Davacı, murisinin iş kazası sonucu malüliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir. Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. Dava, davacı işçinin geçirdiği iş kazası sonucu sürekli işgöremezliğe uğraması nedeniyle maddi ve manevi zararının giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, dava kısmen kabul edilmişse de bu sonuç usul ve yasaya aykırıdır. Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı yasanın 109 maddesi prosedürüne göre S.S.Kurumu Sağlık Kurullarından verilen raporlara itiraz halinde sorunun S.S.Yüksek Sağlık kurumuna intikali zorunludur. Ancak bu kuruldan verilen raporlara karşı herhangi bir itiraz olduğunda ise Adli Tıp İhtisas Kurullarından rapor alarak sonuca gidilir. Adli tıp ihtisas kurulları ile Adli Tıp Kurumu dışındaki sağlık kuruluşlarının verdikleri rapor ve görüşler arasında çelişki ortaya çıkarsa, konu ile ilgili uzman üyelerin katılımıyla inceleyeceği ve kesin karara bağlayacağı Adli Tıp Genel Kurulundan rapor alınarak sonuca gidilmesi gerekir. Somut olayda sigortalının sürekli işgöremezlik oranının SSK Maluliyet Dairesi Başkanlığı"nın Samsun Devlet Hastanesinin 08.03.2006 tarihli raporunu esas alarak % 9.2 olduğunun karara bağladığı,davalının tesbit edilen ve karara bağlanan bu maluliyet oranına 14.09.2006 tarihinde itiraz ettiği, itiraz üzerine dosyanın S.S.Yüksek Sağlık Kuruluna gönderildiği, mahkemece itirazın sonucunun beklenmediği görülmektedir. Hal böyle olunca; Mahkemece davalının sürekli işgöremezlik oranına yaptığı itirazın sonucu beklenerek ,gerekirse 506 sayılı yasanın 109 maddesi prosedürü uygulanarak sonuca gidilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Kabule göre de; başvuru harcı ile peşin harcın tamamından davalı sorumlu olduğu halde ,bu harç giderlerinin yargılama giderleri içinde hesap edilerek kabul ve red oranına göre bölünerek davacıya da yükletilmesi ve davacı aleyhine 1.110.00YTL avukatlık ücreti yerine 1.275.26YTL avukatlık ücretine hükmedilmesi doğru değildir. O halde davacı vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, davacının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde davacı iadesine, 02.06.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.