11. Hukuk Dairesi 2015/14780 E. , 2016/7386 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
... 17. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 08/10/2015 tarih ve 2015/113-2015/96 D.İş sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
İhtiyati hacze itiraz eden vekili, müvekkilinin ihtiyati haciz kararına konu geminin ihtiyati hacze başvurulmadan ve halen yasal ve gerçek maliki/donatanı olduğunu, ihtiyati haciz kararından 17/09/2015 tarihinde haberdar olduklarını, geminin husumet yöneltilen acente ile bir ilgisinin bulunmadığını, ihtiyati haciz talep eden tarafın deniz alacağı iddiası kapsamında geminin haczedilebilmesi için TTK"nın 1369/1-a hükmü gereğince alacak doğduğunda geminin maliki olan kişinin ihtiyati haczin uygulandığı sırada da bu borçtan sorumlu olup, geminin maliki olması gerektiğini, müvekkilinin geminin eski sahibi ile satımı ve devri konusunda anlaşarak gemiyi satın, devir ve teslim aldığını, ihtiyati hacze konu alacak ile müvekkilinin hiçbir hukuki ilişkisi bulunmadığı gibi, iddia edilen alacağın bir deniz alacağı da teşkil etmediğini ileri sürerek, ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
İhtiyati haciz talep eden vekili, itirazın süresinde olmadığını, muteriz tarafından ibraz edilen belgelere itibar edilemeyeceğini kaldı ki, iddiaların doğruluğunun yapılacak yargılama ile ortaya çıkabileceğini savunarak, itirazın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanılan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, itiraz eden tarafından ihtiyati haczin 17/09/2015 tarihinde öğrenildiği belirtilmiş olup, itirazın İİK"nın 265/2 m. belirtilen sürede yapılmadığı yönünde karar oluşturulduğu, kararda 257/2 olarak sehven yazıldığı ancak, sürenin son gününün resmi bayram tatiline geldiğinin anlaşılması ile diğer maddeler gereğince de yani, TTK"nın 1369/1-a m. bulunmakla birlikte, aynı maddenin diğer bir bendi gereğince uyuşmazlığın geminin mülkiyetine veya zilyetliğine ilişkin olması halinde ihtiyati haczin uygulanmasında geminin maliki olması gerekmediği, 1369/3 m. uyarınca uyuşmazlığın konusu olan gemi üzerinde ihtiyati haciz kararı verildiği gerekçesiyle, ihtiyati hacze itirazın reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1-Talep, ihtiyati haciz kararının kaldırılması istemine ilişkin olup, mahkemece itirazın reddine karar verilmiştir. Ancak, ihtiyati haciz talep eden vekili tarafından UYAP sistemi üzerinden 19/07/2016 tarihli dilekçe ile talepten feragat edildiği bildirilmiştir. Talep konusu uyuşmazlık, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri nitelikte olup, talepten feragat, hüküm kesinleşinceye kadar yapılabileceği ve karşı tarafın kabulüne bağlı olmadığı gibi, yapıldığı anda kesin hükmün sonuçlarını doğuracağından, ihtiyati haciz talep eden vekilinin talepten feragata ilişkin dilekçesinin, vekaletnamesinde bu hususta özel yetki bulunduğu da gözetildiğinde, HMK’nın 307 vd. maddeleri uyarınca sonuç doğurucu nitelikte olduğu anlaşılmış, Yargıtay İBK’nın 11/04/1940 gün ve 70 sayılı ve HGK’nın 21/11/1981 gün ve 1981/2-551 sayılı kararları uyarınca, talepten feragate ilişkin bir hüküm verilmesini teminen mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.
2-Bozma sebep ve şekline göre, taraf vekillerinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, kararın BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 20/09/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.