19. Ceza Dairesi 2019/1249 E. , 2019/9959 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 6831 Sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1-Suç tutanakları ve bilirkişi raporlarına göre, suça konusu yerde orman kadastrosu yapılmadığının ve yeniden tarla açma eyleminin de bulunmadığının anlaşılması karşısında, sanık hakkında 6831 sayılı Kanun"un 93/2. maddesinin uygulanamayacağının gözetilmemesi,
2-Hakkındaki hükmün açıklanması geri bırakılan sanığın, denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülükleri yerine getirmemesi halinde, CMK’nin 231/11. maddesi uyarınca, hakkındaki hüküm açıklanacak ve açıklanan bu hükümdeki hukuka aykırılıklar, temyiz veya kanun yararına bozma yoluyla Yargıtay’ca yapılacak inceleme sonucunda giderilebilecektir.
CMK’nin 231/11. maddesi uyarınca, hakkındaki hükmün açıklanması geri bırakılan ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülükleri yerine getiremeyen sanık bakımından ise, yerine getirememe sebebi başta olmak üzere durumu değerlendirilip cezanın bir kısmının infaz edilmemesine, hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine ilişkin yeni bir hüküm kurulabilecektir.
Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işleyen sanık hakkındaki açıklanması geri bırakılan hükümde kural olarak mahkemece bir değişiklik yapma imkanı bulunmamaktadır. Ancak bu hükmün uygulanması sırasında bazı ayrık durumların gözetilmesi gerekecektir. Şöyle ki;
Hakkındaki hükmün açıklanması geri bırakılan ve denetim süresi içerisinde yeniden suç işleyen sanığın, CMK’nin 231/11. maddesi uyarınca hüküm açıklanmadan önce ölmesi durumunda TCK’nin 64. maddesi gereğince kamu davasının düşmesine karar verilmesinde zorunluluk bulunduğundan, mahkemenin hükmü açıklamak yerine ölüm nedeniyle davanın düşmesine karar vermesi gerekecektir.
Bunun gibi, TCK’nin 50/3. maddesinde yer alan “Daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olmak koşuluyla, mahkûm olunan otuz gün ve daha az süreli hapis cezası ile fiili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş bulunanların mahkûm edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, birinci fıkrada yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilir.” hükmü uyarınca daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olmak koşuluyla; 18 yaşını doldurmuş ve 65 yaşını bitirmemiş olan kişilerin mahkûm oldukları otuz gün ve daha az süreli hapis cezaları ile fiili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş bulunanların mahkûm edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezalarının anılan maddenin 1. fıkrasındaki seçenek yaptırım yada tedbirlerden birine çevrilmesinde yasal zorunluluk bulunması nedeniyle bu kapsamdaki kişilerin denetim süresi içerisinde yeniden suç işlemeleri halinde; yasal olarak uygulanması zorunlu olan TCK"nin 50/3. maddesi uyarınca hükmedilen kısa süreli hapis cezasının aynı maddenin 1. fıkrasındaki seçenek yaptırım yada tedbirlerden birine çevrilerek hükmün açıklanmasına karar verilmesi gerekecektir.
Yine, yargılama konusu olan eylemin daha sonraki bir yasal düzenleme ile suç olmaktan çıkarılması halinde de, mahkemenin CMK’nin 223/2-a ve 9. madde ve fıkraları uyarınca sanık hakkında derhal beraat kararı vermesi gerekeceğinden, önceki hükmü açıklaması beklenemez.
Bu açıklamalardan sonra somut olayımıza gelince;
1)TCK’nin 50/3. maddesi gereği fiili işlediği tarihte 65 yaşını bitirmiş olan ve engel adli sicil kaydı bulunmayan sanık hakkında tayin olunan kısa süreli hapis cezasının, ekonomik ve sosyal durumuna uygun seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesinin kanuni zorunluluk olduğunun gözetilmemesi,
2)Suça konu yerde bulunan meyve ağaçlarının sanığa ek savunma hakkı verilerek müsaderesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kabule göre de;
Kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına hükmedilmiş ise de, 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı ile anılan maddenin bazı hükümlerinin iptal edilmiş olması nedeniyle yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden tebliğnameye aykırı olarak, HÜKÜMLERİN 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 25/06/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.