10. Hukuk Dairesi 2009/13246 E. , 2010/630 K.
"İçtihat Metni".....
Davacı vekili, 2926 sayılı Kanun kapsamındaki sigortalılık sürelerinin ve ölüm aylığına hak kazanıldığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; uyulan bozma ilamı uyarınca inceleme yapılarak, sigortalılık sürelerinin belirlenmesi istemi kabul edilip, ölüm aylığına ilişkin talep hakkında karar verilmesine yer olmadığı yönünde hüküm kurulmuştur.
Hükmün, davalı ....... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalı Kurum vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 417’nci maddesinde, kanunen belirtilmiş haller dışında yargılama giderlerinin aleyhinde hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği, davada iki taraftan her birinin kısmen haklı çıkması durumunda ise, mahkemece, her iki tarafın yargılama gideri ile yükümlü tutulacağı veya bu giderlerin taraflar arasında takdir edilen şekilde bölüştürüleceği; 418’inci maddesinde, davanın esası hakkında yararına hüküm verilmiş olan tarafın davayı isteyerek uzatması veya gereksiz masraf yapması ya da elinde bulunup da karara etkili olan belgeleri anında ve zamanında karşı tarafa bildirmemesi durumlarında yargılama giderlerinin tamamı veya bir bölümüyle mahkûm edilebileceği; 423’üncü maddesinde, vekil ücretinin yargılama giderleri içinde yer aldığı belirtilmiş olup; 29.05.1957 gün ve 4/16 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da, avukatlık ücretinin, diğer yargılama giderlerinde olduğu gibi mahkemece kendiliğinden (re"sen)
./..
hükme bağlanacağı açıklanmıştır. Diğer taraftan, anılan Kanunun 185’inci maddesinde; Medeni Kanunda belirlenen durumlar saklı kalmak üzere, dava açılması ile doğacak sonuçlar açıklanarak, bunlardan biri, davalının rızası olmaksızın davacının davasını takipten vazgeçemeyeceği olarak belirtilmiştir.
İnceleme konusu davada; Dairemizin bozma ilâmı üzerine yeniden başlayan yargılamanın ilk ve son oturumuna katılan davacı vekilince ölüm aylığı bağlanmasına ilişkin istemin, yukarıda belirtilen 185’inci madde anlam ve kapsamında atiye bırakılmasına dayanılarak, mahkemece, bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığı yönünde karar verilmesine ve söz konusu Kanunun 418’inci maddesinin uygulama koşulları bulunmamasına karşın, mahkemece, eksik inceleme ve araştırma sonucu, yargılama giderlerinin taraflar arasında bölüştürülmeyerek, tümünün davalı Kuruma yüklenmesi ve vekil ile temsil edilen davalı Kurum yararına avukatlık ücreti belirlenmemesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Ne var ki, bu aykırılıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
S O N U Ç : Hükmün (4) numaralı bendinde yer alan sözcüklerin çıkartılarak yerine “Taraflar vekil ile temsil edildiklerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri gereğince; 575,00 TL. avukatlık ücretinin davalı Kurumdan alınarak davacıya verilmesine, 575,00 TL. avukatlık ücretinin de davacıdan alınarak davalı Kuruma verilmesine,” sözcüklerinin yazılmasına, (5) numaralı bendinde yer alan sözcüklerin çıkartılarak, yerine, “Yargılama aşamasında davacı tarafından karşılanan 41,50 TL. giderin, tarafların haklılık payları göz önünde bulundurularak takdiren 21,00 TL.sinin davalı Kurumdan alınarak davacıya verilmesine ve kalan giderin davacı üzerinde bırakılmasına,” sözcüklerinin yazılmasına ve bu şekliyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 21.01.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.
......