C.. G.. ile asıl ve birleşen davalarda davacı vekili Av. C.. D.."ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Asıl davada davacı yüklenici vekili, müvekkili ile davalıların murisi arasında 06.01.1998 tarihinde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlendiğini, sözleşmenin ifası sırasında inşaat yapılan .. parselin imar uygulaması sonucu 5903 ada 1,2,4 parsellere revizyon gördüğünü, taraflar arasında düzenlenen 10.07.2010 tarihli protokol ve ek protokol uyarınca 4 parselde inşaa edilen A ve C blokların arsa payları ile kooperatife verilmesi, 1 parseldeki arsanın %65 "inin yüklenici veya göstereceği kişi adına tescili ve B bloktaki arsa sahiplerine ait dairelerin 1.210.000,00 TL karşılığında kooperatife satılması konusunda anlaşma sağlandığını, ödemin nakden ve ortaklara ait teminat senetleri yoluyla yapıldığı halde arsa sahiplerinin teminat olarak verilen teminat senetlerinin bir kısmını takibe koyarak fazladan tahsilat yaptıklarını, edimini yerine getirmeyen arsa sahiplerinin ek protokol ile kararlaştırılan cezai şart bedelini ödemesi gerektiğini ileri sürerek, 5903 ada 1 parselin %65 payının, 2 parsel A blok 2 ve 3 nolu bağımsız bölümler ile 2 parsel B blok 3 ve 4 nolu bağımsız bölümlerin tapusunun iptali ile tesciline, 300.000,00 TL cezai şart alacağının tahsiline karar verilmesini istemiş, ıslahla davasını alacak davasına dönüştürerek toplam 1.195.000,00 TL" nin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada ise, teminat senedinin takibe konması suretiyle fazladan tahsil edilen 43.000,00 TL"nin tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar vekili, sözleşme ve protokoller uyarınca ödenmesi gereken miktarların tamamının tahsil edilmemesi üzerine ihtar keşide edilerek senetlerin takibe konduğunu, borcun ödenmesi üzerine dairelerin ödeyenlere devredildiğini savunarak, asıl ve birleşen davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; asıl davanın ıslah edilmiş şekli ile kabulün ve 852.000,00 TL maddi tazminat ile 300.000,00 TL cezai şart alacağının faiziyle birlikte tahsiline, birleşen davanın kısmen kabulü ile 42.500,00 TL nin davalılardan faiziyle birlikte tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Kararı, asıl ve birleşen davada davalılar vekili temyiz etmiştir.
1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, asıl ve birleşen davalarda davalılar vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.
2) Davacı yüklenici ile davalıların murisi arasında 06.01.1998 tarihinde .. parsel için arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlenmiş olup, işin yürütülmesi sırasında taşınmazın bulunduğu yerde imar uygulaması yapılması nedeniyle taşınmazın .. ada 1 ve 4 parseller ile .. ada.. parsele revizyon gördüğü anlaşılmıştır. Davacı kooperatif ile davalı mirasçılar arasında düzenlenen 10.07.2010 günlü protokol ve ek protokolde üzerinde inşaat yapılmayan 5903 ada 1 parseldeki arsa sahiplerinin payının %65"i ve 2 ile 4 parsellerde bulunan A ve C bloktaki dairelerin sözleşme uyarınca yükleniciye verilmesi, arsa sahiplerine ait B blokta bulunan dairelerin ise 1.210.000,00 TL bedelle satılması kararlaştırılmış, yüklenicinin anılan protokol gereklerinden olan bedel taahhüdünü fazlasıyla yerine getirdiği belirlenmiştir. Diğer yandan yüklenici ile arsa sahipleri vekili arasında düzenlenen 15.07.2010 tarihli protokolde, önceki protokole ek olarak yeni şartlar belirlenerek, aidat borcu olan kooperatif ortaklarının sözleşmenin tarafı olan arsa sahiplerine ödeme yapabilecekleri ve bağımsız bölümlerin protokolde adları yazılı ortaklar adına tescil edileceği kararlaştırılmıştır. Anılan protokollerden sonra, yüklenici tarafından bir kısmı nakit bir kısmı ise ortaklara ait senetlerin teslimi suretiyle sözleşme bedelinin ödendiği anlaşılmıştır. 15.07.2010 tarihli protokolde adı bulunan ortaklardan M.A. tarafından keşide edilen bonoların takip konusu edildiği, keşideci ile arsa sahipleri vekili arasında düzenlenen 13.11.2011 tarihli protokolle tarafların birbirlerini ibra ettikleri, bu arada protokolde adı yazılı olan M. A. isimli ortağın keşide ettiği bononun da iade edildiği anlaşılmıştır. Dava konusu edilen bağımsız bölümlere ilişkin tapu kayıtlarının incelenmesinden, bağımsız bölümlerin M. A. ile arsa sahipleri vekili arasında düzenlenen protokolden sonra 14.01.2011 tarihinde devir edildiği, bir bağımsız bölümün halen anılan kişi adına tescilli olduğu, bir tanesinin de 15.07.2010 tarihli protokolde adı bulunan ortaklardan B. Y."ye tapuda devir edildiği, diğer ikisinin ise ortaklar listesinde bulunmayan kişilere Mahmut tarafından tapuda devir edildiği belirlenmiştir. Davalı yan, anılan devirlerin protokoldeki edimin ifası amacıyla yapıldığını savunmuş ise de, mahkemece bu hususta araştırma yapılmamıştır. Şu halde, mahkemece taraf delilleri toplanarak, asıl davada dava konusu edilen 4 adet bağımsız bölümün protokolün ifası amacıyla protokolde adı yazılı ortağa devir edilip edilmediği ve 10.07.2010 tarihli ek protokoldeki cezai şartın koşullarının oluşup oluşmadığı üzerinde durulmalıdır. Zira, 10.07.2010 tarihli asıl protokolde bedelin nakit olarak ödenmesinden sonra tapunun devir edileceği düzenlendikten sonra ek protokolde de esas olarak devirden kaçınma cezai şart nedeni olarak belirlendiğinden yukarıda anılan tüm protokoller birlikte değerlendirilerek cezai şartın koşullarının oluşup oluşmadığı değerlendirilmeden eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen davada davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, asıl ve birleşen davada davalılar yararına BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan asıl ve birleşen davada davalılar yararına takdir olunan 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin asıl ve birleşen davada davacıdan alınarak asıl ve birleşen davada davalılara verilmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.