M.. B.. ve müşterekleri ile U.. A...aralarındaki terekenin borca batık olduğunun tespiti ile mirasın reddi davasının mahkemenin görevsizliğine dair Manyas Asliye Hukuk Mahkemesi"nden verilen 03.12.2012 gün ve 245/284 sayılı hükmünYargıtay"ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili dava dilekçesinde; vekil edenlerinin miras bırakanı M..B.."in 26.01.2012 tarihinde vefat ettiğini, vefat etmeden önce borçlandığını, davalı tarafından miras bırakanın mirasçıları sıfatı ile vekil edenlerine Bandırma 1.İcra Müdürlüğü"nün 2012/4559 esas sayılı dosyası ile 7.675,03-TL takip çıkışı üzerinden icra takibi yapıldığını, ayrıca miras bırakanın Sosyal Güvenlik Kurumu"na 12.756,08-TL borcu olduğunun tespit edildiğini, yine Manyas Vergi Dairesi"ne ve Manyas Esnaf Odasına borçları bulunduğunun öğrenildiğini, ancak terekenin miras bırakanın borçlarına yetmediğini, borç ödemeden acz hali oluştuğunu açıklayarak davanın kabulü ile miras bırakanın terekesinin borca batık olduğunun ve vekil edenlerinin mirası reddetmiş sayılacağının tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece; mirasın reddinin çekişmesiz yargı işlerinden olup basit yargılama usulüne tabi olduğu, çekişmesiz ve basit yargılama usulüne tabi olan davada HMK"nun 383.maddesi gereğince Sulh Hukuk Mahkemesi görevli olduğu benimsenerek dava dilekçesinin görev yönünden reddi ile görevsizlik kararı verilmesi üzerine hüküm; davacılar vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir. Dava, terekenin borca batık olduğunun tespiti hukuksal nedenine dayalı olarak TMK.nun 605/2. maddesi gereğince açılan mirasın hükmen reddi davasıdır. Gerek 743 sayılı Medeni Kanun"da, gerekse 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nda bu tür uyuşmazlıkların mutlaka Sulh Hakimleri tarafından görüleceği hususunda bir düzenleme bulunmamaktadır. 23.12.1942 gün ve 24/29 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı"na göre, mirasın hükmen reddi davasında görevli mahkeme borç miktarına göre belirlenir. Davanın açıldığı tarihten önce yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK ise Asliye Hukuk ve Sulh Hukuk Mahkemesi"nin görevli olup olmadığını, tayin ve tespitte dava konusunun değeri ve miktarı ölçüsünü kaldırmış, dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın mal varlığı haklarına ilişkin davalarda, görevli mahkemenin aksine bir düzenleme bulunmadıkça Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu hükme bağlanmıştır (HMK.m.2/1). Kanunda bu konuda aksine bir düzenleme bulunmadığına göre, HMK’nun yürürlüğe girmesinden sonra açılacak terekenin borca batık olduğunun tespitine ilişkin davalarda davanın değeri ne olursa olsun Asliye Hukuk Mahkemesi görevlidir. Öyle ise, mahkemece işin esasının incelenmesi gerekirken yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesi doğru bulunmamıştır. Davacılar vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK"nun 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna, 21,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacılara iadesine, 11.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.